Zil çaldığında herkes koşturarak sınıftan çıkıyordu.
Margaret günler sonra okula ilk defa gelmiş, çantasına kitaplarını koymaya çalışan en yakın arkadaşı Peter'ın yanına yaklaştı. Şu an birkaç gün öncesine nazaran daha iyi görünüyordu.
"Pete ben... Halan için çok üzgünüm... Benim yapabileceğim herhangi bir şey var mı?"
"Teşekkür ederim Margie, ama maalesef yok."
Kız arkadaşının sırtını sıvazladı. Ve destek verecek birkaç şey söyledikten sonra ayrıldılar.
✪
Margaret ertesi günün cumartesi olmasının rahatlığı ile çantasını odasında kenara fırlatıp uzunca sürecek bir duşa girdi.
Dolabından eline geçen ilk şort ve tişörtü giyinip saçlarını kuruttuktan sonra özensiz bir şekilde topuz yaparak mutfağa geçti.
Steve oradaydı.
"Babacığım!"
"Bebeğim! Günün nasıl geçti?" diye sorunca Margaret'in aklına yine Peter geldi ve yüzü düştü. "Kötü bir şey olmadı değil mi?"
"Peter halasını kaybetmişti ve bugün onunla konuştuk..."
Steve kızının saçlarını okşadı. "Onun halasından başka kimsesi yoktu."
"Bu habere üzüldüm tatlım. Ona yardım edebileceğimiz bir şey var mıymış?"
"Sordum ama 'Yok' dedi. Yıkılmış baba, görseydin nasıl üzgün."
Ortamı sessizlik kapladığında Steve kızının daha fazla üzülmesini istemediği için konuyu değiştirmeye çalıştı.
Buzdolabından meyve suyunu çıkararak bir bardağa doldurdu ve Margaret'e verdi. "Bir şeyle yapmak ister misin?"
"Ben şu an pek havamda değilim. Odama gitmek istiyorum."
"Peki tatlım."
Margaret babasının yanağına bir öpücük kondurup odasına yürürken üssün kapısının açıldığını duydu ve elindeki meyve suyunu bırakacak bir yer bulup oraya gitti.
Sessiz bir şekilde parmak uçlarında yürüyordu. Arkası dönük şapkalı birini fark etti.
"Jarvis içeri giren bu yabancıyı nasıl fark etmez." diye düşündü.
Önündeki kişi bir anlığına duraksayınca Margaret koşarak arkasından onu yakaladı ve boynunu kolu ile sıkıştırdı. Kulağına doğru "Kimsin ve buraya nasıl girdin?" diye sordu. "Cevaplamak için sadece 3 saniyen var."
Ama o çevik bir hareketle elinden kurtulmayı başarmıştı.
Şapkasını çıkarıp ona bakınca Margaret'in ağzı açık kaldı.
"PARKER?!"
"MARGARET?!"
"Pete! Aman Tanrım! Çok özür dilerim ben seni birden görünce... Sen... Sen buraya nasıl girdin? Burada ne işin var?!"
"Ben şey... B-ben şey için geldim... Stark şeyi... Stark stajı. Evet, Stark stajı için geldim."
"Stark stajı? Evet ben de bunu yiyeceğim değil mi?"
"Asıl sen neden buradasın?!"
"B-ben..." Margaret sözünü tamamlayamadan Tony gelmişti.
"Peter, gelmişsin." dedi Tony. "Ve anlaşılan Yüzbaşı'nın kızı ile de tanışmışsın."
"YÜZBAŞININ KIZI MI?!" Peter gözlerini kocaman açarak arkadaşına baktı.
Margaret burada ne olup bittiğini anlamak için bir Tony bir Peter'a bakış atıp açıklama yapmalarını bekliyordu.
Peter'a "Evet." diyerek Margaret'e döndü. "Bu Örümcek - Adam."
"ÖRÜMCEK - ADAM MI?! YOUTUBE'DAKİ MANYAK ŞEYLER YAPAN ADAM MI?!"
Peter'ın üstüne yürüyüp yakasından tuttu. "SEN BUNU BENDEN, EN YAKIN ARKADAŞINDAN NASIL SAKLARSIN? BEN SANA BUNUN HESABINI SORACAĞIM."
"ASIL SEN YÜZBAŞI'NIN KIZI OLDUĞUNU BENDEN NASIL SAKLARSIN?" Margaret Peter'ın yakasını bıraktı. "Ben soyadının Rogers olduğunu fark ettiğimde sormuştum sana. Ama sen 'hayır, hiçbir kan bağımız yok' demiştin. Bana yalan mı söyledin?"
