"jimin hyung, jimin hyung!" Jungkook'un bağırışı koca evde yankı yaparken, genç çocuk oturduğu koltuktan acele ile kalktı. Koşarak geçtiği salondan Jungkook'un oyun odasına geldiğinde gördüğü sağlam beden ile derin bir nefes verirken bir elini kalbinden çekmedi. Korkmuştu ve biraz sakinleşmesi gerekiyordu.
"Sorun ne Jungkook." Bir elini küçüğün bezine atarken konuştu ancak beklediğini aksine temiz bez ile tek kaşını kaldırarak Jungkook'a baktı. Küçük olan ise hyungunu endişelendirdiğinin bilincinde olarak dudaklarını hafifçe büzdü ve dişlerini alt dudağına geçirdi. Jimin'in Jungkook'a bakmaya başlamasının üzerinden bir buçuk ay geçmişti. Artık bir düzen kurabilmişlerdi ve Jimin bundan memnundu. Eğer kendisi çok fazla meşgul olursa Seokjin geliyor ve kendi yerine Jungkook'a seve seve bakıyordu. Arkadaş grupları artık dışarıda dolaşmak yerine evde toplaşırken Jungkook'da bu sayede rahatlık ile onlara katılabiliyordu.
Bu sayede dışarıda olduğu gibi kasıntı davranmak zorunda kalmıyordu aksine, içinden geldiği gibi davranabiliyordu ve emin olun, bu mükemmel bir duyguydu.
"Seni endişelendirdiğim için üzgünüm hyung, sadece bunu gösterecektim." Ah, birde Jungkook'un tam üç haftadır konuştuğu bir babacık adayı vardı. Jimin her ne kadar onun mutluluğunu istese de, küçük olana ister istemez alışmıştı ve şimdi hiç tanımadığı(?) birinin aniden Jungkook'u sahiplenecek olduğu gerçeği sinirini bozuyordu.
"Ne yani buluşmak mı istiyor?" Gözleri büyüdü ve ağzı bunun ile birlikte kocaman aralandı. Jungkook ise hyungunun bu haline karşı sadece küçük bir baş sallaması vermişti.
Telefondan konuştuğu bu yabancı kuralları olan biriydi ve Jungkook onun ile konuştuğu süre boyunca bu kurallardan çıkılmasından ne kadar nefret ettiğine bir kez daha şahit olmuştu. Ancak onu korkutan şey kendisine karşı bu kadar yumuşak davranan biri ile gerçekte tanıştığı vakit değişmesiydi. Diğerleri hep öyle olmuştu ve bu içinde ister istemez bir şüpheye sebebiyet veriyordu.
"Peki sen, sen istiyor musun?"
"Galiba, ama hyung ben te-"
"Seni oraya tek göndereceğimi düşünmen dahi saçmalık balım." Jimin'in güven verici konuşmasına karşı Jungkook biraz daha ona yaklaştı ve telefonu ikisinin de görebileceği şekilde tutmaya başlamıştı.
Jungkook birini zaten seviyordu ancak kendini o kadar kaptırmıştı ki olmayacak düşüncesine, düşüncelerinde bile ikisine yer vermiyordu. Taehyung sadece bir hyunguydu ve öyle kalacaktı. En azından şimdilik.
"Yarın üniversitenin arka tarafındaki kafede buluşacağız, saat dörtte."
"Hadi bakalım o zaman koca bebek, ödevlerini yapman lazım." Jungkook duyduğu gerçek ile omuzlarını düşürdü ve hemen doldurduğu gözlerini hyunguna dikti. Sulu göz olmanın yararlarıydı bu
Ancak Jimin artık bu bakışlara kanmadığını belli ederek onu kucaklarken odadan çıkmışlardı.
"Göreceksin zengin bir babacığım olacak!"
×
"Hyung, ben vazgeçtim geri mi gitsek?" Jimin dakikalardır Jungkook'un bu cümlesini tekrar ve tekrar duyarken artık bunaldığını hissediyordu. Zira Jungkook beş dakika içinde tam iki kez geri gitme kararı alıp üç kez bu karardan vazgeçiyordu.
"Balım sana diyorum ki, eğer hoşlanmadığın bir hareketi olursa anında toz oluruz. En azından gelecekte içinde bir şüphe kalmaz hmm?" Jimin'in yatıştırıcı ses tonu ile oturduğu sandalyede rahatsız olduğunu belli eden şekilde kıpırdandı. Neredeyse dizlerine kadar gelen swetinin içinde daha da küçüldü ve derin bir nefes bıraktı. Korkuyordu, onun da diğerleri gibi çıkmasından ve kendisinden sürekli olarak cinsel bir obje gibi davranmasını istemesinden korkuyordu.
Alışmıştı ona, garip bir şekilde uzun sürenin sonunda aradığı ilgiyi sanal dahi olsa bulmuştu ve şimdi daha önce bir kere bile yüzünü görmediği bir adam ile konuşacaktı. Ah, işte bu gerçek onu daha da geriyordu. Ne Jungkook, ne de o birbirini görmemiş, seslerini dahi duymamıştı. Bunu bizzat o istemişti, vakti geldiğinde ikisinin de birbirini aynı anda görmelerini istiyordu. Başlarda bunu sorun ediyor olsa da artık umrunda değildi. Tek dileği kendisini güzel bulmasıydı.
"Ben kafenin arka tarafına geçiyorum, hatta hemen şurada oturacağım. Korkma tamam mı? Eğer is-"
"Eğer istemediğim bir şey yaparsa umursamadan masadan kalkacak ve senin ile eve giderek pijama partisi yapacağım?"
"Aynen öyle. Ben oraya gidiyorum sende muzlu sütünü iç sakinleştirir." Jungkook, hyunguna kısa bir baş sallaması verirken iki eli ile sıkıca kavradığı koca bardağı dudaklarına yerleştirmişti. Ancak bu, duyduğu kalın tını ve kullanıcı adı ile son bulmuştu. Bakışları kucağında uyumaktan keyif aldığı esmer beden ile kesişirken daha bir yudum aldığı sütü onu öksürük krizine sokmaya yetmişti.
Zaman atlamasi yapmak zorunda kaldim cunku 9. Bolumde olmamiza ragmen dogru duzgun taekook gormedik
Neyse bundan sonra taekook gumbur gumbur geliyor arkadaslar
Zaten en fazla 10-12 bolum gelir sonra final veririm
Bu arada bir dahaki hafta lanet sinavlarim basliyor :(
Bu yuzden bolumler gec gelecek, sizde beni uzmeyin ve bol bol yorum yapin tamam mi?
Seviyorum sizi
Bu arada okuyup DA OY VERMEYENLERI TEYUNGA SIKAYET EDIYORUZ benden demesi yani
Evinize baskin istemiyorsaniz oy berin teyung cok kiziyormus oy vermeyenlere
[Düzenlendi] - [✓]
[18.05.2021]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby¹ ^ taekook
Fiksi PenggemarJungkook, age play yapmayı seven biriydi ve babacık arıyordu. Soft - Age play [baby series 1] [Tamamlandı]