55

7.7K 729 264
                                    

"Abi ben hazırım." diye bağırdım. Ablamla abim hemen yanıma gelmişlerdi. Ben de kapının önündeydim zaten.

Kardeşimiz olan çocuğu görmeye gidiyorduk.

"Çocuklar sakince gidip gelin. Dalaşmayın o adama da. Gözünüzü seveyim kavga falan etmeyin." Annem yanımıza gelip tatlı telaşıyla konuşunca gülümsedim.

"Korkma anne sakince gidip geleceğiz." dedim. Sonra evden çıktık. Bugün günlerden pazardı.

Dün Ufuk'la konuşmuştuk. Şimdi de kardeşimizi görmeye gidiyorduk. Apartmandan çıkıp arabamıza doğru yürürken Ufukların apartmanlarına baktım.

"Yürü kız yürü." diye ablam beni dürtükleyince önüme döndüm. Arabaya binmeden önce bir kez daha apartmana baktım ve sonunda istediğim oldu.

Ufuk apartmanın kapısından dışarı çıkmıştı. Yüzümde oluşan gülümsemeyi engelleyemedim. Bizi gördüğünde o da gülümsedi.

Bana bir şeyler oluyor...

Yanımıza geldiğinde üçümüze de tek tek baktı. Sonra abime döndü. "Hayırdır nereye?" diye konuştu. Abim omuzlarını silkti. "Bir şeylerle uğraşıyoruz." diye üstü kapalı bir şekilde cevapladı.

Oysa ben ona anlatmıştım bile.

"Sen nereye?" diye sordu abim. Ufuk'un yüzüne bakarken sakallarını tamamen kesmiş olduğunu gördüm. Öyle de böyle de çok hoşuma gidiyordu.

Ufuk Bey siz böyle hep hoşuma mı gideceksiniz?

"Kırtasiyeye gidiyorum ben de." dediğinde abim arabayı açtı. "Atla, otobüsle uğraşma." diye konuştu. Ufuk itiraz etmedi.

Kalbim hızlanırken kapı kolunu tuttum. Az sonra Ufuk'la yan yana oturacaktık.

Ben bir bayılayım.

Abim ve ablam arabaya binince arabanın tepesinden Ufuk bana baktı. Ben de ona baktım. Kalbim hızlı hızlı atarken kapı kolunu tutup kapıyı açtım ve arabaya bindim.

Bir iki saniye geçince Ufuk da yanıma bindi. Aramıza bir kişi binecek mesafede olsak da heyecanlanmamı engelleyememiştim.

"Herhangi bir kırtasiyeye mi gidiyorsun?" diye sordu abim. "Evet, fark etmez." Abim cevabı duyunca arabayı çalıştırdı.

Heyecandan kalbim delirirken derin bir nefes aldım. Az sonra yeni kardeşimle tanışacaktım ama onun için bile bu kadar heyecanlanmamıştım.

Kafamı hafifçe sola çevirdiğimde Ufuk da bana bakıyordu. Abimin fark etmesinden korkarak geri başımı önüme çevirdim.

Dişlerimi göstererek sırıtmamak için kendimi zor tutuyordum.

Ufuk'u hâlâ bana baktığını fark ettiğimden kendimi sıkıyordum. Fazlasıyla gergindim.

Ufuk elini üzerindeki ceketin cebine atarak cebinden lolipop şeker çıkardı. Şaşırarak gülümsedim. Ufuk, şekeri bana doğru sürüdü. Elini çektiğinde şekeri aldım.

Şekerin sap kısmında bir kağıt vardı. Kağıdı açıp okudum.

Mutlu olman için hep yanında olacağım. Tabii sen de izin verirsen.

Yüzümdeki gülümseme kocaman olurken Ufuk'a baktım. O da aynı şekilde gülümsiyordu. Geri önüme dönüp kağıda baktım.

"Ufuk." diye seslenen abime baktım. Ufuk ona cevap vermemişti. Kafamı Ufuk'a çevirip kaşlarımla abimi gösterdiğimde anlamaz bir şekilde bana baktı.

"Ufuk, duyuyor musun?" diyen abime döndü hemen. "Bu aralar biraz dalgınım kusura bakma." dedi. Umarım abim bir şey anlamazdı.

"Şurada bir kırtasiye var." derken eliyle sağ tarafı gösterdi abim. Ufuk başını salladı. "Ben ineyim o zaman." dedi. Abim sağa çekince kapıyı açtı. "Sağ olun, görüşürüz." diye konuştu.

Birisi | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin