10

705 65 78
                                    

"Yüzüne ne oldu hyung?"

"Önemli bir şey yok Joon"

"Yoongi mi yaptı?"

Jin kendisini bıraktığı koltukta yayılırken ona tek kaşını kaldırarak bakmıştı.

Ardından işaret parmağıyla yüzünü göstererek "Yoon bu güzel yüze kıyabilir mi?" diye sormuştu.

"Hadi ama hyung! Bu ego falan değil, bildiğin narsistlik"

Jin güldü ama dudağındaki yaranın acımasıyla yüzü buruştu.

"Ne buldunuz?"

"Çok bir şey değil. Yine araştırılması gereken bir numara var elimizde sadece"

"Canını sıkma. Hemen bulmak garip olmaz mıydı zaten? Hem onlar da bizi tanımıyor sonuçta"

"Daha ne kadar bizimle kalacaklar ki? Mutlu değiller ve korkuyorlar. Biz de değiliz, eski düzene ihtiyacımız var. Tek yapmamız gereken dış dünyayı onlar için güvenli bir hale getirmek ama onu bile yapamıyoruz"

"Yapma hyung! Bu elimizde olan bir şey değil ki. Ayrıca onun yanında olması mutlu etmiyor mu seni?"

"Ediyor tabi ki! Bu yüzden de ölesiye korkuyorum ya zaten. Kendime güvenmiyorum. Bir an önce gitmeleri gerekiyor"

Namjoon gözlerini ondan çekerek odada gezdirdi. Ona vereceği bir cevabı ne yazık ki yoktu. Hiç anlamamıştı içinde yaşadığı bu karmaşayı, anlayabileceğini de zannetmiyordu.

"Gidip biraz çalışmaya ne dersin? Jungkook sürekli ne zaman geleceğini sordu"

Jin tek kaşını kaldırıp ona ciddi olup olmadığını sorgulayan bir ifadeyle bakarken sadece omuz silkmekle yetindi.

Namjoon "Onların bir suçu yok. Biliyorum suçluyuz, katiliz falan filan ama bir yerde bize tekrar insan olmayı hatırlatıyorlar. Sadece bir ay olmasına rağmen değişiyoruz. Sanırım bu gürültüye alışabilirim" derken oldukça da ciddi görünüyordu.

"Değişmek güzel bir şey değil Joon. Hiç değil. Onlar gittikten sonra ne olacak? Bizi hatırlamak bile istemeyecekler çünkü biz kötü adamlarız. Hayatlarında da kötü bir anı olarak kalacağız"

Namjoon bunun doğru olmadığını bilse de karşı çıkmadı. Elindeki ilk yardım malzemeleriyle içeriye giren Yoongi yanlarına geldiğinde yüzünden öfkesi belli oluyordu.

"Yeterince azar yedim Yoon. Sence de yeterli değil mi?"

"Yüzüne yeni bir yara açmadığım için şükret sadece"

Ellerini iki yana açarak "Tamam. Gergin olduğunuz belli. Ben gidiyorum, birbirinizi öldürmeyin" diyen Namjoon'u, Yoongi durdurdu.

"Hayır. Benim halletmem gereken işler var. Sen de pansumanı yap o sırada" dediğinde içeriye ne zaman girdiğini bilmedikleri Hoseok kısık sesle "Ben yaparım" demişti.

Namjoon anında onaylarken sinsi bir gülüşle kendi odasına ilerlemişti. Yoongi iyice asılan suratını gizlemeye gerek görmeden bilgisayarın başına geçerken Hoseok da tereddütlü bir şekilde Jin'in yanına gelmişti.

"Gerek yok ben hallederim" diyen Jin toparlanıp malzemelere uzanmıştı ki elinin üzerine kapanan ince ve kemikli elle dondu.

Sıcaklığı o kadar güzel hissettiriyordu ki sıkıca tutmak ve asla bırakmamak istedi ellerini.

"Ben yaparım"

Kısık sesle mırıldandığı kelimeler kulağına ulaştığında yüzünü kaldırıp ona baktı. Yanaklarına yayılan kızıllık ona çok yakışıyordu kesinlikle.

SAVE ME! #2SeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin