Jungkook, zorla giyindiğı kıyafetleri ile kendi olmak için uğraşıyordu ancak başaramamıştı. Uzun bir süre bebek gibi davrandıktan sonra bir anda yetişkin haline dönmek zordu. Hele hele birde bu kadar gerilmişken, imkansız bir şeydi resmen.
"Jimin."
Ancak kendi sesini bastıran şey zilin ardı ardına çalınması olmuştu. Jimin hızla odaya girerken dolu gözleri ve iki yana açtığı kolları ile öylece bekleyen Jungkook'u gördüğünde ne yapacağını şaşırmıştı.
"Jungkookook, neden büyük bir çocuk olmadı?"
"Kook büyük çocuk olmak istemiyor. Kook, sarılma istiyor."
Jimin, Jungkook'un konuşma tarzına karşılık onun arada kaldığını anlamıştı. Her ne kadar kendi isteği ile bebek gibi davransa da bir zaman sonra bu duruma alışıyordu bünyesi ve bir anda kendi isteği dışında yetişkin olarak davranmak zor oluyordu. Bu zamanlara da Jimin, arada kalma adını vermişti.
Ne tam bir yetişkin olarak davranıyordu Jungkook, ne de bir bebek.
Zil çalmayı durdurmazken Jimin, Jungkook'un elinden tuttu ve onu içeriye getirdi. Salonda sadece Jungkook'un oyun alanı vardı ancak Jimin'in yalanı çoktan hazırdı.
"Jungkook, şimdi gelen hyunglara biraz oyun oynamamız gerekiyor tamam mı?"
"Hm hm"
"Bak şimdi, sen biraz hasta olmuşsun bu yüzden ben seni bakmaya gelmişim ve bu oyuncaklar ile bebek eşyaları senin küçük kuzenine ait."
"Hayır onlar benim!" Jungkook onların hepsini özen ile seçmişti tek tek. Nasıl kuzeninin olabilirdi ki?
"Evet senin, ama hyunglar bunu bilmemeli Jungkook. Lütfen bana yardımcı ol."
Jungkook, her ne kadar istemese de Jimin'in keskin sesi ve durmadan çalan zile karşı onaylamak zorunda kalmıştı. Oyuncaklarını paylaşmaktan nefret ediyordu ancak bir süreliğine yalancıktan kuzeninin oyuncakları olabilirdi değil mi?
Jimin, yerinden kalkmadan önce Jungkook'un alnını öpmüş ve ardından kapıyı açmıştı. Seokjin, yüzündeki sıkılmış ifade ile elini zilden çekerken küçük bedeni kenara itirmiş ve hızla içeri girmişti. Ardından Hoseok, Namjoon, Yoongi ve Taehyung girerken Jimin'in tek duası Jungkook'un inadını kırıp yetişkin biri olarak davranacak olması olmuştu.
Beşlinin ardından içeri adımlayan Jimin, hepsinin oyun alanına ve mutfak rafında dizili olan biberonlar şaşkınlık ile baktığını görmüştü.
"Bunlar nedir?"
Namjoon, eli ile oyun alanını gösterirken Jungkook her ne kadar 'Benim oyuncaklarım.' demek istese de susmuştu.
Yetişkin olmayı bu yüzden sevmiyordu işte. Dediği her şeyi kolaylık ile dile getiremiyordu çünkü insanlar yargılardı ve o da bunu bildiği için sustu. Jimin hyungu her şeyi kontrolü altına almıştı zaten, belliydi.
"Jungkook, belirli zamanlarda kuzenine bakıyor ya hyung. Onun eşyaları."
"Anladım."
Herkes koltuklara geçerken Jungkook, Jimin ve Hoseok arasında kalmıştı. Bu ortam onu daha çok gererken pike altından geçirdiği elini Jimin'in tişörtü ile buluşturmuştu.
