"Ben geldim!" Jimin'in sesi evi doldururken yemek masasında oturmuş olan Taehyung'un keskin bakışları onun ile buluştu.
"Sessiz ol, Jungkook uyuyor." Taehyung'un oldukça sert çıkan sesi ile Jimin üzgünce başını salladı ve anahtarını masanın üzerine bırakarak Taehyung'un önündeki sandalyeyi çekti.
"O nasıl, dün ki buluşması hakkında hiç bir şey anlatmadı bana. Ama anlamalıydım üzeceğini o herifin benim bal peteğimi. Yoongi hastaneye kaldırılmak zorunda kalmasa gitmeyecektin aslında. Çok ağladı mı?" Jimin'in nefes dahi almadan kurduğu cümleler ile Taehyung sakinleşmek için bir kaç derin nefes alıp verdi. "Ha, bizimkiler gelecek birazdan bol bol o lanet herife sövüp pijama partisi yapacağız. Kalacaksın değil mi?" Derin bir nefes daha aldı.
"Hem Jungkook şe-"
"Jimin, kes şunu." Duyduğu bağırış sesi ile anında suspus olan Jimin gözlerini masumca esmere dikti ve ben ne yaptım dercesine kollarını kaldırdı. Onların bu amansız bakışması Jungkook'un tiz çığlığı ile son buldu. Acele ile kalkmaya çalışan Jimin ilk önce halının, ardından da Gu'nun gazabına uğrayıp yere yapışırken, Taehyung onun aksine büyük bir sakinlik ile küçüğünün odasına gitti.
Jungkook, beşiğinin kenarlarına tutunmuş, dizleri üzerine duruyordu. Yanakları kızarmış, gözleri uykudan dolayı şişmiş ve dudakları arasında yer alan emzik düşmek üzereydi.
"Sakin ol bebeğim geldim." Az önceki sert tavrının aksine oldukça sakin bir şekilde Jungkook'u kucakladı Taehyung. Küçük çocuk başını, esmerin boynuna gizlerken sırtında gezinen eller az da olsa sakinleşmesini sağlamıştı.
Taehyung, bebeğinin terden ıslanmış bedenine bir göz atarken kıyafet dolabına doğru ilerlemişti. Gündüzlerin aksine havalar akşamları daha sıcak oluyordu. Bunun yanı sıra Taehyung kombiyi de biraz artırmış ve Jungkook'un üşümesine engel olmuştu.
Küçük bedeni odada bulunan tekli koltuğa bıraktı Taehyung. Ardından komedine ilerledi ve bir kaç mendil çıkardı.
"Baba burada bebeğim, ağlama daha fazla. Gözlerin acıyacak." Taehyung bir eline aldığı ipek mendil ile küçüğün gözlerini sildi ve ardından dolaptan temiz bir boxer, zıbın, kısa kollu uzun bir tişört ve temiz çoraplar çıkardı. Üzerini daha bu sabah değiştirmesine rağmen terden o kadar ıslanmıştı ki, değiştirmez ise hasta olacağına emindi.
"Baba." Jungkook'un oldukça sessiz çıkan kelimeleri ile Taehyung ona yöneldi. Küçük çocuğu oturttuğu tek kişilik koltuğun önünde diz çöktü ve Jungkook'un bacak arasına doğru girdi. "Efendim bebeğim?"
"Canavar-Canavarlar beni yiyordu." Jungkook'un sesine karışan Jimin'den gelen garip(?) sesler ile Taehyung göz devirmeden geri duramadı. Eğer önceliği Jungkook olmamış olsaydı, Jmin'i bir güzel döverdi.
"Canavarlar seni yiyemez küçük tavşan, baba burada. Seni korur." Dedi Taehyung ikna edici sesiyle.
"Ama...bu akşam da gitmeyeceksin değil mi? Yoksa gelirler, gelirler ve beni yerler" Taehyung bir yandan küçüğünü soyarken duyduğu cümle ile başını iki yana salladı.
"Gitmeyeceğim tavşan, bu hafta beraber kalacağız. Sonrasında zaten eşyaların gelmeye başlar ve tamamen benim evime geçeriz." Sakin hareketler ile soyduğu küçüğü aynı yavaşlık ile giydirdi. Bedenindeki teri bir havlu ile silmeyi unutmamıştı.
Jungkook'un çilek kırmızısı saçlarını tek eli geriye doğru ittirdi ve alnının ortaya çıkmasını sağladı. "Birazdan hyunglar gelecek. Onları özledin mi?" Konuyu değiştirmeye yönelik kurduğu cümle ile Jungkook hızla başını salladı. Canavarları çoktan unutmuştu. Sonuçta en iyi oyun arkadaşları olan Namjoon ile Hoseok gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby¹ ^ taekook
FanfictionJungkook, age play yapmayı seven biriydi ve babacık arıyordu. Soft - Age play [baby series 1] [Tamamlandı]