7.Bölüm: Ukde

20.6K 1.4K 208
                                    

Fakat artık yaşadıklarımı anlatmaya gücüm yetmiyor, onları düşünmek bile istemiyorum, bu hatıralar rahatsız ediyor beni.

İnsancıklar, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Bölüm şarkısı: Şebnem Ferah- Hoşçakal

Bölüm şarkısı: Şebnem Ferah- Hoşçakal

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍂

Gözleri duvardaki saate takılıyken, sırtını koltuğa yasladı, Alparslan için Bade'yi o rahatsız koltuktan kaldırıp evine getirmek epey zor olmuştu. Bade'nin kendi evine gitmek istemeyişi ona yardımcı olsa da bunun nedenini bilmek kanında deli bir öfkenin çağlamasına neden oluyordu, buradaydı, onun evinde. İçerideki odalardan birinde uyuyordu, ne yaptıysa uyanmayı reddediyordu, bu bir tür savunma mekanizmasıydı. Ne kadar uyursa o kadar hatırlamazdı.

Sıkıntıyla nefes verdiği sıradan kapı çalındı, gelenleri tahmin edebiliyordu. Kapıyı yavaşça araladığında Hasan ve Adem'in sırıtarak ona bakan suratlarını gördü. "Abi, nasılsın?" Hasan'ın yüksek perdeden çıkan sesine Alparslan kaş çattı, "Bağırma oğlum."

"Niye ki?" Sorusu bile yüksek sesliydi, gözleri kapının eşiğine takıldığında gördüğü topuklu ayakkabılarla kaşları havalandı, "Abi, tarzının bu kadar değiştiğini bilmiyordum." Alaylı cümlesi ile Adem de içeri baktı.

"Bağırma dedikçe borazan gibi ötüyorsun." Boğazını temizleyip elini ensesine attı, "Geçin içeri, Bade de burada. Birlikte akşam yemeği yeriz." Hasan hoşnutsuzca burnunu kırıştırıp itiraz edecekken Adem avucunun içini onun dudaklarına yaslayıp susturdu. "Olur." Ayakkabısının arkasına diğer ayağıyla bastırıp ayağından çıkardığında Hasan'ı da teşvik etmek için kolunu sıktı.

Üçü birlikte içeri yöneldiğinde Adem, Alparslan'ı koridor bitmeden durdurdu, " Yenge diyebilir miyiz?" Otuz iki diş sırıtarak sorduğu soruya Alparslan olabildiğince yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Bundan sonraki hayatında kafan ve bedenin birbirinden ayrı olsun istiyorsan," neşeyle omuzlarını kaldırıp indirdi. "Neden olmasın, elbette diyebilirsin."

"Sen mi ayıracaksın kafamı?" Adem'in yutkunarak sorduğu soruyu kafasını iki yana sallayarak reddetti. "Eminim Bade zevkle yapacaktır."

"O zaman ben susayım," abisinin gözlerine onay bekler gibi baktı. "Harika fikir." Alparslan elini Adem'in sırtına atıp sıvazladı, salona geçtiklerinde Hasan koltuğa kurulmuş, onları bekliyordu. "Ee, ne yiyoruz?" Alparslan omuz silkip kendini koltuğa attı. "Ne pişirirseniz onu."

Nehâr Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin