Medya: Gece Arsal ( masum göründüğüne bakmayın hiç göründüğü gibi değil :) )
Sabah büyük bir baş ağrısıyla uyandım. Akşam ne dediğimi neler yaptığımı hiç hatırlamıyordum. Tek bildiğim ormanın içine gidip şeytanla oturduğum. Buradan sonrasını hatırlamadığım için düşünmeye çalıştım ama aklıma bir şey gelmediği için çadırdan çıkıp yüzüme vuran güneşe bakmaya çalıştım. Tabii ki bakamadım. Üstümü başımı düzeltip Rüya'nın yanına gittim. O da üstünü giyinip yanıma geldi. Birlikte kahvaltılarımızı alıp masaya oturduk. Bir yandan sohbet edip bir yandan kahvaltı ediyorduk. Bitirince etkinlik yapılan yere gittik. Bizim hoca 3 sınıftan bazı kızları yanına toplamış onlarla konuşuyordu. Bizi görünce "Vira ve Rüya yanıma gelin." dedi. Yanına gittiğimizde "Kızlar şimdi burada bizimle birlikte başka bir okul daha var. Onlarla voleybol maçı yapacağız. Vira sen bu okulda en iyi oynayansın. Takım başkanı olmanı istiyorum." dedi. O anın enerjisiyle "Peki hocam olurum." dedim. Hoca yüzüme tebessümle baktı.
Bizimle okuldan ben ve Rüya ile birlikte birkaç kız daha hazırlanıyorduk. Son hazırlıklarımızıda yapıp sahaya geçtik. Bizim hoca nazikliğini gösterip maçın onlarda başlayacağını söyledi. Hocam az iyi kalpli, yufka yürekli olmayın. Bunu içimden söyledim tabii ki yoksa sorun çıkabilirdi. Kısa bir konuşma yapıp yerlerimizi aldık. Rüya'ya göz kırpıp önüme döndüm. Topu benim tarafa attıklarında sert bir şekilde vurup karşı tarafa attım. Onlar tutamadıkları ve top yere düştüğü için bizim takımın ilk sayısını almıştım. Onlara sinsi bir tebessüm bakışı atıp top bizde olduğu için oyunu başlattım.Maç eşit gidiyordu. Top benim tarafa gelince sert bir vuruş yaptığım için topu tutamadılar ve maçı biz kazanmıştık. Bizim kızlar sevinirken ben sadece duruyordum. Görende dünyada birinci olduk sanacak. Sadece iki okul arasında kazandık. Çimenlere oturup gökyüzünü izledim. Yorulduğum için Rüya'yı beklemeden çadıra girdim. Çadırda şeytanı görünce şaşırmadım. Çünkü bir anda karşıma çıkması veya görmem artık korkmama değil mutlu olmama neden oluyordu. Yanına geçip oturdum. Bir süre sessiz kaldık. Suskunluğu şeytan bozdu. "Vira şimdi gitmeden birazcık ormanın içine gidelim mi?" buradan ayrılmamıza az kalmıştı. Eşyalarımı çantama koyup çadırı toplayıp çantamı sırtıma aldım.
Biraz yürüdükten sonra aynı yere geldik. Ben yine biraz sigara içmiştim. Sessizliği şeytan bozmuştu. "Vira sen bu hayatta gerçekten beni seven korkmayan tek insan olabilirsin. Bu yüzden seni ayrıca seviyorum." böyle düşünmesi beni çok mutlu etmişti. "Şeytan bu hayatta ailemden sonra gerçekten beni seven, değer veren, koruyan varlıksın. Sen korkulacak veya sevilmeyecek bir varlık değilsin. Ben böyle düşünüyorum ben de seni seviyorum. Beni hiç bırakma olur mu? " dedim. Şeytan bana sarılıp kulağıma " Bu yüzden sadece sen." dedi. Ben de "Sadece sen." dedim. Ortak alana geri döndüğümüzde servisler hazır öğrenciler sırayla biniyordu. Ben de bizim servisin içine girdim. Rüya yerine oturmuş beni bekliyordu. Yanına geçip oturdum. Yol boyu bütün sınıf sessizdi yarısı uyuyor öbür yarısı müzik dinliyordu. Ben yine müzik dinlemeyi tercih ettim. Okula vardığımızda hızlıca servisten indim. Herkes evlerine doğru gidiyordu. Rüya yanıma gelip " Vira eve gidince bana mesaj at. Sana sormam gereken şeyler var." dedi. Ben de kafamı sallamakla yetindim. Okulu biraz geçince bağıra bağıra şarkı söylemeye başladım. İçimde yaşadığım sinirli olduğum olayları şarkı söyleyerek atlatabiliyordum. O yüzden bağıra bağıra söylemek iyi geliyordu. Bazı teyzeler hakaretler veya küçümsüyorlardı. Ben onları umursamadan devam ediyordum.
