Sınır koyduğumda 100 kişi okuyorsa 90'ı oyluyor ama sınır koymayınca 200 kişi okuyor 100 oya ulaşamıyor bile. Gözünüzü seveyim niye böyle yapıyorsunuz siz? Valla çok ayıp ediyorsunuz. Yıldıza bastığınızda bir şey kaybetmezsiniz aksine bir insanı mutlı edersiniz; Beni.
*
Evden çıkarken kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Ufuk'a gidiyordum.
Saatler sonra neler olacağı hakkında fikrim yoktu ama titreyen bedenimle asansöre bindim.
Aynada kendime baktım. Yüzümde hiç görmediğim bir ifade vardı. Hem mutluluğu hem korkuyu hem heyecanı barındırıyordu.
Az önce Şermin'le konuşmuştum. Tabii ki gitmem için beni azarlamışto. Azarlamasa da gidecektim doğrusu.
Asansörden çıkıp apartmanın kapısına yöneldim. Dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım.
Belki de az sonra hayatımı etkileyecek bir karar verecektim.
Ya da o kararı çoktan vermiştim.
Otobüs durağına yürürken neden birlikte gitmediğimizi düşündüm. Acaba Ufuk zaten orada mıydı? Kırtasiyedeki işini halledince kafeye gitmiş olabilirdi. Ama saatlerdir orada mı oturuyordu? Neyse sorardım canım.
Biraz bekledikten sonra otobüs geldi ve bindim. Her geçen yol şeridinde kalbim daha da hızlanıyordu.
Sanki Ufuk'u ilk kez görecekmişim gibi heyecanlıydım.
Yaklaşık 15 dakika sonra otobüs durdu ve indim. Kafeye doğru yürümeye başladım.
Ona olan hislerimi anlamasını sağladığım yer burasıydı.
Kafenin camına baktığımda o günkü oturduğu yerde oturan Ufuk'u gördüm. Yine o beni fark etmemişti.
Yavaş adımlarla kafenin kapısına ulaştım. "Salak salak hareketler yapma Ilgaz." diye kendimi uyarıp kafeden içeri girdim.
Ufuk'un olduğu masaya ilerlerken Ufuk beni gördü. Yanına ulaşınca o günkü oturduğum sandalyeyi çekip oturdum.
"Hoş geldin." diye konuştu. Heyecandan midem kasılıp duruyordu.
Kusmazdım inşallah.
Iyy inşallah kusmam Allah'ım.
"Hoş buldum." dedim kıyafetimin kollarını avcumda buruştururken. Ne konuşacaktık şimdi? Telefondaki gibi rahat olamıyordu insan.
"Karnın aç mı? Ya da bir şeyler içer misin?" diye sorduğunda kafamı iki yana salladım. Bir şey yemeyi bırak ben yediklerimi çıkarmaktan korkuyordum.
"Seni buraya neden çağırdığımın farkındasın değil mi?" diye sordu. Bu kez de kafamı aşağı yukarı salladım. "Farkındayım." dedim. Ufuk gülümseyip önündeki bardağı alıp bir yudum içti.
Kahve miydi neydi göremiyordum, bitmiş şeyi mi içiyordu acaba? He Ilgaz saçmala, aferin.
"Ilgaz söze nasıl başlayacağımı inan ben de bilmiyorum. Ama bir şekilde içimdeki hisleri sana aktarmam gerekiyor." demesiyle nefesimi tuttum.
His dedi Allah'ım his dedi!
"Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde gece gündüz seni düşünmeye başladım ben Ilgaz."
Kesin senin aklına da Şermin girdi Ufuk. Ama yine de bu heyecanlanmama engek değil.
"Aslına bakarsan normalde de gözüme çok tatlı birisi olarak gelirdin. Seninle uğraşmayı da bilirdim ama son birkaç aydır o düşüncelerim daha yoğun bir hale geldi. Biraz da annemle Şermin sağ olsun seni sürekli düşünmeme sebep oldular."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birisi | texting
Short StoryBirisi: Özür dilerim Birisi: Sana bunu yapmamalıydım Ufuk: Sakın bana tek mesaj dahi atma. Ufuk: Yoksa kalbini kırarım. Birisi: Beni dinlemiyorsun Birisi: Hiç mi değerim yok senin gözünde? Ufuk: Zerre kadar değerin yok. Sadece Birisi'ydin. Artık o d...