"Turnam!
Bir gün bırakmayacağım peşini.
Sen nereye ben oraya; adım adım...
İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım."Turgut Uyar
Sevmek; öyle uzun, öyle derin ve öyle zahmetli bir iştir ki herkes beceremez bu hissi yüreğinde taşımayı. En saf duygular girer araya bu yüzden kalpsiz birine yüktür sevgi, ağır gelir. Ancak bir kere düştü mü ruha, yılan gibi sarar ve zehri gittikçe yayılır kapalı tüm kapıların ardına. Sebeptir ki; birini sevmek şans, biri tarafından sevilmekse mucizedir hayatta.
Turna, kalbine düşen mucizeyle kendi elleriyle ördüğü duvarı teker teker yıkmıştı. Verdiği yeminler için af dilemişti Allah'tan. Yeni doğmuş bir bebek misali yaşamaya en başından başlamıştı. Akyel ise vazgeçtiği hayatına tekrar başlamaya karar vermiş hatta bu uğurda ailesini daha doğrusu annesini karşısına almıştı.
Suna Hanım'ın, evlenmelerine karşı çıkmasının üzerine Akyel'in sinirleri iyice gerilmişti. Onun kalbini kırmak istemediğinden Turna'nın elinden tutup ayağa kalmış ve evleneceklerini kesin bir dille söyledikten sonra evden çıkmıştı. Şimdi ay ışığının aydınlattığı sokakta yürürken Turna, Suna Hanım'ın haklı olduğunu düşünmeden edemiyordu. Kim evladının, babası katil olan biriyle evlenmesini kabul ederdi? Babası ona 'bıçağı ben tuttum ama katil sensin' derken doğru söylüyordu demek ki. Artık o da potansiyel bir katildi insanların gözünde. Suna Hanım da bu yüzden korkuyordu işte. Akyel şu an sinirli olduğu için bir şey söylemeden yürüyordu yanında. Ama gidecekleri yeri anlamıştı, Umutsuz'un kulübesine gidiyorlardı. Denizin kıyıya vurma sesleri giderek artarken Akyel kulübenin tahta kapısını üç kere tıkladı. Bir süre sonra Umutsuz uykulu gözleriyle esneyerek açtı kapıyı. Karşısında elleri birbirine kenetlenmiş çifti görünce kendisini hala rüyada zannetti.
"Akyel, ben hala uyuyor muyum?" diye sordu şaşkınlıkla ellerine bakarken. İkisi de Umutsuz'un sorusuna istemsiz gülerken Akyel'in tüm gerginliği uçup gitmişti. Bu yüzden Umutsuz'la biraz uğraşmak istedi.
"Evet, Umutsuz. Şu an sen uykudasın ve biz sana evlendiğimizi söylemeye geldik."
Umutsuz'un gözleri bir anda açıldı. Yüzündeki uykulu hal yerini sinire bıraktı. Huysuz biçimde koca omuzlarını sallarken;
"Bana niye haber vermediniz? Hani ben sizin arkadaşınızdım?" diye mırıldandı. Kollarını birbirine bağlayıp onlara sırtını dönerken Akyel gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. Umutsuz, çatık kaşlarının arkasından onları süzerken; "Ben yatağıma gidiyorum." dedi. "Gözlerimi kapatıp bu kabustan hemen uyanacağım."
Hızlı adımlarla yatağına doğru giderken Turna'nın kalbi sızladı onun bu haline. Hemen yetişip kolundan tutarak durmasını sağladı. "Umutsuz dur! Akyel sana şaka yaptı. Şu an uyanıksın, kabus görmüyorsun."
"Ama evlendik dedi, Turna. Akyel, evlendik dedi. Evlendiniz mi gerçekten? Beni çağırmadınız mı? İstemediniz mi yanınızda?"
Umutsuz'un gözleri giderek dolarken Akyel, kötü bir şaka yaptığını anladı. Aslında onun bu kadar üzüleceğini tahmin etmemişti hiç. Gözlerinin dolduğunu görünce yanına gidip omzunu sıktı can dostunun.
"Daha evlenmedik kardeşim ama yarın akşam evleneceğiz. Seni çağırmama gerek olmayacak çünkü hepimiz burada olacağız."
Umutsuz, Akyel'e cevap vermeden önce Turna'ya döndü. Kısık bir sesle; "Ben gerçekten uyanığım, değil mi?" diye sordu. Turna ona gülümseyerek kafasını salladı. Bunun üzerine Umutsuz tekrar sordu. "Peki doğru mu söylüyor? Evlenecek misiniz?"
"Evet, doğru. Evleneceğiz."
Umutsuz, Turna'nın onayından sonra mutluluktan bağırarak kollarını ikisine birden atıp kocaman cüssesine yapıştırdı. Üçü resmen bir bütün olmuş şekilde güzel haberi paylaşıyorlardı. Kısa süre önceki Suna Hanım'ın tepkisinden sonra bu onlara oldukça iyi gelmişti. Oldukları yerde birbirlerine sarılırken Umutsuz bir anda Akyel'i itip karşısına geçti. Bu arada Turna hala kolunun altında duruyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/205396526-288-k936310.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Uyanmadan Önce
Teen Fiction§ @WattpadRomanceTR'nin dram listesinde... ✨ Onu sevdim. Onu dünyada hiçbir varlığı sevmediğim kadar çok sevdim hem de. Ama inkar edemeyeceğim bir gerçek daha vardı ki, çok sevildim. Hayatın beni bağışladığı bir mucizeydi onun tarafından sevilmek. İ...