Sevilmek çok güzel bir şeymiş Cenk bana bunu öğretiyordu. Aile sevgisi görmüştüm sevgi denilebilir miydi bilmiyorum her şeyi beni korumak için yapsalar aslında beni yaralamışlardı. Ankara dan, İstanbul'a geldiğim günden beri hiç ses soluk yoktu. Beni bu kadar tutsak eden ailem şuan kadar neden peşime düşmemişlerdi izimi mi bulamamışlardı bilmiyordum araştırsalar bulacaklarından emindim. Bir yanım bulmadıkları için üzülse de bir aynım kendi hayatımı kurduğum için mutluydu.
Kollarının arasında yatığım adam benim için her şeydi. Dün gece aramızda geçenler ufak çaplı bir şey olsa da ilk defa bir erkekle bu kadar yakınlık kurmak beni heyecanlandırmıştı, Cenk bunu anladığında sonrasında pişman olmamam için beni kollarının arasına uyutmuştu. Düşünceli adamım diye geçirdim aklımdan, benim miydi bilmiyordum ama benimsiyordum onu. Çocuk gibi dudağını bükmüş uyuyordu. baş parmağımı dudağının üstünde gezdirip "iyi ki" dedim.
Dün gecenin izlerini taşıyan odaya bakınca yarı çıplak olduğumu fark ettim. Cenk'i uyandırmadan kollarının arasından çıktım yerde duran kıyafetlerimi hızla alıp banyoya girdim rutin işlerimi halledip çıktığımda. Cenk uyku mahrumu gözlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek "Günaydın" deyip ona öpücük attım. "Günaydın Fıstık" deyip yataktan kalkıp bana geliyordu ki onunda yarı çıplak olduğunu fark ettim ve gözlerimi vücuduna değdirmeden gözlerine bakıp yanıma gelmesini bekledim. kollarını belime dolayıp burnumun ucuna ufak bir öpücük kondurdu "Şimdi Günüm daha aydınlık oldu" deyip göz kırptı. İçimi eritmişti, o banyonun yolunu tutarken ben ufak transımdan çıkıp mutfağın yolunu tutum.
Her şeyden onu sakınmak, saçına düşen bir yağmur damlasını kıskanmak sevmenin en güzel halidir. Her sevgi farklıdır anne sevgisi, baba sevgisi, abi-kardeş sevgisi, bir aşığın sevgisi de öyle. Bizler bazen sevgiyi abartırız. Sevdiğimiz insan zarar gelmesin diye onun canını defalarca yakarız. Aslında sevdiğimiz kişiye en büyük zararı gene kendimiz veririz.
Aslında bize en büyük kötülüğü yapanlar; sevdiklerimizdir.
Sevgi ne kadar güzel bir şey oysa ki
Biz insanlar o sevgiyi de çürütüp atarız bir kenara.
Sevilmek çok güzel bir şeymiş Cenk bana bunu öğretiyordu. Aile sevgisi görmüştüm sevgi denilebilir miydi bilmiyorum her şeyi beni korumak için yapsalar aslında beni yaralamışlardı. Ankara dan, İstanbul'a geldiğim günden beri hiç ses soluk yoktu. Beni bu kadar tutsak eden ailem şuan kadar neden peşime düşmemişlerdi izimi mi bulamamışlardı bilmiyordum araştırsalar bulacaklarından emindim. Bir yanım bulmadıkları için üzülse de bir aynım kendi hayatımı kurduğum için mutluydu.
Kollarının arasında yatığım adam benim için her şeydi. Dün gece aramızda geçenler ufak çaplı bir şey olsa da ilk defa bir erkekle bu kadar yakınlık kurmak beni heyecanlandırmıştı, Cenk bunu anladığında sonrasında pişman olmamam için beni kollarının arasına uyutmuştu. Düşünceli adamım diye geçirdim aklımdan benim miydi bilmiyordum ama benimsiyordum onu. Çocuk gibi dudağını bükmüş uyuyordu. baş parmağımı dudağının üstünde gezdirip "iyi ki" dedim.
Dün gecenin izlerini taşıyan odaya bakınca yarı çıplak olduğumu fark ettim. Cenk'i uyandırmadan kollarının arasından çıktım yerde duran kıyafetlerimi hızla alıp banyoya girdim rutin işlerimi halledip çıktığımda. Cenk uyku mahrumu gözlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek "Günaydın" deyip ona öpücük attım. "Günaydın Fıstık" deyip yataktan kalkıp bana geliyordu ki onunda yarı çıplak olduğunu fark ettim ve gözlerimi vücuduna değdirmeden gözlerine bakıp yanıma gelmesini bekledim. kollarını belime dolayıp burnumun ucuna ufak bir öpücük kondurdu "Şimdi Günüm daha aydınlık oldu" deyip göz kırptı. İçimi eritmişti, o banyonun yolunu tutarken ben ufak transımdan çıkıp mutfağın yolunu tutum.
