Multimedia: Gizem
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🖤
İyi okumalar!
Hani bazı anlar vardır, içinde tarifini bilmediğiniz bir his oluşur. Korku deseniz değil, anlık bir şaşkınlık deseniz değil. Ne olduğunu bile kavrayamazsınız, aslında olan apaçık önünüzdeyken. Gözleriniz kendini kapatır, görmek istemez. Kulaklarınız, görünmez bir el tarafından baskıya maruz kalır, duymak istemez. Ağzınız, bir şeyler söylemek için aralanır fakat diyecek bir söz bulamazsınız. O an ne yapmanız gerektiğini, ne söylemeniz gerektiğini bilemezsiniz.
İki seçenek vardır önünüzde.
Biri, size tüm sorularınızın cevabını verir. Bu yol, uzun olandır. Git git bitmez. Tam bitti sanıp, rahat bir nefes verip, sırtınızı yaslarsınız koltuğa, gözlerini kapatırsınız ve o an fark edersiniz ki, aslında her şey yeni başlıyordur. Hep böyle değil midir zaten hayat dediğimiz şey? Bitti dediğimizde, karşımıza eski günlerimizi mumla aratan bir şey çıkarır.
Bu yol, engebeli olandır. Düşe kalka ilerlersiniz, belki de ilerleyemezsiniz. Geri dönmek için uğraşırsınız. Ancak acı gerçek bir kez daha yüzünüze vurur, çoktan çamura batmışsınızdır. Yerinizde debelenip durdukça, durum iyice içinden çıkılmaz bir hal almaya başlar. Battıkça batarsınız. O an yanınızda sizi elinizden tutup, çekip çıkaracak güçte biri varsa şanslısınız. Size, düşe kalka yürümenin güzel bir şey olduğunu öğretmek isteyen biri varsa, şanslısınız. Sizi omuzlarınızdan tutup, hafif sarsıp, "Çabalamadan olmaz, düşersen ben seni kaldırırım." diyebilecek biri varsa, evet şanslısınız.
Adım adım ilerlersiniz, en başında vazgeçip geri döneceğiniz yolda. Bir bir gerçekler açığa çıkar. Açığa çıkan gerçekler her ne kadar acı da olsa, içinizin rahatladığını hissedersiniz. Geride cevapsız bırakılmış hiç bir soru olmasın istersiniz.
Belki bir gün, belki bir ay, belki bir yıl sonra o hedefinize nihayet ulaşırsınız. Artık bütün sorularınız, yanıtlanmıştır. İşte o zaman ne hissedersiniz, biliyor musunuz? Hiç bir şey. Evet hiç bir şey, çünkü siz bu yolda ilerlerken fark edemediğiniz bir gerçek vardır. Her sorunuz yanıtlandığında, her duyduğunuz söz kalbinizi bir kez daha acıttığında, bir de bakarsınız ki eskiden acıyan kalbiniz acımamaya başlar. Büyümüşsünüzdür çünkü. Olgunlaşmışsınızdır. Artık öyle bir hale gelmişsinizdir ki, hissedemezsiniz. Ne bir korku, ne bir acı, ne de bir bilinmezlik kalmıştır içinizde.
Her şey bittikten sonra ise, gerisi tamamen sizin ellerinizdedir. Ya artık rahat bir nefes alıp, güzelliklerin, sevginin, aşkın sizi beklediği hayatınıza dönersiniz, ya da bu yolda ilerlerken değişen kimliğinizi fark eder, karanlığa mahkum olarak yaşamaya devam edersiniz.
Bir diğer seçenek ise, bir çok insanın seçeceği ilk seçenektir. Kaçmak. Arkanıza bile bakmadan, koşarak uzaklaşmak. Kolay olan bu yol gibi gözükse de, arkasında bir çok pişmanlık, bir çok bilinmezlik bırakır. "Ya," der insan geriye bakıp. "Ya diğer yolu seçseydim, yine de böyle hisseder miydim?"
Ve bu soru hiç bir zaman yanıt bulmaz. Kaçmayı seçtiyseniz, hayatınızın geri kalanı, acabalarla, keşkelerle dolup taşar.
Tam da şu anda, Özgür bana endişeli gözlerle bakarken, kararımı vermiştim. Ben hiç bir zaman, kolaya kaçan bir insan olmamıştım.
Özgür'ün parmaklarının arasında tuttuğu dinleme cihazının bu eve nasıl geldiğini öğrenmem gerekiyordu. Hissediyordum, basit bir şey çıkmayacaktı bunun altından. Bu cihaz, sadece bir araçtı. Bizi, asıl cevaplara götürecek olan basit bir araç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıcak Kahve
Genç Kız Edebiyatı"Gizem?" dedi sorar bir biçimde. "Üsteğmen Serhat Karalar'ın kardeşi, Gizem?" Gözlerimi, şaşırdığı belli olan gözlerine diktim ve gülümseyerek başımı salladım. Bu kadar şaşırması beni eğlendirmişti. Gizem #3 ; 06.02.2021 Aile #5 ; 08.02.2021 Asker...