6 [✓]

21.5K 1.3K 571
                                    

Taehyung, elini sıkıca kavramış çocuğun arkasından lavaboya ilerlerken Jungkook konuşmak yerine yüzüne büyük bir gülüş yerleştirmiş beyaz kapıyı göstermişti.

"Teşekkür ederim, Jungkook." Taehyung, küçük olanın an ve an değişen yüzünü incelerken güldü. Jungkook'da uzun zamandır fark ettiği unsurlar vardı ve bunların hepsini bugün ortaya çıkartmayı planlıyordu.

Jungkook, hyungunu dinleyip konuşmamaya karar verdi. Onu zor duruma sokmak istemiyordu. Bu yüzden sadece güldü ve battaniyesine daha çok sarılarak içeriye gidecekken durdu. Daha doğrusu durmak zorunda kaldı.

Çünkü Taehyung'un bakışları hafif aralık kalmış olan oyun odasından içeriye bakıyordu. "Kuzenin burada yaşasa daha az oyuncağı olur heralde." İşittiği sözler ile yutkundu. Oyuncaklarını 'yalandan' dahi olsa paylaşmayı sevmiyordu ve o aptal kuzeninin değildi hiç biri!

Sakin ol Jungkook, Jimin hyungunu zor duruma sokacaksın, sakin ol. İçinden bunları tekrar ve tekrar ederek sakinleşmeye çalıştı ama Tanrı aşkına! Bunu nasıl yapabilirdi. O oyuncaklar ona aitti ve Jungkook paylaşmaktan nefret ederdi. Özellikle de oyuncaklarını

"Onlar benim, o aptalın değil. Benim oyuncaklarım hepsi!" Jungkook hırs kokan sesi ile konuşmuştu. Diğerlerinin onu duymayacağına emindi zira televizyonun sesi o çok açıktı ve doğrusu artık umrunda da değildi.

Taehyung kaşlarını çattı. Bir kaç adım atarak oyun odasının kapısını araladı. Odada göze çarpan ilk şey küçük çocuklar için yapılan salıncak olurken bu salıncağın normalinden kat ve kat büyük olduğunu görmüştü, devamında ise etrafta küçük tepeler oluşan oyuncaklara göz gezdirmişti.

"Bunların hepsi senin mi yani?" Küçük bir fısıltı halinde sorduğu soruya, Jungkook yüzündeki büyük gülüşü silmeden cevap verdi. Sonunda Jimin hyungu dışında birisi bu oyuncakların onun olduğunu bilecekti. "Evet, evet hepsi benim. Birlikte oynamak ister misin hyung?" Tavşan dişleri ortaya çıkacak şekilde konuşan çocuk iki eli ile Taehyung'un bir elini kavradı ve onu oyun odasının içine çekti.

Evet, buradan anlaşıldığı üzere Jungkook konu oyuncaklar olduğunda tüm mantığını yitiriyordu.

Taehyung'a yere oturması hakkında bir kaç şey söyledikten sonra hızla elektrikli trenine ilerlemiş ve onu çalıştırarak esmerin yanından geçmesini sağlamıştı. Küçük bir çocuğun saflığı ile oyuncaklarını teker teker eline alıp Taehyung'a tanıtan Jungkook, ne yaptığının pek farkında değildi. Tek isteği yeni birileri ile arkadaş olmaktı. İnsanların yanında kendi gibi olmamaktan sıkılmıştı artık.

Hemen önüne düşen minik peluşu elinde aldı Taehyung. Bu küçük bir tavşan peluşuydu ve Jungkook şu an küçük oyuncak tepelerinin içinde onu arıyordu. En sevdiği peluşunu da göstermeliydi hyunguna.

"Off, aptal tavşan aptal. Neredesin sen?" Jungkook, çattığı kaşları ve belinin etrafına yerleştirdiği elleri ile etrafa göz atarken Taehyung boğazını temizledi.

Kim Taehyung, oldukça iyi bir gözlemciydi. Zira Jimin, Jungkook'u arkadaş gruplarına getirdiği ilk andan beri küçüğün daha farklı biri olduğunu biliyordu. Nadiren hepsinin olduğu gezmellerde gözlerini vitrinleri donatan o oyuncaklardan alamazdı bazen. Ya da kimsenin fark etmediği, daha doğrusu fark etmediğini sandığı anlarda eli ile ağzını kapatır ve bir kaç saniye emziğini emerdi. Her ne kadar emin olamasa da küçüğün çantasında bir kaç kez biberon gördüğünü hatırlıyordu Taehyung. Şimdi ise tüm düşüncelerinde haklı çıktığını anlamıştı. Jungkook küçük bir bebek gibi davranmayı seviyordu ve Jimin ile birlikte bunu saklamak için kırk takla atıyorlardı.

baby¹ ^ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin