"Çok güzel oldun!" dedim hayranlık dolu bir iç çekiş eşliğinde.
Beyza aynadaki yansımasına son kez bakıp başını bana doğru çevirdiğinde gözlerinin içi parıldıyordu. "Sahiden mi?"
Bir kaç adım geri çekilip, şaheserime baktım. Siyaha yakın uzun saçlarını, kısa süre içinde toparlanabilecek tek şekle sokup gevşek bir şekilde örmüştüm. Yüzünün iki yanında bir kaç tutam saçı salık bırakmış, doğal bir dalga görüntüsü vererek maşalamıştım.
Iri kahverengi gözlerini çerçeveleyen kirpikleri, bakışlarını daha belirgin ve canlı bir hale getirirken, şeftali tonlarındaki allığıyla belirgin elmacık kemikleri daha da bir güzel durmuştu. Prenses model gelinliği içerisinde tezatlık oluşturan esmer teni, göz alıcı duruyordu.
Yaşlı teyzeler gibi 'Maşallah!' diyerek yüzüne tükürmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp, heyecanla başımı salladım. "Dehşet bir şey oldun."
Kıkırdadı. Makyajını yapmak için oturttuğum sandalyesinden hızla kalkıp, kollarını boynuma doladı. "Çok teşekkür ederim, Gizem," dedi minnetle. "Sana ne kadar teşekkür etsem az."
Tek elimi sırtına koyup, hafifçe vurdum. "Rica ederim."
Geriye çekilip, telefonumdan saate baktım. Derin bir nefes alıp, "Ben artık iniyorum," dedim. "Aşağıda görüşürüz."
"Gizem, Umut çok kızmış mıdır bana?"
Kaşlarımı çatarak, "Saçmalama!" dedim. "Seni öyle görünce eli ayağı birbirine dolaşmış, ne yaptığının farkında bile değildi." Beni buraya çekiştirerek getirdiğini hatırlayınca güldüm.
"Tamam," dedi mırıldanarak. "Alırım onun gönlünü ben."
Sırıttım. "Alırsın."
Koltuğun üzerine bıraktığım kaşe kabanı elime alıp, Beyza'ya son kez güven veren sıcak bir gülümseme sundum ve odadan çıktım. Abimlerin beni merak etmiş olabileceğini düşünerek hızlı adımlarla merdivenlerden indim ve düğünün yapılacağı salona girmek için sağa döndüm.
O sırada sert bir şekilde bana çarpan bedenle, dengemi kuramayıp geriye doğru sarsak bir kaç adım attım. Kolumu sıkıca kavrayan el, dengemi sağlamamda yardımcı olurken başımı kaldırıp kim olduğuna baktım. Tanıdık bir yüz değildi.
Kolumu tutan elinden kurtulup, bir kaç adım geriye attığımda, "Pardon!" dedi mahcup bir tavırla ensesini kaşıyarak. "Acelem vardı." Sorun değil dercesine başımı salladım ve ilerlemek için yana doğru kaydım. Beni durdurup, "Gizem sen misin?" dedi sorarcasına.
Kaşlarımı çatıp, boş bakışlarla yüzüne baktım. Gergin bir şekilde gülüp, "Yanlış anladın," dedi. "Yukarıdan geldiğini görünce ablamın yanından geldiğini düşündüm. Kusura bakma."
Şaşkınlıkla, "Beyza'nın kardeşi misin?" dedim.
"Evet."
Mahcup bir şekilde başımı eğip, boynumu kaşıdım. Sert davrandığımı düşünerek elimi uzattım ve gülümsedim. "Haklıydın, ben Gizem."
Elimi tutup sıktı. "Arda." Merdivenlerden yukarı doğru kısa bir bakış atıp, bana döndü. "Halledebildin mi?" diye sordu. "Hazır mı ablam?"
Başımı salladım.
Derin bir nefes verip, "Oh!" dedi rahatlamış bir tavırla. "Bir an düğün iptal olacak diye çok korkmuştum, neyse ben gideyim de bir bakayım." Aceleci bir tavırla, teşekkür eder gibi gülümseyip omzumu sıvazladıktan sonra koşar adımlarla yanımdan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıcak Kahve
Chick-Lit"Gizem?" dedi sorar bir biçimde. "Üsteğmen Serhat Karalar'ın kardeşi, Gizem?" Gözlerimi, şaşırdığı belli olan gözlerine diktim ve gülümseyerek başımı salladım. Bu kadar şaşırması beni eğlendirmişti. Gizem #3 ; 06.02.2021 Aile #5 ; 08.02.2021 Asker...