Herkese merhaba, biz geldik🖐
Keyifli okumalar...❤
Ezginin Günlüğü - Leyla🎶
"Yaşamak, ümitli bir iştir sevgilim. Yaşamak; seni sevmek gibi ciddi bir iştir."
-Nazım Hikmet
🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃
-GÜLCE
Odamda yatağın üzerinde oturmuş Gülseren annem ile Bade'nin küçücük odanın içerisindeki telaşını sakin bir şekilde izliyordum. Bu telaş öğleden sonra gideceğimiz düğün içindi. Geçen hafta konuştuğumuzda Asaf'a nasıl evet dediysem şimdi de hayır demek istiyordum. Hem ben nasıl gelirim demiştim onu bile anlamıyordum ki. Oflayarak şakaklarımı ovaladım. Başıma ağrı girdiği yetmezmiş gibi birde dönüp durmalarından başımda dönmeye başlayacaktı. Hafta içi hiç Asaf ile konuşma fırsatım olmamıştı ama ikizler ile sık sık konuşmuş bir araya gelmiştik. Hatta Cemile teyze ile oturup çay içerek konuşmuş olmamıza rağmen Asaf o günden sonra ne aramış ne de mesaj atmıştı. Haliyle böyle olunca benimde bu düğüne gitmek istememem normal değil miydi?
Ben oraya zorla gitmiyordum sonuçta. Beni davet eden o olmasına rağmen nasıl gideceğimizi söylemek için bile aramayı geçtim mesaj atmayı bile gerek görmemişti. Hatta bir saat sonra beni kimin almaya geleceğini bile bilmiyordum hal!
Ben kendim için bir şeyler yapmaya çalışırken çok mu heveslenmiştim acaba? Beni sevdiğini düşünerek yanlış mı yapmıştım bilmiyordum ki. Oflayarak oturduğum yerden kalktım.
"Yeter!"
Sesimle birlikte bana dönen iki çift göze baktım. Gülseren annem elinde giymem için ısrar ettiği elbise ile bana bakıyordu. Bade ise eline aldığı maşa ile adımını atacakken durmuş kalmıştı. Onun haline içimden gülmek gelse de gülmedim. Eğer gülersem beni şuan ciddiye almazdı.
"Alt tarafı bir düğüne gideceğim çok abartmıyor muyuz?"
Gülseren annem kafasını iki yana sallayarak yanıma geldi. Kolumdan tutup yatağa birlikte oturmamızı sağladı.
"Alt tarafı bir düğün olur mu kızım hiç. Oradakiler şimdi seni baştan ayağa inceleyeceklerdir kesin. Zaten kimsenin haberi olmadan taktık yüzükleri herkes bir kusur arar durur tüm gün eminim."
Dediği ile sızlayan bacağıma bakışım kaydı. O kadarda aramalarına gerek yoktu. Kusurum zaten kendisini belli ediyordu. Hemen kusurumun ne olduğunu bulacaklarına eminim. Gülseren annem uzanıp elimi tuttu.
"Kızım. Gülce'm. Kusurun o değil senin beni sakın yanlış anlama. O kusur değil ki hem."
Elimi bırakıp kalbimin üzerine koydu elini.
"Burada kusurumuz olmasın asıl güzel kızım. Senin de orada çok şükür hiçbir kusurun yok. Kendini yıpratma artık bu düşünce ile daha fazla. Sende Asaf ile herkesin karşısına çıkacak ve dimdik duracaksın."
Demesi herkese çok kolay geliyordu. Onun yanında herkesin karşısına çıkmak hiçte kolay değildi işte. Ben o insanların bakışını ömrüm boyunca tek başıma çekiyordum. Belirli bir süre sonra alışıyorsunuz o bakışlara ama yanınızda hele ki evleneceğiniz adamın yanında o bakışlara nasıl dayanacaktınız? Üstelik o bakışları atacak olan kişiler o evleneceğiniz adamın ailesi olursa nasıl dayanılacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLCE(Askıda)
Romanceİsmimi Gülce koymuşlar ama hiç gülemedim bu hayatta. Kadersizlik peşimi hiç bırakmadı. Daha doğarken yüzümün gülmeyeceği beliymiş benim. Ayağımda olan aksaklık herkesin tuhaf bakışlarına neden olurken adımın anlamı gibi nasıl olurdum ki? Nasıl güler...