Her ne kadar onlar ile daha önce bir çok kez aynı ortama girmiş olsa da ilk defa kendisinin evine gelmişlerdi ve bu gericiydi. Age play, yapmaktan zevk aldığını bilmiyorlardı ve yargılama ihtimalleri vardı. Bu ise Jungkook'un yetişkin veya bebek fark etmeksizin kırılgan olan kalbini acıtırdı.
"Jungkook, neyin var böyle?"
Seokjin, pikeye sıkıca sarılan çocuğa itahafen konuştuğunda Jungkook tuttuğu tişörtü uyarı amaçlı çekti. Konuşmak istiyordu ancak her şeyi batırma ihtimali vardı bu yüzden sadece hyunguna sığınmak ile yetinmişti.
"Hyung, Jungkook bir haftadır çok kötü. Ateşlenip duruyor sürekli, bu yüzden ben yanında kalıyorum."
"Ateşi varsa neden pikeye sardın çocuğu Jimin, havale mı geçirsin istiyorsun?"
Hoseok, yanındaki bedenin üzerindeki pikeyi almak için hareket ettiği vakit Jungkook büyük gözlerini Jimin'e dikti. Elinde sarı ayıcığı vardı ve kimsenin görmesini istemiyordu.
"Üzerindeki kıyafetler çok ince hyung, hem daha bir kaç dakika oldu bir şey olmaz."
"Saçmalama."
Hoseok, sinirle Jimin'e cevap verirken Jungkook'un üzerindeki pikeyi hızla çıkarmıştı.
"Hoseok, haklı. Hasta bakmayı bilmiyorsun sen Jimin."
Seokjin, elini Jungkook'un anlına getirdiğinde normal vücut ısısı ile şaşırsa da bir şey demedi.
"Ateşi yeni düştü hyung. Sabah ilk kalktığında duş almıştı da."
Jungkook, ayıcığını Jimin'in arkasından koltuğun yan tarafına atmıştı. Üzerinde Jimin hyungunun ona giymesini söylediği kıyafetler olduğu için şanslıydı.
"Jungkook, neden hiç konuşmuyorsun."
Namjoon, ılımlı bir ses tonu ile küçük olanın yanın gelmiş ve konuşmuştu. Jungkook ise cevap vermez ise kabalık yapacağını bildiği için kısıkça konuştu.
"Hastayım birazcık hyung, o yüzden."
"Ateşi başına vurdu her halde."
Yoongi, salonun en büyük koltuğunda uzanırken alay dolu bir şekilde konuştu.
"Jungkook hasta olduğunda tam bir bebeğe dönüşüyor hyung, o yüzden. Normal yani."
"Bence yalan söylemeyi kes artık Jimin ve doğruları anlat."
Tüm salon Taehyung'un kalın sesi ile sessizliğe bürünürken Jimin anlamaz ifadeler ile aralarında ki en büyüklerden biri olan Taehyung'a baktı.
"Sürekli elin saçlarına gidiyor ve konuşurken kimse ile göz teması kurmuyorsun. Ayrıca başından aşağı bir kova su dökülmüş gibi terliyorsun.
Yani yalan söylüyorsun."Jimin, Taehyung'un son sınıf bir psikoloji öğrencisi olmasına lanetler etti.
Arkadaşlar teyung çok havali oldu niye😭😭
Ayrıca bebek gguk 🌺🤭
Elimdeki görselleri bu sefer bırakmıcam hıhAyrıca umarım hâlâ sevmese bile age play okuyan yoktur👯
ÇUNKU COK KİZARİMVE fıçı dün yayımlamaya başlamama rağmen nerdeyse 100 OKUNMA OLDU🤭🤭🎉🎊🎉🎊🎉🎉🎉
[Düzenlendi] - [✓]
[18.05.2021]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby¹ ^ taekook
FanfictionJungkook, age play yapmayı seven biriydi ve babacık arıyordu. Soft - Age play [baby series 1] [Tamamlandı]