༻DİRENİŞ༺

391 73 32
                                    

Media: 1. Harun
Media: 2. Göktuğ
Media: 3. Aras

Karşımda duran adam, delirmiş gözlerle üzerime gelmeye devam ederken, ben yalnızca yardım istiyordum. Adamın arkasından açılan kapıyla, gözlerim fal taşı gibi açıldı!

Göktuğ...

Evet artık bu duruma şaşırmıyordum. Adam resmen benim kişisel kurtarıcımdı. Ne zaman acil durum sinyalleri yaksam, Göktuğ saniyeler içinde yanımda beliriyordu.

Üzerimdeki adam ona doğru yürüyüp yumruğunu Göktu'ğa savurdu. Göktuğ geriye doğru eğilerek, adamın yüzüne ve vücuduna darbeler indiriyordu. Dakilar içerisinde adamı etkisiz hale getirmiş, bana bu adamı tanıyıp tanımadığımı soruyordu. Olumsuz anlamda başımı salladım.

"Telefonuna neden cevap vermiyorsun..?polisi ara hemen!"

"Üzgünüm görmedim!" telaşla kalkıp telefonu elime aldım. O hala adamı ters bir şekilde yere yatırmış, dizini üzerine koymuş bana bakıyordu.

Çok geçmeden gelen ekip otosu bizi karakola götürdü.

Yapılan sorgu sual sonrası, bana saldıran adam ısrarla beni tanıdığını söylüyordu.

Polis memuru: "Bu adamı tanıyormusunuz?. Sizi tanıdığını iddia ediyor."

"Hayır! buraya yeni geldim, bu adamı daha önce hiç görmedim."

Karşımda oturan adam, hışımla yerinden kalkarak üzerime yürüdü.

"Aptal! Demek kadar çabuk unuttun? Yıllar önce yan komşunuzun, seninle arkadaş olmak isteyen zavallı oğluydum! Hatırlasana!!!"

Sesi kulaklarımı patlatıyordu. Geçmişte olanlar kısmen gözümün önüne geliyordu, evet onu hayal meyal hatırlıyordum ama yinede gözümde bir anlam kazanmıyordu. Ben onun varlığının farkında bile değildim. Anlaşılan o zamanlardan beri bana ilgisi vardı. Benden alamadığı karşılıksız ilgi, onda saplantı haline gelmişti ve Şu anki halime bile aldırmadan, benden geçmişin intikamını almaya çalışıyordu.

Onu nezarete götüren polisler, bizi bir süre daha sorgulamış ve adamın hem küçüklük arkadaşım olduğunu, hemde komşum olduğunu savunup, onu en fazla bir gece burada tutabileceklerini söylüyorlardı. Ve ortada ciddi bir durum söz konusu değildi. Bu sonuç beni çılgına döndürsede, malesef lanet kurallar böyle işliyordu.

Bu gece rahat bir uyku uyuyabilirdim ama yarın, yine aynı tehlikeyle karşı karşıyaydım. Büyük bir sorunum vardı ve cebimde çok fazla param kalmamıştı. Arkamdan omzuma dokunan Göktuğ'un eli ile düşüncelerimden sıyrıldım.

"Ne yapmayı düşünüyorsun? Artık o ev güvenli degil."

"Evet orada kalmayı düşünmüyorum. Bir arkadaşım var şimdilik onun evinde kalabilirim."

"Öylemi..! Kim bu arkadaş güvenli birimi?"

Gözlerimi devirerek Göktu'ğa baktım.

"Abartmasak mı? Hem şu an sana ait saatleri çoktan geçtik, yani artık kendimle ilgili kararları ben alıyorum."

"Evet sanırım biraz abarttım. Peki karar senin. Yinede ihtiyacın olduğunda beni arayabilirsin."

"Teşekkür ederim. Zaten benim için yeterince çok şey yaptın. Hepsi için sana minettarım. Bu arada o adamın evime geleceğini nasıl bildin. Gittiğini sanıyordum?"

"Evet aslında gidecektim, o sırada telefonum çaldı. Konuşma esnasında onu senin merdivenlerinde beklerken gördüm. İlk başta müdahale etmek istemedim, çünkü tanıdığını düşündüm. Ama adam çok şüpheli görünüyordu. Neyse iyikide gelmişim."

SIFIR BEDEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin