Selamlar.. Acil şehir dışına çıkmak zorunda kaldığım için yeni bölüm gecikti lütfen kusura bakmayın :))
Benim için görüş ve önerileriniz önemli lütfen yorum ve mesaj yoluyla fikirlerinizi paylaşın. İyi okumalar dilerim.
**********************************************************************************************
Kerem tam 8 de kapıdaydı, beni evden alalı 20 dakika olmuştu.
Kısa bir süre sonra davetin verildiği otelin kapısına gelmiştik. Valeler kapımızı açıp bizi içeri buyur etmişlerdi.
Kerem kolunu bana uzatıp, gözüyle işaret etmişti. Gülümseyerek Keremin koluna girip davetin verildiği salona doğru yürüyorduk, içimde tarif edilemez bir his vardı heyecanlıydım sanırım Cenkle karşılaşacağım içindi.
Salonun önüne geldiğimizde devasa büyüklükte kapının iki kanadını görevliler açmıştı kapının açılmasıyla insanlar bizde dönmüştü bu da aşırı derece de utanmama sebep olmuştu. Utanarak gülümsemeye çalıştım neyse ki kısa sürmüştü bu an sonrasında herkes önlerine dönmüş kendi aralarında konuşmaya başlamıştı.
Kerem benden izin isteyip konuşması gereken kişiler olduğunu söyleyip yanımdan ayrılmıştı.
Masa da tek kalmıştım önümden geçen garsondan beyaz şarap isteyip etrafa bakınmaya başladım sanırım Cenk gelmemişti hem adamı görmek istemiyordum hem de görmek için can atıyordum çok dengesiz olmuştum ve gurursuz, aşkta gurur yoktur diyeceğim ama ben aşık değilim!! evet hoşlanıyor olabilirim ama değilim diye kendimle konuşurken, garson beyaz şarabımı uzatıp baş selamı verip gitmişti aynı şekilde bende karşılık verip teşekkür etmiştim.
Cenk'in babası olduğunu düşündüğüm beyefendi teşekkür konuşması yapmaya başlamıştı. Çok kibar bir adama benziyordu konuşmasının sonuna doğru sesi çatallaşmıştı oldukça emek vermiş olmalı. Sıra Cenk'e gelmişti önce derin bir nefes aldı sonra konuşmaya başladı ne dediğini duymuyordum sadece gözlerine bakıyordum içimden "Gerçekten sanat eseri gibi adam" diye geçirmiştim bu söylediğime gülümserken Cenkle göz göze geldik bir an sustu ve söyleyeceklerini toplamaya çalıştı, hala bana bakıyordu yüzümdeki gülümseme solmuş yerini hayal kırıklığı almıştı. Konuşma bittiğinde bütün salon alkışlıyor Cenk sadece bana bakıyordu kafamı çevirip bende alkışlamaya başlamıştım.
Kısa süre sonra kerem gelmişti yoksa patlayacaktım. Biraz sohbet ettikten sonra keremin tekrar konuşması gereken kişiler olduğundan gene kaybolmuştu oflayarak kaçıncı bardak olduğunu sayamadığım beyaz şarabımı içiyordum.
Slow bir şarkı çaldığında pistte çıkan kişilere bakıyordum. Ne kadar güzel kadınlar vardı ve onları o kadınların güzellikleri kadar güzel seven adamlar. Düşüncelere daldığımda yanımda duran kişiyi fark etmemiştim, kafamı çevirdiğimde şirkete bir kaç defa gördüğüm sima ile göz göze geldim.
Elini bana uzatıp
"Dans etmek ister misin?"
Biraz çekinsem de elini havada bırakmanın ayıp olacağını düşünerek elini tutup;
"Şey.. olur" demiştim.
Elimi tutup beni pistte kadar getirmişti.
Ufak ufak dans ederken "Ben Yıldırım" deyip kendini tanıtmıştı.
"Ayla, memnun oldum" deyip gülümsedim.
Kısa süre sonra şarkı bitmiş iyi akşamlar dileyip birbirimizden ayrılmıştık saatte baktığımda geç olduğunu fark ettim etrafa bakındığımda Keremi görememiştim. Kereme kısa bir mesaj çekip eve gideceğimi merak etmemesi gerektiğini yazmıştım umarım alınmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYANIŞ
General FictionBir bedel ödememişseniz henüz; Özgürlüğü tatmamışsınız demektir. Ayla'nın evden kaçışı yeni bir hayat kurması ve aşkını anlatan sürükleyici bir hikaye..