Oldukça adrenalin dolu bir bölümle sizlerleyimmm... Keyifli okumalar!💓
VERA'NIN GÜNLÜĞÜ (2020)
Hislerimi yok saymak nasıl bir şeydi?
Düşünürken aksini iddia etmek, hissederken yokmuş gibi davranmak, bir hayalete dokunurken gerçekmiş gibi rol yapmak...
Bugüne kadar yaptığım tek şey bu muydu?
Yaşadığım hayatın her bir sahnesi sadece benim hayal ürünüm müydü? Kendimi kandırmak, zihnimi diri diri mezara gömenlere yardım etmekten farksız mıydı?
İnançlarım ve doğru bildiklerim daha kaç kez çakışmalıydı ki bütün yanlışların içinde boğulmayı basite indirgememeliydim?
Ve en önemlisi sevgili günlük, bir kez daha hayatımı bahse yatırmak, ona değer miydi?
Şimdi sen söyle. Artık tek bildiğim bütün hayatımı anlattığım ve bana ait olan tek sırdaşa güvenmek. Yani sana. Peki şu an yaptığımda eskisi gibi oynadığım bahislerden farksız mı?
——————————-
2016
Barlas'la kafeden ayrılalı tam beş saat geçmişti. Yaptığımız uzun çaplı sohbetten sonra birtakım planlar yapmıştık. Şirkete girdiğimizde hem çok hızlı hem de çok organize olmamıza dair geçen planlar. Henüz çok detaya girmesek bile birazdan beni evden almaya gelecekti. Bu saatte evden hangi bahaneyle çıkacağıma karar veremesem de klasik abi terörünü önlemek için bir yalan bulmalıydım. Camdan dışarıya bakarak havayı yokladım. İlkbaharın getirdiği güzellikler gecenin karanlığında bile havadaki rüzgarın ılık esintisinde etkisini gösteriyordu. Gözlerimi kapatıp havayı kokladım. Bu gece çok zor olacaktı. En azından zihnen bu karmaşayı atlatmalıydım. Bu gece içimdeki telaşın beni zor duruma düşürmemesi için kendimi en zoruna hazırlamalıydım.
Telefonumun titreşmesiyle gözlerimi açtım. Yatağımın üzerinde bulunan telefona doğru ilerledim. Barlas'tan mesaj gelmişti, sokağın girişinde beklediğine dair. Deri ceketimi üzerime geçirip pencereyi kapattım. İçinde işime yarayacağını düşündüğüm birkaç eşyamı koyduğum siyah sırt çantamı da alıp odadan dışarıya çıktım. Baştan aşağı siyah giyinmiştim. Özentilik dışında tamamen fark edilmemeye yönelik bir davranıştı siyah giyinmem.
''Anne ben çıkıyorum.'' Aşağı kata indiğimde aile bireylerine görünmeden ayakkabılarımı giyinmeye koyuldum. Bu özgüvenimin nedeni daha önce de bu emrivakimin işe yaramış oluşuydu. Yanıma doğru yaklaşan ayak sesleriyle yüzümü buruşturdum. Gelen kesin abimdi. ''Sen hayırdır ya?'' diyerek ukala bir şekilde çıplak bir çift ayak görüş alanıma girdi. Spor ayakkabılarımın bağcığını tamamen -ekstra bir uğraş sergileyerek- bağladıktan sonra bir huh nidasıyla ayağa kalktım. ''Ay göbeğim ağrıdı bağlayana kadar resmen.'' diye saçmalayarak sırıttım. ''Şule'de kalacağım bugün.'' diye ekledim, kaşlarını çatmış bana bakarken oldukça ciddi duruyordu.
''Geçen günkü davranışından sonra bir sene cezalıydın hatırlatayım.'' dedi abim. Yakışıklı yüzüne tezat gıcık ifadesi ağzına kürekle vurma isteği oluşturuyordu. ''Cezayı annem vermedi. O yüzden geçersiz sayılır.'' dedim en az onun kadar gıcık bir imayla konuşurken. Partideki başı boşluğum yüzünden bir sene boyunca, akşamları dışarı çıkmama cezası vermişti bana kendince. ''Anne...'' diye ondan hiç beklenmeyecek bir mızıkçılıkta bağırarak bana gülümsedi. ''Efendim...'' Annemin yanımıza gelmeye tenezzül etmeyip odadan bağırışına inat bende gülümsedim. ''Kızın bu sabah özgüven yemiş herhalde. Patlama yaşıyor...'' diyerek yüzündeki gülümseme yavaş yavaş soldu. Ne yapacağını anladığım sırada aniden sımsıkı yaptığım at kuyruğuma atıldığı anda cırlayarak kapıya koştum. ''Gel buraya Vera...'' peşimden çıplak ayak birkaç adım atsa da merdivenin başından sinirle bana baktı. Bu bakışı biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİNHAN
Misteri / ThrillerBirbirinden bağımsız tam yedi kişi. Karakterleri, yaşam tarzları, sosyal hayatları ve fikirleri asla uyuşmayan, birbirleriyle hiçbir alakası bulunmayan bu yedi farklı kişi, hayatlarının dönüm noktası olan ve geleceklerini zindana çeviren o gece, bir...