"Geri döndüğüne çok sevindim Jarvis."
"Geri dönmek güzel efendim."
"Pekala, şimdi bana Happy'i bağlayabilir misin?"
"Hemen efendim."
"Teşekkürler Jarvis."
Sonunda 5 günü doldurmuş olan ekip evlerine dönmeyi dört gözle bekliyordu.
Saatinden çıkan Happy'nin hologramı "Selam." dedi "Tatiliniz nasıl gidiyor?"
"Harika." dedi Clint.
"Muazzam." dedi Margaret.
"Mükemmel ötesi." dedi Matt.
"Daha iyi bir tatile çıkmamıştım." dedi Peter.
"Hiç dönesimiz yok." dedi Steve.
Tony onlara bakıp gözlerini devirdi ve tekrar Happy'e döndü. "Bir adada mahsur kaldık, bizi burdan kurtarman lazım ama hiç kimsenin bundan haberi olmamalı."
"Ne? Tony? Tanrım, adaya mı düştünüz?"
"Evet, şu an gelip bizi almalısın."
"Biliyorsun benim suda giden şeyler ile pek aram yok..."
"Sam'i ara, o sana yardım edecektir." dedi Steve.
"Jarvis yerimizi sana bildirecek, teşekkürler Happy." diyip saate dokunarak hologramı yok etti.
"Kurtuluyoruz!"
Çok değil, yaklaşık yarım saat içinde Sam tek başına onları bulmuştu.
"Kaptanınız konuşuyor, Manhattan'a gidecek olan teknemiz birazdan kalkacak. Lütfen orda dikilip durmayın."
Herkes "Yaşasın!" diyerek tekneye koşturdu.
"Bunun motoruna baktın, değil mi? Yanmış, kabloları kopmuş falan olmasın." diye sordu Clint.
"Evet, neden sordun?" diye sordu Sam.
"Öylesine sordu işte." diye cevapladı Tony.
"Buraya nasıl düştünüz? Gerçekten çok merak ediyorum."
Steve 'Bilmiyorum.' der gibi bir yüz ifadesi yapıp Tony'e baktı.
"Tek soru daha sorarsan seni burada bırakırız." dedi Tony.
"Hey, sizi kurtarıyorum ve gördüğüm muameleye bak."
✪
"Arabayı durdur."
"Ne?" dedi Sam.
"Şu köşede bir çizburgerci var. Hepinize benden çizburger!"
Arabadan inip siparişleri verirken onu görenler deliriyordu.
Poşetleri alıp tekrar arabaya bindi, zaten eve varmalarına az kalmıştı.
"Canım evim." dedi Clint vardıklarında arabadan inerken.
"Mutfağa! Yoksa ben dayanamayıp burda yemeye başlayacağım." dedi Tony içeri doğru koşarken.
Üste kimse yoktu. Natasha muhtemelen Shield'daydı, Bruce nereye gitti kimse bilmiyordu ve Bucky'nin de yine randevusu vardı. Sam onun nasıl bu kadar hızlı olabildiğine anlam veremiyordu.
Afiyetle mideye indirilen çizburgerlerin ardından herkes dinlenmek için odasına çekildi.
Steve ve Tony hariç.
"Seninle yapmamız gereken bir işimiz var." dedi Tony.
✪
Margaret bir süre odasında tek başına takıldıktan sonra film izlemek için Matt ve Peter'a haber vermeye karar verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spiritual Girl༄
Fanfiction"Tanışmak ister misin? Ben Steve, senin adın ne?" elini uzattı. Minik kız Steve'in uzattığı eli tuttu. "M-margaret." Steve karşısındaki küçük kızın ağzından 70 sene önce veda etmek zorunda kaldığı sevdiği kadının adını duyunca gülümsedi. "Ne güzel...
