༻DENEMEK༺

358 85 187
                                    

Multimedya: SANCAK
DÜŞÜN Kİ

******
işte tam burda başlıyordu benim hikayem bu satırlara yazmak, dökmek, anlatmak, istediğim o kadar çok şey var ki aklımla anlatabilirim hatta sayfalar dolusu yazabilirim ama kalbimin bir dili yok. Ben anlıyorum ama nasıl anlatılır bilmiyorum...

Dolan gözlerimle yüzüne baktım. Onun eli ise hala kolumdaydı

"İyiyim teşekkür ederim" diye bildim boğazıma kaçan kısık bir ses tonuyla... Yavaşça elini kolumdan indirdi. bense ufak adımlarla geri çekildim.
Gözleri kanayan dizlerime ilişti

"Yaralanmışsın" dedi endişeli bir tavırla.

"Önemli değil iş yerinde hallederim"

"Mikrop kapabilir, Gel klinikte bir pansuman yapalım."

Kolumdan çektiği elini bu defa sırtıma koyarak ağır adımlarla kliniğe doğru yürüdük.

Utanmak bir kenara, şu an neler olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Söylediği ve yaptığı hiç bir şeyi geri çeviremiyordum.

Eğer özel bir durumunuz varsa, size gelen hiç bir iyiliği sıradan karşılayamıyorsunuz. Özellikle bu iyilik sizin için yeri farklı olan birinden geliyorsa...! Belki fazla hassas olduğumu düşünebilirsiniz, ama bu zamana kadar o kadar çok alçakça şeyler yaşadım ve gördüm ki hayat bana hep sorgulayan takılan bir karakter yapıştırdı...

Şimdide o anlardan birini yaşıyordum

(Neden benimle ilgilendi?)

Bunun beynimde bir çok cevabı vardı aslında. Doktor olduğu için mi?
Yada gerçekten iyi birimi? Bana acımış olabilirmi?

Kliniğin kapısından girdiğimizde beni hemen yan tarafta duran bir koltuğa oturttu. Hızla koridorun sonundaki kapıdan içeri girip, elinde bir tepsiyle geri döndü.

Parçalanmış pantolonumu makasla keserek yaramı dezenfekte ediyordu. Ben o an bütün acılarımı unutmuş onun pür dikkat yaramı inceleyen yeşil gözlerine bakıyordum.

"Adın ne seni her sabah durakta görüyorum sanırım buralarda çalışıyorsun?"

Şu an hayatımdaki en mantıklı cümleyi kurmam gerekiyordu ama tekleyen kalbim beni zorluyordu. Bir çırpıda

"Adım çisem, şu karşıdaki kuaförde çalışıyorum. Evet bende görüyorum sizi her sabah..."

Aferin çisem aferin sana kızım hayatının en mantıklı cümlesi bu mu? Hahh!! Bari her sabah seni bekliyorum deseydin! Emin ol bu daha mantıklıydı.

"Memnun oldum çisem ben Selim. Anladığım kadarıyla yaşın henüz küçük beni yanlış anlama bunu bir doktor olarak soruyorum, hiç zayıflamayı denedinmi?

Hayatımın ikinci utanç verici perdesi gözlerimin önünde sahne alıyordu. İçimden binlerce kez evet denedim! çok kez denedim! Girdiğim her diyetten nur topu gibi mide yaralarına, denediğim her ilaçtan sonra yine miğdeme takılan hortumara rağmen, denedim! Zayıflatıcı korselerle oksijen yetersizliğinden bayılmalarıma rağmen denedim! Gittiğim para avcısı doktorların tedavi esnasında beni uyutuklarını sanıp arkadamdan yüzüme baka baka konuştukları iğrenç lafları duymama rağmen hep denedim!

Söylemek istediğim o kadar çok söz vardı ki ne dolan gözlerim nede titreyen dudaklarım bir kelime etmeme bile müsade etmiyordu...

O bir doktordu işi gereği olaya direk sağlık açısından bakıyordu ama ben olayın tamamen duygusal açısında kalıyordum. Tek bir söz etmeden yerimden kalktım. Kolumun yanına koyduğu eliyle,

"Çisem beni yanlış anladın!"

"Hayır yanlış anlamadım. Sadece bu hikaye çok uzun ve benim bu kadar zamanım yok!"

O usulca arkamdan bakarken, ben otomatik kapıdan topallayan adımlarla ağır ağır çıktım"

Bana yeni tanıştığım bir çok arkadaşım, hatta yolda gördüğüm bir çok insan ilk bu soruyu soruyordu. Hayatımdaki her şeye her zorluğa alıştım ama bu soruyu hayatım boyunca bir türlü aşamadım. Neden diye sorucak olursanız bu sorunun cevabı sadece bende. Şunu yapmıştım, bunu yapmıştım gibi bi kaç sözle geçiştiremiyorum. Yaşadığım acıları sadece ben biliyorum acı nasıl anlatılır? sözlükte bir karşılığı varmı?

Hayatınızda size hep tek bir soru soruluyorsa, bir süre sonra yaşadığınız onca şeye rağmen cevabı sizde unutuyorsunuz ve artık sizde kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz.

Şu an tek istediğim sadece eve gitmekti yolda giderken aklımdan bir çok şey geçiyordu. O da herkes gibiydi. Keşke bana ilk sorduğu soru bu olmasaydı. Bu anı yaşamak yerine bana gülenlerden birinin de o olmasını tercih ederdim.

İlk platonik aşkım bana gerçeğin en ağır şekliyle kim olduğumu hatırlattı ve bu sayfa açılmadan kalbimin tozlu raflarında yerini aldı.

Ben çisem size hayatımdan bir kapı aralıyorum ve yaşadığım, yaşayacağım her ana tanıklık etmeniz için hepinizi hikayeme davet ediyorum.

Fikirlerinizi benimle paylaşmayı ve beni yüreklendirmek adına hikayeme yorum yapmayı unutmayın.
Hepiniz çok seviyorum.



SIFIR BEDEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin