Gözümdeki gözyaşlarımı silince arka tarafa doğru yürümeye başladım. O anda o şahısta koşmaya başladı. Bende arkasından onu kovalarken yerdeki taşa çarpıp yere düştüm. Onu yakalayamasamda içimde hırs oluştu. Kolum kanıyordu. Acısı olsada şu anki acıdan daha büyük değildi. Geriye döndüm. Cenaze bittiğinde herkes evlerine doğru yol aldı. Ne kadar annem ve babamın yanından ayrılmak istemesemde beni zorla arabaya götürdüler. Yolda giderken gözyaşlarım kendiliğinden akıyordu. Dışarısını izlerken ağacın yanında o şahıs bana el salladı. Arabadan çıkmaya çalışsamda kapı kilitliydi. Sadece arkasından sen bittin derecesine baktım. Bu bilinmeyen olabilir miydi? Telefonumu çıkarıp engeli kaldırıp kaldırmamak arasında kaldım. Ve kaldırdım. Yazarken telefonumun ekranına gözyaşlarım düşüyordu.
Vira: Sen bittin. Sen fena kaşındın. Seni döverkende böyle kalabilecek misin acaba?
Bilinmeyen: Neden öyle diyorsun güzelim? Daha birlikte olduğumuz hayalleri kuramadık.
Vira: Sen benim anne ve babamı öldürdün. Hayatta kalacağını sanıyorsan çok yanlış düşündün. Senide öldüreceğim. Senin yaşamana izin vermeyeceğim.Telefonumu kapatıp cebime koydum. Koltuğun yan tarafında şeytan belirdi. Şeytan "Vira ağlamayı bırak artık. O şahısı bulup öldürmemiz lazım." dedi. Ben de "O zaten hayatta kalmayacak. Her türlü hapishaneye girse bile oraya girip öldüreceğim." İçimde artık büyük bir kin vardı. Eve geldiğimizde hızlıca arabadan çıkıp eve girdim ve odama çıktım. Ağlamaktan gözlerim şişsede umrumda değildi. Yarın okul vardı ama gitmek istemiyordum. Okuldakilerin benimle ilgili dalga geçmesi umrumda değildi. Ama konu ailem olursa her türlü şeyi yapardım. Bir plan yapmamız lazımdı. Bugünü boşverip yarın düşünmeye karar verdim.
Sabah alarm çalmadan sanki beynimde çalıyormuş gibi hissettiğim sesle uyandım. Hemen rutin işlerimi halledip mutfağa gittim. Kendime bir sandviç hazırlayıp yola koyuldum. Okula vardığımda bankın yanında Gece, Berrin ve adlarını bilmediğim arkadaşları vardı. Yanıma doğru yürümeye başladıklarında karşılarında durdum. Gece "Vira sen okula gelir miydin? Pardon senin ailen öldü. Hayatta kalacak gücünde kalmadı. Sana acıyorum. Yazık sana." dedi. Ben de Ailemi sakın ağızına alma. Yoksa seni gerçekten güzel benzetirim." dedim. Yüzlerini buruşturup yanımdan ayrıldılar. Sınıfa çıktığımda en arka sıraya oturdum. Kulaklığımı takıp sıraya başımı koydum. Hoca geldiğinde kitaplarını çıkarıp dersi anlatmaya başladı. Bu dersi anlamadığım için gözlerimi kapatıp uyudum. Kalktığımda ders bittiği için toparlanmaya başlamışlar. Defterlerimi çantaya koyup okuldan çıktım. Okulun duvarına yaslanmış Berrin ve Gece bana gülüyordu. Şeytan kenardan "Vira koş bunlar kaşınıyor." derecesinde gaz veriyordu. Kendimi tutamayıp Gece'nin yakasına yapıştım. Konuşmaya başladım. "Kızım sen salak mısın? Kaşınma seni gerçekten çok pis benzetirim. Senide Berrin." deyip çıktım. Koşa koşa eve geldiğimde kapıyı açıp odama girdim. Çantamı kenara fırlatıp yatağıma yattım. Üstümü değiştirmeden yarım kalan uykumu devam ettirdim.
_____________________________
Bu bölümde Vira acayip sinirli. O yüzü gözükmeyen kişi yine kaçtı. Bakalım bundan sonraki bölümde neler olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan İle Bir Kızın Dostluğu
Ficción GeneralOnu görmeden, dokunamadan, hissedemeden sevmek çok garip değil mi? Seni hiç terketmeyeceğini biliyorsun. Ama içinde seni bırakacak diye duygu besliyorsun. Önemli olan görmek veya dokunmak değil, kalpten hissetmek ve sevmektir..