28.Bölüm: Sevda Ateşi

14.4K 882 115
                                    

"Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan. Kendimi bilmeyi bıraktım. Yanıtı olmayan bir soru olarak geldim ve sorusu olmayan bir yanıt gibi de gidiyorum."

Kinyas ve Kayra, Hakan Günday

Şekeri elinden alınmış, saçı hiç okşanmamış asi bir çocuğu taşıyordum gözlerimde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Şekeri elinden alınmış, saçı hiç okşanmamış asi bir çocuğu taşıyordum gözlerimde. O çocuk yorulmadan ablasını diliyordu, uyumaktan nefret ettiği uykularda onu görebilmeyi umut ediyordu.

Duaları da tıpkı kendisi gibi öksüzdü. O kız çocuğu bendim, bana ağır gelen başımı bir omuza yaslıyordum artık.

Şakağım sıcak dizini ezbere biliyordu, kalbim ki yalnızca onun için varmış gibi atıyordu.

Avucumun içine saklı elini daha sıkı kavradım, ılık yaz akşamını ateşe verdi sıcağı.

Kısa bir uçak yolculuğu yaparak Antalya'ya gelmemizin ardından Alparslan'ın dediğine göre küçük ve sakin beldesi olan Kalkan'da bulunan eve giriş yaptık.

Alparslan ayakkabısının ucuyla büyük demir kapıyı ittirdiğinde geniş bahçe içerisine konumlandırılmış olan tek katlı eve değdi gözlerim. Valizimi Alparslan'a teslim etmem saniyelerimi almıştı.

"Gökyüzüne baksana," kafamı kaldırıp mavi göğü, ışıltılı yıldızları büyük bir beğeniyle süzdüm. "İstanbul da bu kadar belirgin değillerdi."

"Işık kirliliği yüzünden." Alparslan eline tutuşturduğum valizle birlikte evin çelik kapısının önünde dikilirken ben orta büyüklükteki havuza yanaştım, çevresi yüzeye gömülü ledlerle aydınlatılmıştı.

"Çok zekisin," dedim dalgaya vururak.
Omzumun üzerinden ona baktığımda sahte kısık bakışlarıyla karşılaştım.

"Kocanla dalga geçme." Kaşlarım havalanırken yüzüme daha alaylı bir ifade yerleşti.

"Pardon? Sana bu özgüveni o imzayı atarak ben mi verdim?"
Beyaz ayakkabılarımın bacaklarını çözdükten hemen sonra çoraplarımdan da kurtulup ayağımı yumuşak çimlere bastım.

"Aynen öyle bebeğim." Elindekilerle birlikte içeri girerken ardından bağırdım.

"O zaman tek bir imza ile boşayabilceğimi de unutma."

Havuzun kenarına oturup kot şortumun örtmediği çıplak bacaklarımı suya daldırdım, çok soğuk olmayan su tenimi nemlendirdi, etrafta birkaç böcek sesi dışında sessizlik hakimdi, oldukça huzurluydu.

Nehâr Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin