Media: GÖKTUĞ KIRAÇ
Multi Media: İlyas Yalçıntaş: MECNUN
Arkadaşlar öncelikle hepinizden çok özür dilerim biliyorum bölümler çok geç geliyor ama yaşadığım ciddi sağlık problemleri nedeniyle yazmak son derece zor oldu. İlerleyen zamanlarda sık sık bölüm atmak için çabalayacağım inşallah desteklerinizi esirgemez ve yıldızı parlatmayı unutmazsınız. Hepinizi çok seviyorum.. 😍❤️
Önceki bölümden:
"Yani tombiş şu anda senin hakkında bir karar veriyorum hazırmısın? 3..2..1..
Dediği esnada dudaklarıma eğilen Göktuğ bir anda beni öpmeye başladı! Titreyen dizlerim ve deli gibi çarpan kalbimi sakinletirmeye çalışıyor ve bu yaşananların bir rüya olmamasını diliyordum..! Sokaktaki bütün sesler kulağımda romantik bir aşk şarkısına dönüşürken zamanın tamda şu anda durmasını istiyordum.
******
Sıkıca kapattığım gözlerimi şaşkınlıkla açtığımda Göktuğun sıcacık bakışları gözlerime dikilmişti. Tuhaf bir şekilde içimin eridigini hissediyordum. Hayatım boyunca, annemden başka hiç kimsenin gözlerinde bu denli ısındığımı hatırlamıyordum. Derin bir huzur ve güven duyuyordum. En önemlisi ise bu zamana kadar hep aradığım o masum samimiyeti, şu an bu iki kahve göz bebeklerinde izliyordum. Gerçekti evet, şu an olan herşey tıpkı Göktuğun gözlerindeki dürüstlük kadar gerçekti. Bu büyülü andan Saniyeler sonra kendime gelebilmiş ve koşar adımlarla arabaya geçmiştim. O kadar çok utanıyordumki çareyi montumu yüzüme kapatarak kamufle olmakta bulmuştum. Evet aslında kötü bir şey yapmamıştım! Hatta ben hiç bir şey yapmamıştım! Hepsi bu ukala dümbeleğinin başının altından çıkmıştı! Ama herşeye rağmen onun yüzüne bakamazdım. Sonuçta az önce onun tarafından tam dudağımın ortasından şak diye öpülmüştüm! Hem bu kez bunu kaza olarak değil bile isteye yapmıştı...
Yol boyunca arabada kalbimin gümbürtüsünden ve Göktuğun kıkırtısından başka çıt bile çıkmamıştı. Bir iki kez montumu indirmeye yeltensede izin vermemiştim. Hiç bir şey olmamış gibi rahat ve pişkin tavırları, bu konu hakkında tek bir söz bile etmemesi, bana az önce olan herşeyin gerçektende bir rüya olduğunu düşündürüyordu. Yani deli gibi heyecanlanan sadece benmiydim?
Sonunda yol bitmiş ve eve gelmiştik. Yine hızlıca arabadan inip odama koştum. Kapıyı çarpıp arkasına yaslandığım sırada Göktuğun gittikçe yaklaşan ayak sesleri kulaklarıma doluyordu! Kapıya vurup konuşmak isteyeceğini düşündüm. Hatta bir süre beklediğini bile hissettim! Sessizce onu dinliyordum. tekrarlayan ayak sesleri bu kez uzaklaşıyordu! Ne söyleyecekti neden vazgeçti?
Gerçekten bu adam birbirine karışmış bir zincir gibi çözmeye çalıştıkça daha çok karışıyor!
Bütün gece uzanıp düşündüğüm tek şey soru işaretleriyle dolu o öpücüktü. Gerçekmi hayalmi diye kendime sorarken beynimde o anı saniye saniye canlandırıyordum ve her defasında Göktuğun gözleri aklıma geliyor ve boğazıma kadar heyecanlanıyordum..! Ayaklarım benden bağımsız bir şekilde yatağı tekmeliyor, karnıma sığmayan kelebekler ise odama doluşuyordu..! Her ne olursa olsun sonuçta biz öpüşmüştük! Ama bu ukala dümbeleği neden hiç bir şey söylemiyordu! Beynimi kemiren bu soru bütün hevesimi kursağımda bırakıyordu... Acaba tepkimdenmi kokuyor dedim içimden? Eminim birşeyler söylese bile utanır hiç bir cevap veremezdim! Belki o güzel anı bozmak istemedi? Zaten bakışları her şeyi anlatmaya yetmemişmiydi? Zihnimde dönüp duran varsayımlar sonunda yerini boşluğa bırakmış ve gözlerim kapanmaya başlamıştı.
Tam uyumaya karar verdiğim sırada telefonuma gelen mesajla irkildim!
1 yeni mesaj
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIFIR BEDEN AŞK
ChickLit(Hikaye ismi, daha önce hiç bir hikayede kullanılmamıştır. Alındığı takdirde yasal işlem başlatılacaktır!) ÇİSEM'DEN Kaç yıl oldu bilmiyorum aynaları kırıp atalı... Kendime hiç küskünlük etmedim bunca zamandır, çünkü bu bedeni ben seçmedim! Bu hayat...