Sessiz geçen kahvaltımızın ardından, kahveleri yapıp cam kenarında ki sehpanın üzerine bıraktım Cenkte bir kaç telefon görüşmesi yapacaktı onu beklerken içimi kemiren kurtlar beni rahat bırakmadı. Takip edilme olayımı Cenk'e anlatmalıydım ya beni birden buralardan çok uzağa götürüp hapsederse babam ne yapacaktım Cenk'i bir daha göremezdim. Evet kesinlikle Cenk'e bu olayı anlatmalıydım bilmesi gerekiyordu. Benim için bir şey yapsın demiyordum ama biran da ortadan kaybolma ihtimalim vardı bilmesi gerekiyordu evet evet ilk işim Cenk'e bunu söylemek olacaktı.
Cenk, telefonunu bırakmadan karşım da ki koltuğa oturdu. Sanırım mailleri kontrol ediyordu işinin bitmesini beklerken sabırsızca kıvrandım beni fark etmiş olacak ki telefonunu masanın üzerine koyup arkasına yaslandı. Cenk'in bakışları anlat der gibiydi. Dudaklarımı ısırıp nasıl söyleyeceğimi ölçüp biçiyordum söyleyince az çok ne tepki vereceğini biliyordum ama saklayamazdım keşke dün gece söyleseydim ama eminde olamıyordum belki benle aynı yöne yürüyen biriydi.
"Güzelim, ağzında ki baklayı çıkar artık" bunu sıkıntılı bir sesle söylemişti bir sorun olduğunu o kadar mı belli ediyordum
"Bak öncelikle sinirlenmek yok tamam mı?" gözlerine dik dik bakarak sormuştum
"Demek ki sinirleneceğim bir şey" dedi burun kemerini sıkarak, çoktan sinirlenmeye başlamıştı en iyisi bir çırpıda söyleyip kurtulmaktı.
"Tamam... Bak emin değilim ama dün gece otoparka inerken galiba biri beni takip ediyordu. sonra senin arabada olduğunu gördüm hızla arabaya yürüdüm o da seni görmüş olacak ki takibi bıraktı ama emin değilim belki de başka biriydi babam olsa beni hemen alıp götürmüştü." bir çırpıda nefesiz bir şekilde anlatmıştım.
Cenk ilk şoku atlatmış olacak ki, birini aradı ve dün gece çıkış saatimizi otoparkın hangi alanında olduğumuzu durumun acil olduğunu söyleyip telefonu kapattı. bana döndüğünde gözünden alev çıkacaktı.
"Ayla, bunu bana o an neden söylemedin?" işte beklenen soru gelmişti..
"Korktum, emin olamadım, bilmiyorum" diyerek bahanelerimi sıraladım. tabi ki Cenk tatmin olmamıştı cevabımdan.
"Özür dilerim o an söylemeliydim. Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak emin olabilirsin." deyip sırtı bana dönük olan Cenk'in arkasından beline sarıldım. Vücudu kas katı olmuştu.
Ellerimi çözerek vücudunu tamamen bana döndürdü.
"Ayla" derin bir soluk aldıktan sonra "Sana kızmamın sebebi zara göre bilecek olmandı anlıyor musun?"
Elleri yanaklarımda, gözleri gözlerime değiyordu. Şuan düşünmem gereken kokusu, gözleri dudakları değil olaydı ama yapmadım.
"Hı-hı" demekle yetindim.
Cenk gülerek burunlarımızı birbirine sürttü. "Endişelenme ben seni kimselere vermem"
İçimde ki atlılar dört nala koşmaya başlamıştı bu kadar heyecanlanmam normal mi?
*****************************
Günümüzün geri kalanı evde geçmişti filim izlemiştik, mısır patlatmıştım bir kerede Cenk mısır tabağını yere boca etmişti tabi beni görünce heyecandan olmuştu. Aslında bana göre normal bir elbiseydi ama Cenk'e göre o kadar normal bir elbise değildi. yaptığı sakarlığa katıla katıla gülerken bundan hoşlanmamış olacak ki "Aylaaa" diye uyarmıştı. Giydiğim elbiseye gelecek olursak mini evde giydiğim ev elbiselerinden biriydi. Böyle tepki vermesine bende şaşırmıştım ama elbise üzerine konuşmadık.
Akşam yemeğine et sote, mevsim salatası yapmıştım oldum olası çorba yemeği sevmezdim neyse ki Cenk'te çorba istemediğini söylemişti ee bu da benim işime gelmişti.
Artık evde yapacak bir şey kalmayınca Cenk'in teklifi ile eğlence mekanına gitmeye kara vermiştik.
Cenk arabadan yedek kıyafetlerini almaya gitmişti. bende kısa bir duşun ardından kıyafetimi seçmiş makyajımı yapıyordum. Gözlerimi siyah kalemle belirginleştirdikten sonra dudaklarıma, kırmızı ruj sürdüm işte hazırdım. Degaje yaka gece mavisi bir elbise seçmiştim. Siyah şeritleri olan topuklularımı da giydikten sonra işim bitmişti.
Kapı zilinin çaldığını duyup odadan çıkıyordum ki Cenk " ben bakarım" demişti.
"Çantamı alıp geliyorum hayatım, kim gelmiş" diyerek kapının olduğu koridora yürüdüm.
Cenk cevap vermemişti, kapıda gördüğüm yüzle bende baka kalmıştım.
*********************************************************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYANIŞ
General FictionBir bedel ödememişseniz henüz; Özgürlüğü tatmamışsınız demektir. Ayla'nın evden kaçışı yeni bir hayat kurması ve aşkını anlatan sürükleyici bir hikaye..