15. BÖLÜM

49.2K 2.5K 832
                                    

Ceylan'dan

Kolumdaki acı oldukça fazlaydı fakat bunu belli etmemeliydim. Bunca yıl böyle geçmişti hayatım. Okuldakiler şiddet gördüğümü anlamasın diye kırk takla atardım.

Kara, beni koltuğa bıraktıktan sonra Cem ağabey ailelerine haber vermişti.

Ailem diyemiyordum. Diyemezdim.

Buğra veledi şaşkın bir şekilde koluma bakıyordu. Daha küçücük bir çocuktu. Ne yaşadı bilmiyorum ama onun da en az benim kadar kötü şeyler yaşadığını anlayabiliyordum.

"Buğra,iyi misin? Kendini suçlu falan hissetme sakın."

Dediğimde gözleri dolu doluydu. Ve ağzından fısıltı gibi bir ses çıkmıştı.

"Özür dilerim."

Buğra'ya cevap verecekken, içeriye Kara ve yanında doktor diye tahmin ettiğim bir adam gelmişti.

Kolumu eline alıp bana baktı.

"Kurşun oldukça içeriye girmiş gibi. Canın acımıyor gibi duruyor. Analjezi, yani acıyı hissetmeme hastalığına mı sahipsin?"

"Hayır. Sadece alıştım diyelim."

Doktor bana anlamayarak baktığında omuz silktim. Kara ve Cem ağabey bana garip bir şekilde bakıyorlardı.

Doktor kolumu uyuştururken, Cem ağabey ve Gökay'da Buğra'yı odadan dışarı çıkarıyordu.

Doktor kolumu uyuşturduktan sonra kurşunu çıkarttı. Daha sonra da dikiş atmaya başladı.

"Bir süre kolunu kullanma. Dikişlerin patlamasın. Okula gidebilirsin ama bir kaç gün dinlen. Bir hafta sonra da dikişlerinin alınması için hastaneye gel."

Dedikten sonra çıkmıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra arkaya doğru yaslandım.

Kara bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Neden acıya alıştım dedin? Ergenlik tripleri yüzünden kendine zarar falan mı verdin yoksa?"

"Kara siktir git bir de seninle uğraşamam."

Mecbur olmadıkça küfür etmezdim ama oldukça sinirlenmiştim. Benim kim olduğumu,nasıl bir hayat yaşadığımı,nelerle mücadele ettiğimi bilmiyordu. Beni tanıyormuş gibi konuşamazdı.

Bir süre sonra kapı açıldı. İçeriye babam ve tanımadığım bir kaç adam girdi.

Buğra "amca" diyerek esmer bir adamın kucağına atlamıştı.

Babam hızla yanıma geldi ve bana sarıldı. Kara'nın yanında duran adam konuşmaya başladı bu sefer;

"Nasıl kurtuldunuz Turan şerefsizinin elinden? Kara'mı kurtardı sizi yoksa?"

Babam o sırada kolumu farketmiş ve bağırmaya başlamıştı.

"Nasıl oldu bu!?"

Buğra veledi konuşmaya başladı;

"Bizi Ceylan abla kurtardı. Arabaya binerken de beni korumak için vuruldu."

Sonlara doğru sesi kısılmıştı ve gözleri dolmuştu. Hızla babamdan kolumu çekip Buğra'ya sarıldım. O ise şoka girmiş gibiydi. Kulağına fısıldamaya başladım.

"Buğra sakın böyle düşünme. Bir daha ağlarsan o gözyaşlarını zorla sana içiririm."

Küçük bir kıkırtı bahşederek o da bana sarılmıştı.


-Üç gün sonra-

Eve geldiğimden beri kimseyle konuşmamıştım. Yemeğim odama getiriliyordu. Ben de yiyebildiğim kadarını yiyordum. Saat şuan 06:13'dü.

KIVIRCIK | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin