medya: i will - mozella (şiddetle tavsiye ediyorum, söylediğim yerde açın.)merhabalar.
uzun bir bölüm. kemerleri bağlayın millet. :d
ne olduğunu bilemiyor olabileceğiniz bir sürü kelime olacak ilerleyen bölümlerde. bu bölümde olanları da yazıyorum buraya. her bölümün başında açıklayacağım.
munch: BDSM ile ilgilenen insanların buluştuğu, sohbet ettiği, arkadaş ve çevre edindiği etkinlik, parti olarak düşünebilirsiniz.
aftercare: her oyunun sonunda, baskın tarafın sorumlu olduğu banyo, yaralara bakım vb. etkinliklerin yapıldığı süreç.
keyifli okumalar dilerim.
***
küçüklüğümden beri, kimse yağmura karşı olan bu ilgimi pek anlayamaz, saçma bulurdu.
jimin dışında.
çocukluğumuzun neredeyse hemen hemen beraber geçtiğini ele alacak olursak jimin'in biliyor olması gayet normaldi gerçi. yağmuru seviyordum, ıslanmış toprağın insanı boğan o hafif kokusu olsun, her zaman olmasa da bitiminde ortaya çıkıveren gökkuşağı olsun, hatta ve hatta, ağaçların dallarından, yapraklarından tek tek düşen yağmur damlalarını izlemek olsun; çok hoşuma gidiyordu.
yağmur yağdığı zamanlar, tıpkı eline oyuncak veyahut şeker, çikolata verilmiş bir çocuk misali mutlu olur, kendimi dışarıya atar ve yağmur bitene kadar asla içeri girmezdim. yağmur damlalarının bedenimi ıslatması öyle hoşuma gidiyordu ki, gözlerimi kapatır ve başımı gökyüzüne çevirdim sürekli. yüzümü ıslatan yağmur damlaları dudaklarımda bir gülüşün peydah olmasına sebep olurdu. kaç yaşıma gelirsem geleyim kesinlikle yağmura olan bu ilgim sönmeyecek gibiydi.
annem her ne kadar bu halimden hiçbir zaman hoşlanmamış olsa da zamanla alışmıştı. bazı zamanlar sırf ceza olsun diye dışarıya çıkmama izin vermezdi. evimizin küçük salonunun penceresine yaslanır, parmaklarımı cama dayar ve hasretle yağmuru izlerdim. o zamanlar annemin bana verdiği en büyük ceza kesinlikle bu olmalıydı.
ve yağmura bu denli alışık olduğumdan olsa gerek, kolay kolay hastalanmıyordum, soğuk beni etkilemiyordu.
işte şu anda da hava yağmurluydu.
namjoon hyung'ların mekânından ayrılarak arabamı eve doğru sürmeye başlamıştım. ah, aslında taehyung'un mekânı demeliydim artık. yol boş olduğu için kısa sürede eve ulaştığımda, jimin, uzun bir süredir beni bekliyor olduğundan olsa gerek fazlasıyla sinirli ve üşümüş gibi duruyordu. benim aksime kolaylıkla hasta olabilecek bir yapısı vardı. hasta olursa eğer gerçekten suçlu hissedecektim.
"hiç gelmeseydin amına koyayım."
sonunda apartmana girdiğimizde, siyah dar kotumun cebinden çıkartmış olduğum anahtarlık ile dairenin kapısına doğru ilerlerken, sitenin duymaması adına fısıldayarak küfür eden jimin'e cevap vermemiş, kaşlarımı çatmakla yetinmiştim. içeri geçtiğimizde ise, "anahtarlarını her seferinde unutma o zaman." diyerek söylenmeden edememiştim. yağmurdan dolayı ıslanmış olan kot ceketimi çıkartarak tek elime alırken, üzerimdeki ince tişörtün ve kotumun da tamamen bedenime yapıştığını hissediyordum. kesinlikle ılık bir duşa ihtiyacım vardı. bu yüzden jimin'in yemek yiyelim teklifini geri çevirerek odama çıkmıştım. üzerimdeki ıslak kıyafetlerimden kurtularak bedenimi yatağımın üzerine bırakmış ve bu şekilde, üzerine uzanmış olduğum siyah örtünün yerinden kaymasına sebep olmuştum.
daha sonra ise elime telefonumu almış ve taehyung ile olan sohbetimize girmiştim sonunda.
taehyung:
jeongguk?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lights down low
Fanfic"doğru yer, doğru zaman, doğru adam, doğru duruş, doğru açı, doğru vuruş ve doğru şiddet; seni bir yerden alıp başka bir yere götürür, jeon. daha önce tatmadığın bir hazzı tattırır, hissetmediğin yoğunlukta duygular açığa çıkartır." bdsm! | dom / t...