22. BÖLÜM

43.5K 2.4K 1.1K
                                    


••••••••

Gözlerimi zil sesi ile yavaşça açtım. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde sınıfta hiç kimse yoktu.

Lan!

Yoksa okul bittide ben uyuya mı kaldım? Hayır hayır. Ege çağırırdı beni harhalde. Derslerde uyumazdım aslında. Yani, liseye yeni başlamış olsam da dersler önemliydi. Hocalar neden uyandırmamıştı ki beni?

Olduğum yerde dikleşerek, sıranın üzerinde ki telefonumdan saate baktım.

11:49

Öğlen saatlerine yeni girmiş olmalıydık. Dışarıdan sesler geliyordu. Cama doğru yaklaşarak aşağıya doğru baktım.

Kara ve arkasında yaklaşık 20-30 erkek vardı. Bizim okuldan Kaner ve Can'ı gördüm daha sonra.

Karşı karşı duruyorlardı. Ne konuştuklarını anlamasam da tartıştıkları belli oluyordu. Bizim neredeyse tüm okul aşağıdaydı. Ben de daha fazla duramayıp aşağıya inmek için arkamı döndüm. Merdivenlerden aşağıya inerken Ege ile karşılaştım.

"Abla, ben de seni arıyordum. Berkay ve Gökay'lar gelsin biz de aşağıya inelim. Ama sen gelme istersen."

Kafamı iki yana salladım. Aşağıya inip ne olduğunu görecektim.

Bir süre sonra omuzunda Gökay ile bize doğru gelen bir Berkay gördük.

Gökay uyuyor gibi görünüyordu.

"Uyanmadı bu gerizekalı. Yem olarak atarız karşı tarafa."

Ege güldü bu hallerine.

Gökay ise her şeyden habersiz uyuyordu. Daha sonra aşağıya inmeye başladık.

Bizim geldiğimiz farkedilmemişti. Kara'nın yanında ki çocuk konuşuyordu.

İri yarı bir şeydi. Saçlarının tümü kazınmıştı. Sağ gözünün altında ise büyük harflerle ABİS yazan bir dövme vardı.

"Ne oldu Kaner?  Ayaklarınıza kadar geldik dayağımızı özlemişsinizdir diye."

Alayla söylediği cümleler ile Kara sırıtmaya başladı. Kutay konuştu daha sonra.

"Asıl siz çok özlemişsiniz anlaşılan ki ayağımıza kadar geliyorsunuz."

Bu sefer bizim okul gülüyordu.

Kara, etrafta bakışlarını gezdirirken beni gördü ve durdu. O bana döndüğünde diğerleri de bana bakmıştı.

Dövmeli çocuk konuşmaya başladı yine.

"Kara, Mutlu'ların yeni kardeşi değil mi şu maviş?"

Kaner ve Can kaşlarını çatmıştı. Kaner konuştu bu sefer.

"Kardeşime bakmayacaksın lan sen!"

Kardeşim. Bu kelime benim için bir çok şey ifade ediyordu.

Yine dövmeli çocuk konuşmak için ağzını açmıştı ki etrafta bir çığlık sesi duyuldu.

Gökay?

Berkay'ın omuzundan yere düşmüş elleri ile kendini geri ittiriyordu.

"Aaaaa, çocukluğumun kabusu Keloğlan değil mi lan bu!" Deyip dövmeli çocuğa bakmıştı. Daha sonra telaşla parmağını Kara'ya doğru uzattı.

"Aha! Şu da Kara! Biri lütfen bu kabusun biteceğini söylesin!"

Gökay'ın söylediklerinden sonra bizim okul kahkahalara boğulmuştu.  Kara sinirden kızarmış bir şekilde konuşacaktı ki, yine Gökay konuştu.

KIVIRCIK | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin