32. BÖLÜM

36.2K 2.3K 942
                                    

Gelecekte ki kendinize bir mesaj bırakır mısınız?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gelecekte ki kendinize bir mesaj bırakır mısınız?






-Ceylan'dan devam-

Kara, ellerini cebinden çıkarıp, yanıma doğru gelmeye başlamıştı.

"Sesin güzelmiş." Gülümseyerek söylediği cümleyi, teşekkür ederek cevapladım. Ne yapabilirdimki başka zaten?

O hâlâ beni süzmeye devam ederken ben, 'ne var' dercesine yüzüne bakıyordum.  O sırada kapının oradan bir ses geldi. Kapının çanı çalmıştı. Ve önünde Ege'ler vardı. Hepsi çatık kaşları ile bana bakıyordu fakat ben bunu önemsemedim.

Onlar kimdi ki benim hayatımda?

Semih yanıma gelip kolumdan tutmaya başladı. Diğerleri Kara'nın önüne geçerken, o beni dışarı doğru sürüklüyordu. Sabah sıktığı kolumu bir kez daha sıktığı için oldukça acımaya başlamıştı. Gözlerimden yaşlar gelmemesi için direnirken o bunu umursamıyordu.

Bir kaç kez "bırak" dediğim halde, beni sürüklemeye devam ediyordu. Etraftaki insanlar bizi önemsemiyor, görmemezlikten geliyordu.

Hep öyle olmuyor muydu zaten?

Bu sefer sinirle ileri atılıp bacağına tekme attım. O, bunu beklemediği için bir anda beni bıraktı.

Ben bileğimi tutarak koşuyordum. O arkamdan koşsa da umrumda değildi. Bilmediğim bir mahallenin arasına girdikten sonra, apartmanın içine girdim. Merdivenlerden en üst kata çıktım. Dört katlı, sarı bir apartmandı. Tahta kapıyı ittirdim ve çatıya doğru adımımı attım.

Kendi ailemden kaçıyordum.

Tıpkı eskiden olduğu gibi...

Düz, gri çatıya çıktığımda, karşımda beklemediğim yüzler vardı. Kara'nın yanında gördüğüm Keskin, nâm-ı diğer 'keloğlan' vardı. Yanında da yine Kara'nın yanında ki arkadaşları vardır.

Onlar beni kaşları havada süzerken, benim de onlardan bir farkım yoktu. Merdivenden ayak sesleri geldiğinde gözlerim eski anılar ile dolmaya başladı.

Sekiz yaşındayım.

Babam peşimden gelirken, ben evimizin katlarını hızla tırmanıyordum. Bir yandan ağlıyor, bir yandan kaçıyordum.

Her zaman yaptığım gibi...

"Hadi küçük kızım gel evcilik oynayalım!"

Baba ben sana ne yaptım?

Emin olun onun oyunları hep tek taraflı oluyordu. Bu oyundan sadece o zevk alıyordu. Küçük bacaklarım ne kadar hızlı koşabilirse, o kadar hızlıydı. Okuldan gelmiş, elinde içki şişesi ile size gelen bir baba düşünün.

KIVIRCIK | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin