༻KOKU༺

439 100 317
                                    

Multimedya: EYLEM AKTAŞ Yüreğimden Tut

(Dün aldığım güzel tepkilerle anladım ki bu hikayeye sıkı sıkı sarılmalıyım siz sevdikçe ben umut doluyorum iyiki varsınız ❤️❤️❤️)

********

Hani hepimizin geçmişinde hatırladığı bazı kokular vardır, hani hatırladığımızda kısa bir süre o günlere döneriz... Benim en sevdiğim koku babamın bana yeni aldığı Barbie bebegin tatlı kokusuydu...

Bazen hep öyle kokmak isterdim. Bu sabahta yatağımdan o günlere döndüren bir kokuyla uyandım ama acı gerçek, sırılsıklam bir halde vücudumu saran kısa kollumla, beni tatlı kokulu rüyamdan uyandırmıştı...

Ilık bir duşla kendime geldim.

Ne yazık ki benim hikayemde siyah kotlar renkli süslü bluzlar askılı kıyafetler yok...

Yani üzerime yakışan kavramını hayatımdan eleyip üzerime olan tek tip kıyafetleri tercih etmek zorunda kalalı yılar oldu.

Dolabımdan aldığım bir kaç kıyafeti üzerime geçirip gürültülü adımlarla merdivenden indim. Evde kahvaltı yapmayı hiç bir zaman tercih etmiyorum çünkü benim güzel annem yediğim her lokmayı bir bir sayar, yemeğin üzerine bide tam kıvamında hazırladığı laflarını afiyetle boğazıma dizer ve bütün gün iş yerinde hazımsızlık çekerim...

Adımlarımı hızlandırıp annem uyanmadan evden çıktım. Geceden yağan yağmurla etrafa yayılan mis gibi toprak kokusunu, ciğerlerime çektim. Hayatımın rutinleşen yol ve otobüs eziyetinden sonra nihayet size bahsettiğim durağa gelmiştim. Kısa bir süre sonra durağa yaklaşan otobüs, ağır ağır durdu ve içinden benim şu kocaman bedenimdeki küçük kalbimi kuş gibi çarptıran adam etrafı süzen gözlerle yavaş yavaş indi...

Her zamanki gibi yüzüne kısa bir bakış atıp Ona farkettirmeden hızlıca yerimden kalkıp uzaklaşacaktım. Ne yazık ki farkedilmemesi imkansız bir kazayla kendimi kaldırım kenarına dolmuş olan su birikintisinde buldum!

"Karaya vurmuş balina haaahha"
(Bir takım gülüşmeler ve acıma ifadeleri!)

O an etraftan gelen hiç bir ses umurumda değildi!
Kesin oda görmüştü hatta şu an gülenlerden biride o olabilirdi! o an bunun sadece bir kabus olması ihtimalini düşünüyordum. O kadar çok utanıyordum ki düştüğüm yerden kalkmak yerine bu çamurlu suda boğulmayı diliyordum... Çok geçmeden yanımda beliren gölge bana yaklaşarak kolumdan kavradı.

O yavaş ve nazik hareketlerle beni ayağa kaldırırken ben utangaç bakışlarla etrafa bakıyordum. İçimden Allah'ım ne olur gitmiş olsun, ne olur görmemiş olsun diye dua ediyordum. Gözlerim yumuşak bir ses tonuyla konuşan adamın yüzüne sabitlendi...

"İyimisin bir yerine bir şey olmadı değilmi?"

Bu oydu az önce kalbimi titreten şu adamın karşında o kadar çok utanıyordum ki, ne kanayan dizim umrumdaydı, ne çamurla bütünleşmiş kıyafetlerim, nede hala durmuş halime katıla katıla gülen yaratıklar...!

Önümde duran adam cebinden çıkarttığı mendille yüzümü silerken, ben titreyen ve acıyan dizlerimle ayakta durmakta güçlük çekiyordum.

Hayatımda rezil olduğum, utandığım, alay konusu olduğum bir çok hadise yaşamıştım ama şu an içinde bulunduğum durum hepsinden daha çok acıtmıştı...

Ben çisem size hayatımdan bir kapı aralıyorum ve yaşadığım, yaşayacağım her ana tanıklık etmeniz için hepinizi hikayeme davet ediyorum.

Fikirlerinizi benimle paylaşmayı ve beni yüreklendirmek adına hikayeme yorum yapmayı unutmayın.
Hepiniz çok seviyorum.

SIFIR BEDEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin