***************************************************************************************
Çok derin bir uykudan uyanıyordum üzerimde öyle bir ağırlık vardı ki sanırsınız bütün gece yük taşımıştım. Gözlerim yanıyordu zorlukla gözlerimi açtığımda karşımda Cenk'i görmeyi beklemiyorum Cenkle mi uyumuştum ben? gözleri mi kırpıştırıp karşımda ki manzaranın gerçek olup olmadığını teyit etmeye çalışıyorum kahretsin bu Cenkti. Dün geceyi düşününce neler yaşadığımız bir bir aklıma geldi ağlamaktan sızmış olmalıydım. Kolu göğüsümün altından dolanıp sırtımı kavramış kafası açıkta kalan boynuma gömülmüştü şimdi anladım üstümde ki yorgunluğu bütün gece yük değil Cenk'i taşımıştım.!
Cenk'in kolunu kaldırıp yataktan çıkmaya çalıştım ama nafile adam ahtapot gibi sarmıştı beni kurtulmaya çalıştıkça daha çok kendine çekiyordu "bataklık gibi" diye mırıldandım.
Söylediğimi duymuş olacak ki kafasını geri çekip "kokuyor muyum" diye sordu ciddi bir tavırla. Alt dudağımı ısırıp "Hayır gayet güzel kokuyorsunuz, sadece kollarınızdan kurtulmaya çalıştıkça daha çok kendinize çektiğiniz için 'bataklık' dedim" Bazen düşünmeden konuşuyordum şuan da onlardan birini yaşıyorduk.
Yüzüne en güzel gülümsemesini takınıp "Güzel kokuyorum yani?" diye sormaz mı birde
"Evet" diye kısa bir cevap vermiştim.
"Sende çok güzel kokuyorsun. Kokun huzur veriyor biraz daha böyle koynunda uyuya bilirim"
"Hayır olmaz! hem ben çok acıktım hem evime gitmem gerek Cenk bey"
"Cenk bey? bence artık Cenk bey demene gerek yok" dedi oldukça ciddiydi. Acaba kovulmuş muydum kesin kovuldum. Benden ses çıkmayınca hızlıca doğrulup karşıma geçti ellerimi avuçlarına alarak konuşmaya başladı.
"Bunları burada konuşmak çok saçma şu şekilde beni ne kadar ciddiye alırsın bilemiyorum. Hazırlanıp çıkalım birbirimizi tanımaya ihtiyacımız var" demişti
Bu adam daha geçen gün biz bir hattayız dememiş miydi? dengesiz herif!!
Benden cevap gelmeyince ellerimin içini öpüp "Ben sana giyecek bir şeyler ayarlamalarını söyleyeyim, sonra çıkarız" deyip odadan ayrıldı.
Bu adam gerçekten de hem dengesiz hemde bataklığın ta kendisiydi 5 dakika da dengem alt üst olmuştu.
Yolla çıktığımızdan bu yana 2 saat geçmişti. Cenk'in aklında ne vardı bilmiyordum ama onunla cehenneme bile giderdim. Sessizlikten canım sıkılmaya başlamıştı ilk arabaya bindiğimizde nereye gittiğimiz hakkında ipucu almaya çalışsam da becerememiştim, adam nuh diyor peygamber demiyordu inatçı keçi, sessizliğe dayanamayıp radyodan bir şeyler dinlemeye karar verdim.
Bir yol var ama her yerde tuzak
Bir yol daha var, dönmek de yasak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Gel vazgeçelim hiç zorlamadan
Sen aklı selim, ben yorgun adam
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bu şarkı ne kadar manidardı. Kafamı Cenk'e çevirdiğimde göz göze gelmiştik bir kaç saniye bakıştıktan sonra Cenk kafasını yolla çevirdi. Bende şarkı eşliğinde hayallere dalmıştım çoktan. Gözlerimi açtığımda kanepenin üzerinde uyuduğumu fark etmiştim ne ara yol bitmişti, cenk beni bu kanepeye yatırmıştım, baya derin uyumuştum. etrafa baktığımda güneş batmak üzereydi.
Deniz, güneşin verdiği parıltıyla parlıyordu gözlerim kamaşmıştı ne güzel manzaraydı böyle ağzım açık kalmıştı. Biraz daha manzaranın keyfini çıkardıktan sonra Cenk'i merak etmiştim nereye gitmişti acaba.
Cenk ben uyandıktan bir saat sonra elleri kolları dolu şekilde gelmişti beraber yemek hazırlamış, sohbet etmiştik.
Cenk evin gece soğuk olacağını söylemiş şömineyi yakmıştı, şöminenin dibine oturup birbirimizi izlemiştik uzun süre.
İlk lafa giren Cenk olmuştu; "Birbirimizi tanımalıyız" demişti.
