"Jungkook, bebeğim gel hadi." Taehyung, bir yandan fırın eldivenlerini elinden çıkarırken diğer yandan oturma odasına oyuncakları ile oynayan bebeğine seslendi.
Jungkook, üzerinde oturduğu koca oyuncak ayısına son kez sarıldı. Oyuncaklarını hemen yanında bulunan sepetin içine atarken babacığından bu yaptığı hareket ile bir ödül alacağını bildiği için güldü.
Oturduğu yerden, zorda olsa kalkıp yürüyerek mutfağa giderken tezgahta bir şeyler ile uğraşan Taehyung'un yanına koştu hızla.
Bu yaptığı hareket ile bezli poposu iki yana doğru hareket etmiş, ortaya şirin bir görüntü çıkarmıştı. Çünkü, saatler önce doldurduğu bezini sırf babası oyununu bozmaması için söylemek yerine susmayı tercih etmişti.
Eh, pişik olacağını biliyordu ama ne yapsın? Oyunun en heyecanlı yerinde Taehyung'un onu almasını istememişti.
"Geldim baba." Jungkook, Taehyung'un beline arkadan sıkı sıkıya sarıldı ve başını sırtına gömdü. Birazcık uykusu gelmiş olabilirdi.
Ama, birazcık. Çok azıcık. Gerçekten.
Taehyung, Jungkook'un belini bırakmamasından dolayı yavaş adımlar ile buzdolabına ilerledi. Alması gerek bir kaç sebzeyi alıp, tezgaha geri yönelirken bile Jungkook için yavaş yavaş adımlar atıyordu.
"Kook çoooook acıktı." Jungkook, uykulu olmasına rağmen sesine kattığı tatlı ton ile konuştu ve Taehyung'un beline daha sıkı sarıldı.
"Kook, şimdi sandalyesine otursun ve baba onun yemeğini versin. Olur mu?"
"Olur!" Jungkook, Taehyung belinden ayrıldı ve kollarını esmere uzatarak onu kucaklaması istedi.
Taehyung, bebeğini kırmadan onu nazikçe kucakladı. Jungkook'un ayı winnie çıkartmaları ile kapladığı mama sandalyesine yerleştiğinde dolu bezi yüzünü buruşturmasına neden olmuştu.
"Baba, bezim." Taehyung, Jungkook'un kurduğu cümle ile bıçağı tezhaga geri koydu ve Jungkook'u kucakladı hızla.
Jungkook, bundan bir hafta önce pişik olmuştu. Keşke olmasaydı...
Küçük olanın canı o kadar çok yanmıştı ki, koca bir haftayı Taehyung'a dar etmişti. Taehyung için Jungkook iyiliği her şeyden önemliydi, ondan bıkmazdı, ama küçük bebeğinin can çekişen o yüz ifadesini gördükçe kendi canı da yanmıştı.
Taehyung, Jungkook'u bez değiştirme masasına yerleştirdi ve masanın altında bulunan küçük bölmeden temiz bez, mendil ve pudra aldı.
Jungkook ise bezin iyiden iyiye canını yakmaya başlaması ile yüzünü buruşturdu. Şimdiden canı bu kadar yanıyorsa, sonrasını tahmin bile edemiyordu.
Taehyung, kirli bezi yeni ve temiz bez ile değiştirirken gördüğü kırmızılıklar ile küçük bebeğine dikti gözlerini. İzlere bakmaya gerek bile yoktu, zira Jungkook'un ifadesi canı yandığı çok fazla belli ediyordu.
"Balım, kaç saattir pis altın?" Jungkook, yakalanmanın verdiği korku ile parmaklarını kaldırdı ve iki işaretini yaptı.
Taehyung bu hareket karşısında sadece derin bir soluk verdi. Artık Jungkook'un bezini saat başı kontrol etmeyi aklıma not etti ve küçük bebeğinin canının yanmamasına dikkat ederek ilk önce krem sürmüş ve ardından pudralayıp geri takmıştı bezini.
"Bir dahaki sefer erkenden söyle güzelim, yoksa daha kötü olur ve canın daha fazla acır. Tamam mı?" Sonlara doğru sesi cidileşirken Jungkook haksız olduğunu bildiği için Taehyung'u başı ile onayladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby¹ ^ taekook
FanfictionJungkook, age play yapmayı seven biriydi ve babacık arıyordu. Soft - Age play [baby series 1] [Tamamlandı]