Margaret koltuğun köşesine kıvrılmış, uyuya kalmıştı. Steve de kapının ağzından onu izliyordu.
"Steve." Natasha elindeki içkilerden birini arkadaşına uzattı "Ne oldu? Bir şeyler yedi mi?"
Sarışın adam hayır anlamında başını salladı "Burada öylece uyuya kaldı. Ama adını öğrendim... Margaret..."
"Çok güzel bir isim."
"Değil mi?" güldü, içkisinden bir yudum aldı. "Bu kıza bir söz verdim, ama bu sözü nasıl tutacağımı bilmiyorum... Sen burda bekler misin? Ben bir Tony'e bakayım belki bir şeyler bulmuştur. Margaret uyanır belki, korkmasın, yalnız kalmasın."
Natasha "Tabiki." diyerek başını salladı.
Steve Tony'nin garajına doğru koşarken Natasha da küçük kızın baş ucuna oturdu.
Bir süre saçlarını okşadı, ona baktı. Uyurken melek gibi görünüyordu. Bu melek üzülmemeliydi o daha küçücüktü.
"Tony!"
"Hiçbir şey yok. Hiçbir şey. Jarvis ile çevredeki tüm kamera kayıtlarını taradık. Şüpheli herhangi bir şey yok."
"Bu sıradan bir katilin yapacağı iş değil, kaçırdığı insanlarla ne yapacak? Bunu neden yapıyor? En azından arkasından bir iz bırakırdı yanlışlıkla. İşini kusursuzca halletmiş." Ellerini göğsünde birleştirdi.
"Steve, çocuk ile konuşmalısın. Burada olay hakkında bir şeyler bilen biri varsa o da o kız."
"Büyük bir travma geçirdi zaten. Karşısına geçip yaşadığı şeyi ona tekrar mı hatırlatalım?"
"Başka yolumuz yok Steve." Sarışın adamı ikna etmek ve destek çıkmak için omzuna dokundu. "O kıza bir söz verdin ve sana güveniyor yani sen konuşursan..."
Steve burnunun kemerini sıktı. "Tamam..." dedi.
Tony'nin yanından ayrılıp Natasha'nın yanına döndüğünde gördüğü manzara ile gülümsemesine engel olamadı. Natasha da minik Margaret'in yanında uyuya kalmıştı.
Onları rahatsız etmeden üstlerini örttü ve odasına çekildi.
✪
"Ben Bay Ayıcık ve ben çok yalnızım. Benimle arkadaş olur musun Margaret?" Clint minik kızı neşelendirmek için oyuncakçıdan pembe bir ayıcık almıştı.
Ayıcığı ona verdi. Kız çekinerek ondan aldı ve yine çekinerek teşekkür etti.
"O zamaan..." dedi Clint ve Margaret'i kucağına aldı "Trenimiz kalkıyor, sonraki durak mutfak. Yüzbaşının pankek yaptığına dair söylentiler duydum hem de üstüne istediğimiz kadar krema sıkabiliriz. Çuf çuf!"
Mutfağa vardıklarında Tony kendine kahve koyuyor, Steve de kahvaltı hazırlarken bir yandan Tony'nin bu kadar çok kahve içmesinin çok sağlıksız olduğunu ona anlatmaya çalışıyordu.
Clint kızı sandalyenin birine koydu, kendi de karşısına oturdu.
Steve de pankekleri getirip Margaret'in yanına oturdu.
✪
"Ama hiçbir şey yemedin." dedi Steve. "Bak Clint'e nasıl iştahlı yiyor."
Clint dolu ağzı ile bi an durdu ve ona baktı "Hı?"
Tony tüm ciddiyetiyle " 'Daha hızlı ye' diyor, eğer böyle gidersen boğulacaksın ve biz bir gereksizden kurtulmuş olacağız." diyerek masadan kalktı ve garajına doğru ilerlemek üzere mutfaktan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spiritual Girl༄
Fanfiction"Tanışmak ister misin? Ben Steve, senin adın ne?" elini uzattı. Minik kız Steve'in uzattığı eli tuttu. "M-margaret." Steve karşısındaki küçük kızın ağzından 70 sene önce veda etmek zorunda kaldığı sevdiği kadının adını duyunca gülümsedi. "Ne güzel...