"Ben Ayla Taner" deyip ellimi gülümseyerek Cenk'e uzattım.
Cenk gülümsememe karşılık vererek " Cenk Şahinoğlu" deyip ellimi tutup kendine çekti. Burnunu burnuma yaklaştırıp "Memnun, oldum Ayla hanım" demişti. İçimin yağları erimişti resmen bu kadar tatlı olmak zorunda mıydın be adam. "Ankara'dan neden geldin?" diye sormuştu Cenk. Sanırım her şeyi anlatmalıydım. Gizlemenin bir anlamı yoktu.
Derin bir nefes alıp "Ailemden kaçtım, bizim ev büyülü bir şato gibiydi. Babamın ve annemin katı kuralları vardı abimin de öyle evden dışarı çıkmama izin vermezlerdi. Üniversiteyi de bu evin benzeri bir zindan da okudum. Teyzem bir gün o evden kurtulacağımı biliyordu sanki. Evini bana miras olarak bırakmıştı, bende bir gece yarısı melikeden yardım isteyip evden kaçtım. İstanbul'a geldim zaten otobüste karşılaşmıştık o gece kaçmıştım evden, sonra sizin şirketten önce bir çok şirkette gidip iş başvurusunda bulundum ama tabi ki de kabul edilmedim. Sonra sizin şirkette geldim bir mucize oldu. Şuan oturduğum eve gelip neden beni almadıklarını bilmiyorum, belki de uzaktan bir yerlerden beni izliyorlardı çünkü bu kadar sakinlik normal değil." Anlatırken çenem titremiş, gözlerim dolmuştu.
Cenk bir hamlede bana sarılmıştı, başımı öpüp kokumu içine çekmişti.
"Ayla özür dilerim, seni üzmek istememiştim"
"Önemli değil, Cenk nerden bile bilirdin ki, Hadi sen anlat" deyip gülümseyerek Cenkten uzaklaşmıştım.
"Mimarım, Kerem diye dalama bir kardeşim var, Ailemden ayrı yaşıyorum, Seni tanıyana kadar çok çapkın bir adamdım, bu kadar" deyip gülmüştü.
"Çapkın mı?" deyip tek kaşımı kaldırmıştım.
"Evet, ne var bunda gayet yakışıklıyım, hiç bir kadın bana hayır diyemez"
"Yürüyen ego musun? sen" bu lafımın üstüne kahkahayı basmıştı.
"Cenk gülme ciddiyim" hala gülüyordu, başka bir taktik geliştirmem lazımdı.
"Benden de hoşlanan çok vardı ben sana bunları anlatmıyorum, Cenk ayıp" ediyorsun demiştim kızgın bir sesle.
Cenk'in kahkahası bir anda kesilmişti, yüzü de sinirden olsa gerek kızarmıştı bir anda adamın ruh halini değiştirmiştim, oh olsun sana cenk bey.
"kimmiş onlar?" dedi tok bir sesle. daha fazla dayanamayıp kahkaha atmaya başlamıştım beni kıskanmıştı. kaç dakika güldüm bilmiyorum ama cenk hala bıraktığım gibiydi.
"Şaka yaptım Cenk, hoşlanan bir iki kişi olsa da anlattığım gibi, babam yanıma kimseyi yaklaştırmıyordu, yani senin etrafın ne kadar kalabalıksa benim ki o kadar boştu, hiç sevgilim olmadı sadece bakıştığım bir çocuk vardı o da öylesine bir şeydi, bir hafta sonra sevgili yapmıştı kendine zaten" deyip gülümsemiştim. Cenk'in siniri yüzünden silinmişti, yaklaşıp kollarının arasına almıştı beni.
"İlk ve son sevgilin benim demek ki Ayla hanım" deyip kafasını boynuma gömüştü.
"İlk ve sonsunuz Cenk bey" deyip bende kafamı boynuna gömmüştüm.
Cenk benden ayrılıp, tek kişilik katlanır yatağı şöminenin önüne getirmişti. Ben de yatak odasından yorgan ve yastıkları getirip yatağı hazırlamış, pijamalarımı giyip gelmiştim. Cenk altına siyah bir eşofman giymiş, üstüne tişört giymeye gerek duymamıştı. Tek kişilik yatağa sıkışmıştık ellerimi nereye koyacağımı bilememiştim. Cenk bunu anlamış olacak ki ellerimi alıp göğüslerine koymuştu, kendi ellerini de belime sarıp kendine yaklaştırmıştı. Ateşte yanan odunların çıtırtısı Cenk'in muhteşem kokusu huzurdu.
Cenk ve Aylanın kaldığı ev 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYANIŞ
General FictionBir bedel ödememişseniz henüz; Özgürlüğü tatmamışsınız demektir. Ayla'nın evden kaçışı yeni bir hayat kurması ve aşkını anlatan sürükleyici bir hikaye..