"Hayır yalan değildi. Bizim gerçekten kan bağımız yok."
"nE?"
"Ben anlamadım şimdi, siz tanışıyor musunuz?" diye merakla araya girdi Tony.
"Peter benim çok yakın arkadaşım, Tony." diyerek cevap verdi Margaret.
Tony ellerini çırptı. "Bu harika, çünkü artık Peter bizimle yaşayacak."
İkisi de aynı anda Tony'e döndü "Ne?!"
"Pete, seninle bu örümcek işleri hakkında konuşmamız gerek." dedi Margaret.
"Seninle de genç Kaptan Amerika olman konusunu konuşmamız gerek."
"Birincisi; ben genç Kaptan Amerika falan değilim-"
Tony'nin "İkincisi; Peter sen önce benimle konuşacaksın sonra sizin sohbet etmek için zaten uzun uzun vaktiniz olacak." demesi ile Margaret'in sözü yarıda kaldı.
Tony kolunu Peter'ın omzuna atıp onu garajına yönlendirdi.
"B-bay Stark, bakın ben, ben burada yaşayamam, bence buna hiç gerek yok."
"Sana 'Bizimle yaşamak ister misin?' diye sormadım evlat, 'Bizimle yaşayacaksın.' dedim. Böylelikle gözümün önünde olursun. Ayrıca seni şehrin merkezinde bir evde tek başına bırakıp başına buyruk bir şekilde hareket etmene göz yumamam. Burada seni eğitiriz, gerçek bir Avenger olmayı öğrenirsin."
"Ama ben size yük olu- AMAN TANRIM!" Peter Tony'nin garajını görünce ağzı açık kaldı. "Burası çok güzel." bir sürü teknolojik aletler, zırhlar vardı.
Tony koltuğa oturdu. "Hala burada yaşamak istemediğini mi söylüyorsun."
Peter gözünü zırhlardan çekip gerçek dünyaya döndüğünde yine reddetti. "Dediğim gibi ben size sadece yük olurum, kendi başımın çaresine bakabileceğimi düşünüyorum."
"HADİ AMA!" Tony yerinden kalktı ve çocuğun omuzlarından tuttu. "Sana, sana gerçekten değer veriyorum ve bu yaşta tek başına kalmanı istemiyorum. Sen daha çocuksun. Burada sana destek oluruz, olurum."
Peter'ın bu sözlerin üstüne gözleri parladı. "P-peki o zaman."
"HARİKA! Hadi seni diğerleri ile tanıştıralım, bu gece misafir odamızda kalırsın yarın ise sana kendine ait bir oda verir ve eşyalarını buraya taşırız."
"B-bay Stark bir de şey-"
"Öncelikle resmiyeti bırak ve bana sadece Tony de, şimdi ne istiyorsan söyleyebilirsim."
"Peki... Tony, kimliğimi burdakiler hariç hiçkimse bilmeyecek."
"O konuda hiç endişelenmene gerek yok."
"Ve bir de... Halamın cenazesini daha yapamadım, bu konuda yardıma ihtiyacım var."
"Oldu bil."
"T-teşekkürler Bay Stark... yani T-tony."
Selam ben bişi öğrendim Margaret ismi Peg, Peggy, Maggie şeklinde kısaltılıyormuş (yani peggy aslında lakap ya da 2. isim değil kısaltmaymış cahilim sorry) ama ben bunları kullanmayacağım bence Margie daha hoş duruyor.
Bir de unutmadan söyleyeyim Avengers Üssü'nü Manhattan'da çok odalı kocaman bahçeli bir ev gibi düşünün şekli falan da filmlerdeki gibi yani ama onun Manhattan'da olan versiyonu çünkü bildiğim kadarıyla gerçekte New York'un dışında olan bir yer.
Umarım kitabı beğeniyorsunuzdur, lütfen oy verin ve yorum atın :')
Okuduğunuz için teşekkürleer. <3000
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spiritual Girl༄
Fanfiction"Tanışmak ister misin? Ben Steve, senin adın ne?" elini uzattı. Minik kız Steve'in uzattığı eli tuttu. "M-margaret." Steve karşısındaki küçük kızın ağzından 70 sene önce veda etmek zorunda kaldığı sevdiği kadının adını duyunca gülümsedi. "Ne güzel...