Tony duştan çıkmış ve havlu ile saçlarını kurularken garajına doğru yürüyordu.
Eş zamanlı olarak ağlayarak içeri giren Margaret'i görünce endişelenmişti.
Kızı durdurup yüzüne bakmasını sağladı. "Ne oldu sana?"
"Hiçbir şey."
"Hiçbir şey mi? Niye ağlıyorsun o zaman?"
Kız, odasına doğru yürürken ona eşlik etmişti.
"Hadi, anlat şimdi."
Margaret yatağına oturdu "İstemiyorum..."
Tony de yanına oturdu "Ama neden?.."
Cevap vermedi.
"O zaman sadece sarılalım?" kızın bedenini kolları arasına aldı.
İşte bu Margaret'e iyi gelmişti.
O sırada Matt de Peter'ı arıyordu. Odasına bakmıştı ama yoktu. Mutfakta olabileceğini düşünerek yönünü oraya çevirdi.
Düşündüğü gibi Peter oradaydı. Ama Steve ve Clint de hala mutfaktaydı.
Steve yemeklerle uğraşıyor, Clint ise elmaları havada çevirip hokkabazlık yapıyordu. Peter da kostümüne ekleyecekleri şeyler için Tony'i beklerken Clint'i izliyordu, arada bir elindeki kitaba bakınıyordu.
Matt sakince Peter'ın yanındaki sandalyeyi çekip oturdu.
"Oğlum öğrendin mi Margie'nin sana neden kızdığını?"
"Hıhı." dedi gergin gözükmemeye çalışarak.
Peter'ın kulağına eğildi. "Pete, sanırım ben bir bok yedim."
"Acaba ne yapmış olabilirsin kardeşim?" diye fısıldayarak karşılık verdi.
"Margie'ye söylememem gereken bir şeyi söyledim ve onu kırdım."
"İyi bok yedin." konu Margaret olduğunda Peter kabalaşmaktan çekinmezdi.
Steve Matt'in tam karşısındaki sandalyeye oturup kollarını masanın üstünde birleştirip sorgu pozisyonuna geçti. Clint de hemen Steve'in yanına oturdu.
Steve, Matt'e sorgulayıcı bakışlar atarken onu iyice korkutmuştu.
"Konuş evlat, dinliyorum." dedi Steve.
Çocuk gerginlikle yutkundu.
Matt ya şu an her şeyi anlatacaktı, ya da Steve Rogers onu bir kum torbası gibi yumruklayacaktı.
Her şeyi öğrendikten sonra da Steve Rogers muhtemelen onu bir kum torbası gibi yumruklayacaktı.
Ki hepimiz biliyoruz ki o kum torbalarının sonu pek iç açıcı olmuyor.
✪
"Daha iyi misin?" diye sordu Tony, başparmağı ile kızın ıslanmış yanaklarını silerken.
Kız başını salladı.
"Harika..." dedi sevecen bir gülümseme ile. "Anlatacak mısın şimdi?"
"Hmm... Hayır..."
"Ama anlatırsan rahatlarsın-"
"Lütfen ,Tony... Zorlama, kendimi iyi hissetmiyorum."
Tony meraktan içi içini yese de üstüne gitmek istemedi "Tamam tamam, sustum." kızın alnından öpüp kalktı. "Ben acıktım, sen acıkmadın mı? Hadi mutfağa gidelim. Steve yine döktürmüştür."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spiritual Girl༄
Fanfiction"Tanışmak ister misin? Ben Steve, senin adın ne?" elini uzattı. Minik kız Steve'in uzattığı eli tuttu. "M-margaret." Steve karşısındaki küçük kızın ağzından 70 sene önce veda etmek zorunda kaldığı sevdiği kadının adını duyunca gülümsedi. "Ne güzel...