12

698 73 48
                                    

"Tanrı aşkına, ben neden okula gitmek zorunda kaldım şimdi? Yahu ben geleli daha kaç gün oldu hemen yeni dönem için kayıt yaptırdılar..." Matthew dolabında ceketini ararken kendi kendine söylenip duruyordu.

Margaret kapısını tıklattı ve girmesi için onayı aldıktan sonra Peter'la birlikte odaya girdiler.

"Hey, Matt hazır değil misin hâlâ? Geç kalacağız." dedi Peter.

"Ceketimi bulabilirsem çıkacağız." dedi onlara dönmeden hala dolabını kurcalarken.

"Hangi ceketin?"

Margaret hangi ceket olduğunu çok iyi bildiği için sessiz kalmıştı.

"Hani şu lacivert olan var ya. BULAMIYORUM!"

Kız gergince bozuntuya vermemeye çalışarak etrafına bakındı.

"Ben sanırım ceketini buldum."

"Nerede?" diyerek ona döndü. Peter parmağı ile Margaret'i işaret etti.

Margaret hiçbir şey olmamış gibi tırnaklarını incelerken kafasını kaldırıp onlara baktı. "Niye bana öyle bakıyorsunuz?"

"Yakışmış."

"Ay teşekkür ederim."

"Ama o benim en sevdiğim ceketim o yüzden gel buraya."

"Rüyanda görürsün." diyip koşmaya başladı, Matt de arkasından.

Mutfakta kendine kahve koyan Clint'in arkasına saklandı.

"Hey, bu ceketin aynısından Matt'de de vardı biliyor musun?"

Matt koşmaktan nefes nefese kalmış bir şekilde araya girdi "Çünkü o zaten benim ceketim."

"Gerçekten mi?" Clint Margaret'in elinden tutup etrafında döndürdü. "Sana daha çok yakışmış."

"Baba! Bu durumda beni savunman gerek çünkü ben senin oğlunum!"

"Ben dürüst bir insanım bu yüzden doğruları söylüyorum." Margaret parmak uçlarına çıkıp Clint'in yanağına bir öpücük bıraktı.

"Ama o benim en sevdiğim ceketimdi..."

"Arada bir giymen için ödünç veririm merak etme."

"Seni küçük şeytan!" ama ona asla kızamazdı ki "Gerçekten yakışmış bu arada seni gıcık, hayırlı olsun diyelim o zaman."

Koşup Matthew'a sarıldı.

"Bu arada Tony'i gören oldu mu?" diye sordu Peter. "Kostümüme birkaç şey ekleyecektik de birlikte."

"Sanırım hâlâ uyuyor."

"Tony ve uyumak?" dedi Margaret şaşırmıştı çünkü Tony uyumaktan nefret ederdi.

"Evet, dün Yüzbaşı ile işleri pişirdikleri için ikisi de epey yorgun düşmüş olmalı-"

"Öhöm öhöm." Natasha çıkardığı sahte öksürük sesi ile Clint'in lafını böldü.

"İşleri pişirmek? Babam? Ve Tony?"

Tamam, aralarında bir şey olduğu belliydi ama bu kadar çabuk mu ilerlemişti?

Natasha cevap vermedi sadece onları bir an önce okula göndermek için birkaç yalan uydurdu.

Kapıdan dışarı adım attıklarında üçü de gülme krizine girmişti.

Öğle arası Margaret ve Peter tabaklarını alıp bahçede boş masalardan birine oturdu.

Spiritual Girl༄ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin