Media: ÇİSEM
Multimedia: Zeynep Bastık-Her Mevsim Yazım
Arkadaşlar bana hikaye başlıklarımın bir anlamı varmı diye sormuşsunuz. 😘 Aslında çok derin anlamlar yok ama bölüm yazarken ne hissediyorsam, o duyguyu en özel ve güzel kelimeyle süslemeye çalışıyorum yani kısaca bölüm başlıklarımın anlamı yazmaya başladığım esnada hissettiğim duyguların özeti...
Size up uzun bir bölüm bırakıyor ve şimdiden keyifli okumalar diliyorum. ❤️❤️
Hatırlatma:
Çisem! Ben şimdi ne yapıcam?"
Dediği esnada bana doğru dönerek sıkıca sarıldı. Ne yapacağımı şaşırmış bir halde olduğum yerde donup kalırken, havada kalan ellerimle sırtını sıvazladım. O geçen her seniye bana dahada sıkı sarılıyordu. Bu koskaca bedenim onun kolları arasında gittikçe küçülüyordu...
****
Göktuğ sıkıca bana sardığı kollarını bir anda gevşeterek, geriye doğru çekildi!
"Ben çok özür dilerim Çisem! Bir anda kendimi kaybettim afedersin..!"
"Hayır tabiki önemli değil! Ne oldu Göktuğ neden bu haldesin? Eger çok özel değilse anlat lütfen dinlemek istiyorum?"
"Çisem babam..!"
.....
Göktuğ bütün herşeyi bir bir anlatırken gözlerinden düşen yaşlara hakim olamamıştı. Olanlara en az Göktuğ kadar bende üzülmüştüm. Ve onu teselli edebilmek için söylediğim her cümleyi özenle seçiyordum. Bu zamana kadar onun hiç görmediğim çocuk yanını görmüş ve içinde sakladığı bir yaraya şahit olmuştum. Sanki aramızdaki mesafe bir adım daha kapanmıştı. Ve ben artık gerçekten onu tanımaya başlıyordum...
Çok geçmeden duyduğumuz kapı sesiyle salona geçtik. Aras ve Harun gelmişlerdi.
Göktuğ sürekli başını öne eğiyor kızarmış gözlerini Aras ve Harun' dan saklamaya çalışıyordu. Hüzünlü bir sarılmanın ardından ikisinede babasıyla ilgili son durumlardan bahsediyordu. Onlar şaşkın bakışlarla bana doğru bakarken, Göktuğ olanlardan haberim olduğunu ima edercesine işaret veriyordu. Az önceki halinden eser bile yoktu! herşeyi soğukkanlı bir şekilde anlatıyor, içindeki duyguları bastırarak güçlü bir duruş sergiliyordu..! Ben ise şaşkınlıkla onu izliyordum. Böylece zaman su gibi geçmiş saat epey geç olunca herkes yataklarına dağılmıştı.Yatağıma uzandıktan sonra akşam yaşanan her şeyi bir bir gözden geçirmeye başladım. Göktuğun o kan çanağı gözleri, yanaklarından süzülen yaşlar ve bana sıkıca sarılması, aklımdan çıkmıyordu. Peki bu yanını bana neden göstermişti? Bütün gece beynimi kurcalayan bu soruyla geçti.
Aslında bu sorunun bir çok cevabı vardı! Eğer biri karşısındaki birine en hassas ve güçsüz yanını gösteriyorsa, ya ona göre çok özel biridir ve ondan hiç bir şeyini saklayamıyodur, yada ona karşı derin duygular besliyor ve karşısında dirayetini kaybediyodur. Ama konu ben olunca bu teoriler seçenek olmaktan çıkıyordu. Beni özel biri olarak görmeside derin duygular beslemeside imkansızdı..!
Bana göre geriye tek bir açıklama kalıyordu. Anlaşılan beni kadın olarak görmüyordu! Hatta onun icin çekinecek bir etken bile değildim! Kafamda sallanan soru işaretlerine iç sesisimin verdiği acı cevaplardan sonra dudaklarım bükülsede, uyku beni teselli ediyor ve bana huzurlu kucağını açıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIFIR BEDEN AŞK
ChickLit(Hikaye ismi, daha önce hiç bir hikayede kullanılmamıştır. Alındığı takdirde yasal işlem başlatılacaktır!) ÇİSEM'DEN Kaç yıl oldu bilmiyorum aynaları kırıp atalı... Kendime hiç küskünlük etmedim bunca zamandır, çünkü bu bedeni ben seçmedim! Bu hayat...