3

1K 86 134
                                    

Medya: Evleri. Manzarasını da şöyle hayal ediyorum ben ama sizin hayal gücünüze kalmış tabi😊

 Manzarasını da şöyle hayal ediyorum ben ama sizin hayal gücünüze kalmış tabi😊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bu böyle olmaz. Mutlaka doktora götürmemiz lazım"

"Nasıl ikna edeceğiz?"

"Bilmiyorum ama gördünüz halini. 2 gün sonra konser var ama nasıl olacak hiç bilmiyorum"

"Hiç iyi değil. Tur stresi şimdi çıkıyor ondan galiba"

"O güçlü bir adam. Biraz dinlenirse düzelecektir"

"Menajerimizle konuşmalı mıyız? "

Hoseok duyduğu kısık sesli konuşmalarla gözlerini açmıştı. Onu fark etmeyen kardeşleri konuşmaya devam ediyordu.

Haklılardı bir yandan ama Hoseok aynı şeyleri onlar yaşasaydı en azından inanmaya çalışacağına emindi. Durduk yere delirmemişti ya!

"Patronla konuşsak mı?"

"Gerek yok. Zaten konser sonrası rahatız"

Hoseok gözlerini aynı şekilde kapattı. Onu dinlemeyecek, anlamayacaklardı. Emindi.

O kokunun adama ait olduğuna emindi. Korkuyordu. Eğer oysa gerçekten karşısında hiçbir şansları yoktu. Adamın boynunu nasıl profesyonelce kırdığını hatırlamak midesinde bulantı hissi yaratıyordu.

Üstelik evini biliyordu. Sürpriz bir programdan bile haberi olmuştu.

Kardeşleri kısık olduğunu düşündükleri şekilde konuşurken duysa bile anlamıyordu dediklerini. Aklında gelişen ve her an daha da büyüyen panik duygusu sadece kendisi için değil, kardeşleri için de varlığını sürdürüyordu.

Gözleri yanacak kadar uykusu olsa da hissettiği güvensizlik yüzünden uyuyamayacağından emindi.

Üzerindeki örtüyü atıp ayağa kalktığında ona sorar gözlerle bakan kardeşlerine "Banyoya gireceğim" dedi.

Odasında bulunan banyoya ilerlerken ayaklarını hareket ettirmek inanılmaz zor geliyordu. Kalbi hissettiği duygular altında ezilirken nefes almakta sıkıntı çekmeye başlamıştı.

Çok korkak bir karakteri olduğunu biliyordu Hoseok ama durduk yere kafasında kurup ona inanacak birisi asla değildi. Tanıyordu kendisini, stres altında zor zamanlar geçirse de bu boyuta asla ulaşmazdı. Üstelik bu doğru olsaydı turun başında olurdu, sonunda değil.

Hızlı hareketlerle soyunup suyun altına girdiğinde vücudunun titremesi de artmıştı. Döver gibi tenine çarpan sular bile kendine getiremiyordu onu.

Ellerini soğuk fayansa yaslayıp eğdi başını. Tutamıyordu kendisini daha fazla. Izin verdi hıçkırıkların bir feryat gibi sessizliğin içinde dağılmasına.

...

"Sonunda geldin"

Yoongi'nin imalı sesiyle gülümseyen suratı tekrar ifadesizliğe büründü.

SAVE ME! #2SeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin