medya: off to the races, lana del rey.merhabalar.
umuyorum ki çokça iyisinizdir.
keyifli okumalar.
***
burnuma dolmakta olan mayhoş edici kokudan ötürü, uyanık olmama rağmen gözlerimi aralayabilmem epey bir uzun sürmüştü.
sıcaktı.
şu an yaslanıyor olduğum ten, tek kolumla karnının üzerine tutunuyor olduğum ten o kadar sıcaktı ki; odanın çok da sıcak olmamasına isabet olarak üzerimizde de bir şey örtülü değildi ve buna rağmen, sessizce nefeslerimi bırakıyor olduğum bu ten, beni cayır cayır yakıyordu.
gözlerimi hâlâ aralamamışken, karnındaki parmaklarımı sıkılıyor olduğum için istem dışı hareket ettirmeye başlamıştım usulca. bir sürenin ardından, orada da sıkılmış ve parmaklarım hafif terli olan kaslı karnından yukarıya doğru kaymaya başlamıştı. yanımda uzanıyor olan ise beden buna karşılık olarak başımın altından geçirmiş olduğu kolunu biraz daha sıkılaştırarak tamamen boynuma sarılmıştı.
bu beni gülümsetti. çıplak olan tek bacağımın onun bacakları arasında olduğunu fark etmeme sebep olduğu sıra derin bir nefes alarak dilimle kurumuş olan dudaklarımın üzerini turlamıştım.
huzurluydum, çok huzurluydum ve bu anı bozan siktiğimin alarmına lanet ettim.
telefonum benim tarafımda olan komodinin üzerindeydi ve ben tamamen taehyung'a dönüktüm, ona sarılıyordum. kalkıp alarmı kapatamazdım. hayır, istemiyordum bunu.
okula gitmek de istemiyordum. akşama kadar bu pozisyonda taehyung ile vakit geçirmek istiyordum yalnızca.
"kapat şu siktiğimin alarmını." kulağımın tam dibinde duyduğum kısık sesin tonu, tüylerimi diken diken etmişti ve dediğini birkaç saniye geç algılayabilmiştim. dudaklarım büzülürken taehyung'un kolu boynumdan ayrılmıştı. ve aynı anda bacağımı da serbest bırakmıştı. yatakta doğrularak oturur pozisyona geçmemin ardından telefonuma uzanmış ve yarı aralık göz kapaklarım ile, içimden küfür ederek alarmı kapatmıştım.
bu sırada taehyung, yastığıma iyice gömülmüştü ve siyah saç tutamları beyaz yastık ile çok uyumlu gelmişti gözüme. siktir, bu kim taehyung'u ilk defa yeni uyandığı zaman görüşüm değildi lakin şu an gözüme çok güzel geliyordu.
dediğim gibi, saçları yastığımın üzerine dökülüyordu. tek kolu benim yatmış olduğum yastığın üzerindeydi. yanıklığında kutsandığım üst bedeni çıplaktı ve altında benim siyah eşofman altlarımdan birisi vardı. kapalı gözlerine rağmen hafif çatık olan kaşları sebepsizce gülme isteği uyandırmıştı bende fakat kendime engel oldum. "okula mı gideceksin?" dedi, göz kapaklarını yavaşça aralarken.
dayanamayarak bedenimi yeniden yanına bıraktığım zaman bunu bekliyor gibi, dövmeli kolunu yeniden boynumdan geçirerek beni kendine doğru çekmişti. kokusu ciğerlerimi yakmayı bir an olsun kesmiyordu. boynuna ulaştığım için daha yoğunca alırken burnumu oraya yaslayarak kokusunu daha derince solumaktan ve taehyung'un bu sırada huylanmasına sebep olmaktan çekinmemiştim. "evet."
dün gece, mutfakta geçirmiş olduğumuz dakikaların ardından, saatin gece 2'yi çoktan geçtiğini biraz geç de olsa fark edebilmiş ve odama çıkarak duşa girmeden önce, mutfağı temizleyerek güzelce toplamıştık. jimin hyung'un dilinden kurtulamayacağımın bilincinde olduğum için bunu sabaha bırakmak istememiştim.
10 dakika diyebileceğim kadar kısa bir duşa girmiştik odama çıktığımızda. aslını söylemem gerekirse taehyung gitmek istiyordu fakat elbet buna izin vermemiştim. zaten sonunda ikna olmuştu, ben de ona kıyafetlerimden vermiştim. hatta sonrasında birbirimizin saçlarını bile kurutmuştuk ve bu beni sebepsizce, dün gece dünyanın en mutlu adamı yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lights down low
Fanfiction"doğru yer, doğru zaman, doğru adam, doğru duruş, doğru açı, doğru vuruş ve doğru şiddet; seni bir yerden alıp başka bir yere götürür, jeon. daha önce tatmadığın bir hazzı tattırır, hissetmediğin yoğunlukta duygular açığa çıkartır." bdsm! | dom / t...