5.BÖLÜM

62K 2.9K 611
                                    

Etraftaki herkes birbirine girmişti şuan. Ben ise sırtımda ki acının azalması ve Ege'yi durdurmak için ayağa kalkmaya çalışıyordum.
Ayağa kalktıktan sonra "Ege!" diyerek seslenmiştim.
Elim belimde, gözlerimi kısmış bir şekilde onlara doğru bakıyordum.

Sesimle birlikte hepsi bana doğru dönmüştü.

Hepsinin yüzü berbat bir haldeydi. Gelen polis sesi ile yola doğru baktım.

Tam üç polis arabası vardı.

Polisler hızlı bir şekilde biz ve karşı takımı götürürken, sırtımda ki elle ağzımdan ufak bir inleme çıktı.

Yanımda ki adam yani polis, kaşlarını çatarak sırtıma çevirdi bakışlarını. Daha sonra karşıda ki kadın polise doğru seslendi;

"Betül! Kızı hastaneye götür. Sırtına pansuman yapsınlar."

Daha sonra Betül denilen polis ile birlikte hastaneye gitmiştik. Sırtıma pansuman yapan doktor sırtımda ki yaranın nasıl olduğunu sorduğunda verecek bir cevabım yoktu.

Bir şeyler uydurmam gerekiyordu.

"Şey, ufak bir kaza sonucu oldu." dememle pek inanmış gibi görünmeseler de, bir şey dememişlerdi.

••••

Yazardan

Ege karakola geldiklerinde, ablasına ne olduğu ile ilgili telaş içindeydi.

Kim bilir nasıl acımıştı canı...

Kim dayanırdı ki bunca acıya?

Ablasını kabullenmişti o çoktan. Ablasının yaşadıklarını kimseye anlatamamak ve bunca acıyı ablasına çektiren adama hiç bir şey yapamamak canını sıkıyordu.

Karakola girerken Kara'ya çarptı gözü.

Yanında ki polisle tartışıyordu.

"Siz benim babamı tanıyor musunuz!? Karan Kuvvet'i tanıyor musunuz siz!"

Kara'nın dediklerine oldukça sinir olmuştu Ege. Kara'yı tutan polis ise, tercümanı olmuştu Ege'nin hislerinin.

"Kim olursan ol genç adam! Adalet diye bir şey duymadın mı sen? Hep parasının arkasına saklanarak konuşanlar yüzünden yok oluyor adalet!"

diyerek daha sıkı tutmuştu Kara'yı.

İçeri girdiklerinde hepsini içeri atmışlardı ve ailelerini çağırmışlardı.

Ege ile Kara'nın takımı karşı karşıyaydı.

Ege olduğu yerde stresli bir şekilde dönerken, ablası ve yanında ki kadını gördü.

Ablasını onların karşısında ki yere,

Yani Kara'nın yanına koymuşlardı.Ege hayır desede onu pek umursayan olmamıştı.

....................

Ceylan'dan

Kahretsin ya! Kara'nın yanına neden koyarsınız ki?!

Ege'nin telaşlı sesine çevirdim kafamı bu sefer.

"Abla, iyisin değil mi?"

demesiyle, Kara lafa atladı bu sefer;

"Hah! Bir de hastaneye mi götürdüler seni?"

Cümlesine devam ederken, içeriye Behram Bey ve Sena Hanım'ın geldiğini gördüm.

Polis isimlerimizi söylerken, biz de hızlı bir şekilde dışarı çıkıyorduk.

Sena Hanım'ın bana sarılması ile yine bir inleme döküldü dudaklarımdan.

Birine sarılmama bile karşıydı yaralarım.

O sırada Sena Hanım;

"iyi misin kızım?,ne oldu sırtına?"

Yine gözleri yaşlıydı Sena Hanım'ın.

"Hadi anne eve gidelim ,ablamda yorgun zaten."

diyerek benim yerime yanıtlamıştı Ege.

Arabaya bindikten sonra Behram Bey'in telefonu çalmıştı.

Ve bir süre sonra bize doğru döndü ve şunları dedi;

Abim ve babam gelmiş ,seninle tanışmak için kızım.









Sınır 35 oy 50 yorum

Sınır geçilmeden bölüm gelmeyecektir.

Sınır geçilmeden bölüm gelmeyecektir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ceylan)

İstediğim karakteri bulamadım. Gözlerini mavi olarak düşünün saçları da kıvırcık.

Bölüm nasıldı?

Sizce akrabalar nasıl olacak?

Peki Ege'nin artık ablasını tam anlamıyla kabullenmesi?

Gökşin Derin dinler misiniz?

Ne tür şarkılar dinlersiniz?

Anime izler misiniz?

Bölüm kısa diye kızmayın sınır geçilmeden bölüm atıyorum size kıyak geçiyorum bir seferliikk!

KIVIRCIK | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin