"Biraz daha burada kalmamız gerekiyor meleğim. Anlattım sana durumu"
"Anlayışsız ve sorun çıkaran sevgili olmak istemiyorum Jin ama gerçekten bu biraz fazla değil mi? İçim hiç rahat değil bu konuda"
"Biliyorum. Keşke elimden daha fazlası gelseydi bu konuda ama inan bizim de beklediğimiz bir durum değildi"
"Jin, çıktım ben duştan, sen girebilirsin"
Yoongi'nin avazı çıktığı kadar bağırarak ona seslenmesiyle oluşan sessizlik Hoseok'un telefonu yüzüne kapatmasıyla sonuçlanmıştı.
Jin, sinirle gözlerini kapatıp küfür ederken neden böyle bir telaşın içine düştüğünü anlayamamıştı. İkisi de Jin'in aşkının büyüklüğünü biliyorken bu şüphe neydi?
"Jin hyung, duydun mu beni?"
Kapıyı sinirle açıp "Duydum Yoon! Duydum!" dedikten sonra gürültüyle kapatmıştı.
Yüreği, sevgilisinin üzüldüğünü bilmesiyle dağlanırken aklını göreve veremeyeceğini anlamıştı. Telefonunda Sejin'in numarasını tuşlarken diğer eli saçlarındaydı.
"Efendim Jin?"
"Hoseok'u bizim eve getirir misin hyung? Kimsenin görmemesi lazım ama. Chan peşimize birilerini takmıştır mutlaka bu geceden sonra"
"Bende Harry Potter'ın görünmezlik pelerini var da ben mi bilmiyorum? Cebimde mi taşıyayım? Nasıl sokayım kocaman adamı içeriye?"
"Bul bir yolunu işte! Etrafta birileri var mı kontrol edeceğim ben de" dedikten sonra telefonu kapattı.
Ormandaki eve gitmesi mümkün değildi ama sevgilisinin kırık bir kalple uyumasına da izin veremezdi. Odadan çıkarken üzerine kapşonlu bir hırka geçirdi. Eldiven ve maske de taktıktan sonra hazırdı.
Yanına telefonunu ve cüzdanını aldıktan sonra "Ben çıkıyorum" diye seslenmişti içeriye.
...
"Piçe bak! Demek bu şirketin sahibi he?"
Yoongi'nin binaya bakışı komik sayılırdı.
"Bu adamın neden diğerlerinden farklı bir hayat benimsediğini merak ediyorum"
"Muhtemelen her yerde elleri kolları olsun istemişlerdir"
"Haklısın aslında. Girelim mi içeriye?"
"Olur" dedikten sonra aynı anda binadan içeriye adımladılar.
Üzerlerinde sıradan şeyler ve yüzlerinin fazla görünmemesi için şapkaları olmasına rağmen üzerlerine dikilen bakışlar oldukça dikkat çektiklerini gösteriyordu.
"İkimize birden kart vermesi şüphe uyandırıcı değil mi sence de hyung?"
"Daha kaç kere söylemem lazım? Ben ortaya çıkmadan önce zaten bütün dikkati senin üzerindeydi zaten. Hiç şaşırmadım"
"Yine de sinir bozucu geliyor"
Jin, Yoongi'ye yandan bir bakış attıktan sonra cevap vermeden sekreterin yanına ilerlediler.
"Chan'la görüşmemiz vardı"
"Kim dememi istersiniz?"
"Soojin ve Changbin"
Sekreter tam adını duymayı beklerken kısa kesen adama şaşkınca baksa da telefonunu eline alarak görevini yaptı.
Birkaç dakika görüşmenin ardından "Sizi bekliyor. Buyrun" demişti güler yüzle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVE ME! #2Seok
Fanfiction#2SEOK #Yoonkook #Nammin Bir suçlu, sürekli kameralar önünde olan bir idole aşık olsaydı bunun adı ne olurdu? Evet. Doğru kelime tam olarak buydu. İmkansız!