Birkaç dakika sessizlik içinde geçerken Jungkook'un kıpkırmızı olan yüzü iyice düşmüştü.
Jin hiçbir şey görmemiş gibi "Hadi çıkalım mı Yoon?" diye sorduğunda sessizlik bozulmuş, gerçeklik boyut kazanmıştı.
"Bu da ne demek oluyor?" diye soran Hoseok'un sinirli sesi Yoongi'nin de sinirlenmesini sağlamıştı.
"Seni ilgilendirmiyor"
Hoseok söylenen bu söze gülerken keskin gözlerini Jungkook'a çevirdi. Öfkeliydi. Bilmiyor muydu bu adamın kimden hoşlandığını?
"Sen ne yaptığını zannediyorsun?"
Jungkook ağzını birkaç kere açıp kapatırken hyungunun yüzüne bakmamak için her şeyi yapıyordu. Yüzündeki telaş ifadesi başka zaman olsa kendisini güldürürdü ama o an değildi.
"Hyung... Ben-"
"Sen kimsin de ona karışabilirsin? Kaç yaşına gelmiş bir adama ne yapacağını sen mi söyleyeceksin?"
Hoseok, Yoongiden duydukları yüzünden daha da sinirlenirken kendisini Jin'in elleri arasından kurtarıp ileriye doğru tehditkâr bir adım attı.
"Ben onun hyunguyum! Sen kimsin? Onu seviyor musun da öpme hakkını kendinde buluyorsun? Aptal değilim ben Yoongi hyung. Aklının kimde olduğunu da biliyorum! Buna rağmen devam mı edeceksin bu oyuna?"
Yoongi de ona doğru tehditkâr bir şekilde yaklaşırken Jin ve Jungkook sadece izliyordu.
"Bana sakın ima yapmaya kalkma! Beni öpen senin kardeşindi, ben değil! Ayrıca aklında ne kuruyorsan umrumda değil. Oyun oynayacak yaşı çoktan geçtim"
Hoseok ona inanmadığını belli ederek alayla gülerken "Ondan uzak duracaksın! Jungkook saf kalplidir, hemen güvenir. Sende bunu fırsat biliyorsun ama buna izin vermeyeceğim hyung" diyerek meydan okudu.
"Neden ben yokmuşum gibi davranıyorsunuz? Hoseok hyung, düşündüğün gibi değil hiç-"
"Odana çık Jungkook. Hemen!" diyerek sözünü kestiğinde Jin arkasına geçip sakinleşmesi için ellerini omuzlarına koyarak masaj yapmaya başladı.
Jungkook dolan gözleriyle salondan çıkarken Yoongi ve Hoseok birbirlerine sinirle bakmaya devam ediyordu. Sonunda bu bakışmayı Jin böldü.
"İkiniz de şunu kesin. Yoongi sen beni arabada bekle"
Öfkeyle kapıdan çıkan adamın ardından Hoseok'u kendisine çevirirerek "Sakin ol sevgilim. Yoongi kötü birisi değil. Birbirinizden hoşlanmadığınızı da biliyorum ama onlar kendi kararlarını vermek için oldukça büyükler. Bizim karışmaya hakkımız yok" diye mırıldandı.
Hoseok, Jin'in normalde zeki birisiyken bu konuda nasıl bu kadar aptal olabildiğini anlamıyordu.
"Bunu nasıl söylersin? Onu gerçekten sevmiyor, sadece intikam almak istiyor benden!"
"Bunu neden yapsın ki?"
"Çünkü..."
Hoseok derin bir nefes verirken gözlerini kapatarak ovuşturdu. Kafasını kaldırdığında gözlerine baktı. Dayanamıyordu daha fazla!
"Çünkü onun istediği asıl kişiye ben sahibim"
Jin, kaşlarını çatarken dediklerini sorguluyordu içinde. Demek istediği asıl şeyi anladığında ise kısa bir şekilde güldü.
"Saçmalama lütfen. Böyle bir şey mümkün değil"
"İnanmak istememeni anlarım. Bunu söylemesi gereken kişi ben değilim en başta ama dayanamıyorum artık. Seni istiyor Jin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVE ME! #2Seok
Fanfiction#2SEOK #Yoonkook #Nammin Bir suçlu, sürekli kameralar önünde olan bir idole aşık olsaydı bunun adı ne olurdu? Evet. Doğru kelime tam olarak buydu. İmkansız!