"İlk, bakışına vurulmuştum İnci Çiçeğim,
Aydınlık ve beyazdı.
Mevsimler hazanı gösterse de,
Benim için artık hep yazdı."Dursun Tiftik
İnsan bir kere doğar ama bir kere başlamaz yaşamaya. Doğduktan sonra kaç kere yaşamın kıyısına geldiğini sanıp öleceğini düşünür insan ama her son gerçekten son değildir aslında. Hayat, konusu belli olan bir kitabın kurgusunu kendin yaptığın bir olay döngüsünden ibarettir sadece. Önemli olan; kalemi eline aldıktan sonra ne yazacağındır. İşte o zaman son mu yoksa başlangıç mı olacağına sen karar verirsin.
Turna, kalemi eline alıp kendi sonundan bir başlangıç yazmaya başlayalı bir gün olmuştu bile. Bu süreçte elinden geldiği kadar yeni hayatına adapte olmaya çalışıyor ve içinden geldiği gibi hareket ediyordu. Dün Akyel onu eve bıraktıktan sonra bütün gece yeni yetme çocuklar gibi mesajlaşmışlardı. Artık adı konulmuş bir ilişkileri vardı. Sevgililerdi hatta belki de daha fazlasıydılar. Gün sonunda iki aşık birbirinin özlemine dayanamayacağını hissediyordu. Bir gün hatta sabahtan akşama kadar bile dayanamıyorlardı. İkisi de sürekli birbirini görmek ve saatlerce sarılmak istiyordu. Sonunda akşam Turna işten çıkıp eve geldiğinde Akyel'i elinde bir saksıda çiçekle buluverdi. Akyel'i görmeyi hele elinde bir çiçekle görmeyi hiç beklemiyordu. Hasrete bulanmış şaşkınlıkla;
"Akyel?" dedi. Yüzyıllardır görmemiş gibiydi sevdiğini. Öyle ki, yalnızca bir günlük özlemi kalbinde, az sonra patlayacak bir yanardağın kabarması gibi etki yaratıyordu. Akyel'in davetkar sesiyle; "Güzelim?" deyip kollarını açmasıyla koşup kafasını yuva yaptığı göğsüne yasladı. İşte o an yanardağ patladı ve lavlar ikisinin arasında hain bir böcek gibi sardı etrafını. Birbirine sarılan kolların ayrılması birkaç dakika sürmüştü. Sensörlü lambanın sönmesiyle kendilerine gelip hala apartmanda olduklarını fark ettiler. Resmen birbirlerini görünce dünyanın kalanını gözleri görmüyordu. Gülüşerek ayrıldıktan sonra Turna hemen evin kapısını açtı ve üstlerini çıkarıp salona geçtiler. Akyel elindeki çiçeği Turna'ya uzattı. Turna hayatı boyunca ilk defa çiçek alıyordu. Üstelik aldığı ilk çiçek sevdiği adamdandı. Ne güzel duyguydu böyle güzel sevilmek. Utandığını belli etmemeye çalışsa da kızaran yanakları onu ele veriyordu.
"Bunlar senin için..." dedi Akyel. "Yeni hayatının sana hep bunlar kadar güzel sonlar getirsin diye."
Turna, yavaşça uzanıp çiçekleri küçük, bembeyaz, her biri tıpkı bir çana benzeyen saksıyı aldı. O kadar güzel kokuyorlardı ki... Çok zarifti aynı zamanda çok hüzünlü duruyorlardı. Turna, çiçekten kafasını kaldırıp ona sevgiyle bakan kara gözlerle buluştu. "Teşekkür ederim, Akyel. Bunlar çok güzel."
Uzanıp tekrar sarıldı Akyel'e. Biraz sonra Turna, çiçeği ortadaki sehpanın üzerine koyup kahve yapmak için mutfağa gitti. Kahve pişerken de odasına gidip iş kıyafetlerinden kurtuldu. Rahat bir tişört ve pijama giydikten sonra mutfağa dönüp kahveleri tamamdı. Salona geri geldiğinde Akyel koltukta oturmuş sabırsızlıkla onu bekliyordu. Tepsiyi sehpaya koyduktan sonra hemen yanına oturup kollarının arasına girdi tekrar. Sarmaş dolaş otururken ikisinin de gözü sehpada duran çiçeğin üzerindeydi.
"Bu çiçeği biliyor musun, Turna kuşu?" diye sordu mırıldanarak. Turna kafasını iki yana sallayıp merakla Akyel'in söylemesini bekledi.
"Bunun adı, İnci Çiçeği. Boynu her an kırılacak gibi bükük durduğu için genç kızların gözyaşlarına benzetilir. Çiçeği dozunda kullanıldığı zaman şifa, fazla kullanıldığında zehir olur. Böyle narin ve masum göründüğüne bakma aslında hikayesinde büyük bir hüzün barındırıyor."
Turna, kafasını göğsünden ayırmadan kaldırıp çenesini yaslayarak ona baktı. Bir çiçeğin en fazla ne kadar hüzünlü bir hikayesi olabilirdi ki? Annesinden masal dinlemek isteyen bir çocuk gibi; "Anlatır mısın lütfen?" diye sordu. Akyel, bir elini Turna'nın saçlarında diğer elini yanağında gezdirerek anlatmaya başladı hüznün çiçeğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Uyanmadan Önce
أدب المراهقين§ @WattpadRomanceTR'nin dram listesinde... ✨ Onu sevdim. Onu dünyada hiçbir varlığı sevmediğim kadar çok sevdim hem de. Ama inkar edemeyeceğim bir gerçek daha vardı ki, çok sevildim. Hayatın beni bağışladığı bir mucizeydi onun tarafından sevilmek. İ...