Sokağa çıktım, sokak benimdi.
Benim kadar da senindi.
Ve bunu bilen, kör bir dilenci
Ansızın çok sevindi.Kulağımda ki güzel sesin tadını çıkarıyorum. Siyah kulaklıklarım çoğu kişi gibi benim de kaçış yolum işte. Arabanın camına yasladığım kafam, hareket eden araba yüzünden titriyor. Hafif acı ve titreme hissi... Bu beni iyi hissettiriyor.
Bir insan acıyı özleyebilir mi?
Nedense vücudumda ki darbelere o kadar çok alışmıştım ki, kendimi garip hissediyordum. Arabaya binmiştik. Aslında araba değilde karavan gibi bir şey. Sadece dışı öyle renkli renkli cıvıl cıvıl değil.
Yanımda kimse yok. Çünkü ben yalnız oturmak istedim. Bu koca karavana sığabiliyoruz hepimiz. Her ne kadar araba midemi bulandırmasada, midem ağrıyor. Bu hep olan bir şey aslında. Karavanla Trabzon'a gitmeyeceğiz tabii ki. Sadece havalimanına kadar. Korumalardan biri alacak zaten karavanı da.
Neden karavanla havalimanına gidiyoruz inanın ki bende bilmiyorum.
Daha önce uçağa binmedim. Biraz gerginim açıkçası. Araba daha doğrusu karavandan, indikten sonra aldığımız biletler ile uçağa bindik. Şansım ki, yanımda Semih vardı. Ondan, oldukça fazla korkuyordum.
Bana acıyı alıştıran herkesten nefret ediyordum.
Semih yanıma oturduğunda, kafamı diğer yöne çevirdim. Cam kenarına...
Bir anda karnımın üstünde el hissetmem ile kafamı oraya çevirdim. Semih, kemerimi takıyordu. Nasıl takıldığını bilmediğim için ona izin verdim. Daha sonra kendi kemerini de taktığında aslında zor olmadığını farkettim. İçimi bir ürperme kapladığında, bağlı duran saçlarımı açma gereği hissettim.
Saçlarımın beni bu dünyadan gizleyeceğini düşünürdüm.
Saat 13:00 civarlarındaydı. Dün düşünmekten uykumu alamadığım için kafamı geriye yaslanarak gözlerimi kapattım.
"Uyuyacak mısın, küçüğüm?"
Uykulu bir sesle mırıldanıp, kafamın sağa düşmesine izin verdim.
______
Omzumdan hafif sarsılmam ile gözlerimi araladım. Karşımda Semih ve diğer ağabey tayfası vardı. Etrafa baktığımda hiç insan kalmadığını gördüm. Anlaşılan varmıştık. Kemeri çıkartıp ayaklandım hızla. Onların bir şey demesine izin vermeyerek hızla ilerledim.
Bir süre sonra arabaya binmiş ilerlemeye başlamıştık. Hiçbir şekilde olanlara tepki vermiyordum. Hayatı akışına bırakmıştım artık. Tepkisizlik belki de şuanda yapmam gereken en doğru karardı.
Kocaman bir bahçesi olan, beyaz bir evin önünde durmuştuk.
Arabadan inmeye başladıklarında bende hızla indim. İki araba ile gelmiştik. Babamlar arabaları önceden hazırlatmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIVIRCIK | Tamamlandı
Literatura FemininaAcıları henüz çok yeniydi. Asla eskimezdi ki zaten. Hep yenileri açılırdı yerine. Bir anda her şeyin boşa olduğunu öğrenmişti ama o. Acılar, ağrılar ve gözyaşları... Değmiş miydi, acıları hayatının her noktasına? Bir ayna kaç defa kırılabilirdi? Bir...