Eve geldiğimde bir süre kapıyın önünde oturdum. Nefesim tükenmişti. Sadece nefesim tükense daha iyiydi. Benim hayatım tükenmişti. Yok olmuştu. Kafamdaki düşünceleri silip içeriye girdim. Merve ablaya "Ben geldim. Ben duş alacağım seslenirsen duyamayabilirim."dedim. Yüzündeki tebessümle" Tamam canım. Sen git rahat rahat duş al. "dedi. Tabii ki rahat rahat olacaktım. Burası benim evim sonuçta. Merdivenlerden çıkarken başımın döndüğünü hissettim. Tam düşecekken bir şeyin beni tuttuğunu fark ettim. Arkamı dönmedim. Çünkü şeytanın olduğunu biliyordum. Her yeri siyahtı her zamanki gibi. Beni bırakıp yeniden kayboldu. Yeniden dengemi kaybetmeden odama çıktım. Kıyafetlerimi seçip duşa girdim. Sanki üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi rahatlamıştım. Üstümü giyinip yatağa oturdum. Aklıma Rüya'nın bana eve gidince mesaj at dediği geldi. İçimden bir ses mesaj atma diyordu. Ama bir yanım meraktan çatlayacak gibiydi.
Şeytanın yanımda belirmesiyle biraz yana kaydım. Şeytana sormayı karar verdim. "Şeytan sence Rüya'ya mesaj atmalı mıyım?" dedim. "Vira senin isteğine karışamam ama bence atmalısın. Senin meraktan çatlayacağını biliyorum. Bir mesaj zaten en fazla ne sorabilir ki?" dedi. Aslında doğru söylüyordu. Bütün cesaretimi toplayıp yazmaya karar verdim.
Vira: Rüya sen bir şey soracaktın. Sorabilirsin.
Rüya: Biraz garip bir soru olacak ama soruyorum.
Vira: Boşver sor gitsin.
Rüya: Dün akşam senin ormana gittiğini gördüm. Kusura bakma merakımdan takip ettim. Boşluk bir alana oturdun ve konuşmaya başladın. Oysaki yanında kimse yoktu. Sen orada kiminle konuşuyordun?
Vira: Şey ben orada kendi kendime konuşuyordum. Sanki birisi varmış gibi.
Rüya: Tamam anladım. Senin dediğin gibi olsun. Neyse yarın okulda görüşürüz.
Vira: Görüşürüz.Son anda sıyırmıştım. Şeytan desem bir sürü soru yağmuruna maruz kalacaktım. Böyle bir yalan uydurmak daha mantıklıydı. Kalbim heyecandan yerinden çıkacak gibi atıyordu. Rüya'nın başka bir şey sormaması iyi olmuştu. Rahat bir nefes aldım. Çalışma masama oturup test kitabını raftan çıkardım. Nedense İngilizce çözesim geldi. Bir sayfa açtım. Ben soruya soruda bana bakıyordu. Ben ve ders çalışmak hiç bir arada güzel durmuyordu. Kapatıp yatağa yöneldim. Sessizce şeytanı çağırdım. Yanıma gelince bir süre sohbet ettik. O bana gerçekten iyi geliyordu. "Şeytan ben biraz dinleneceğim. Yoksa birazdan kafam patlayacak. Bana çok iyi geldin. İyi ki seni tanımışım. Neyse görüşürüz." dedim. Şeytanda "Sen bilirsin. Biraz dinlen yoksa hasta felan olursun. Sen bana daha iyi geliyorsun iyi ki sen. Neyse sana iyi geceler Vira. Güzel rüyalar gör." dedi. Çok mutlu olmuştum. Bana en son bunu annem söylemişti. Gözümden gözyaşı düşecekken elimle sildim. Saniyede şeytan kayboldu. Huzurla yatağa yerleşip mutluluktan uyumaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan İle Bir Kızın Dostluğu
Genel KurguOnu görmeden, dokunamadan, hissedemeden sevmek çok garip değil mi? Seni hiç terketmeyeceğini biliyorsun. Ama içinde seni bırakacak diye duygu besliyorsun. Önemli olan görmek veya dokunmak değil, kalpten hissetmek ve sevmektir..