Ben Yandere İkinci Erkek Başrolün Eşiyim

Bölüm 7

Prens olarak biliniyordu.

Bir idolle tanışmış gibi gözleri parıldayan Lucian çetesinin aksine, diğer insan grubu Carlix'e dünyanın en kibar tavrını ortaya koyuyordu.

"Sadık ve özverili bir şövalye için yoğun programınıza rağmen bu yere kadar geldiniz. Veliaht Prens'in iyiliğine hayran kaldım."

"Biliyorum."

Tabii bu sadece kalpsiz bir övgü değildi.

Gözleri Carlix'e saygı ve hayranlıkla bakıyordu.

Elbette aralarında Carlix'e korkusuz gözlerle bakan birçok kadın vardı.

Biliyorsunuz kızlar. Bu adam kadın başrol olmayan kimseye bakmayacak. Uzun bir süre yaşamak istiyorsanız, ondan uzak durmak en iyisidir.

Beklediğim gibi, ifadesiz Carlix yalnızca bir yere odaklanmıştı.

Estelle'e.

Ona hayranlık duyan bir grup insan vardı ve cinsiyet oranı açısından kadınlardan çok daha fazla erkek vardı.

Gerçekten de o kadın başrol.

Eğer erkek olsaydım, Estelle için normal insanları kalamar yapan iki adamla birlikte olmaktan çok daha iyi olurdu.

(ÇN: kalamar, çirkin / yakışıklı olmayan bir yüze sahip insanlar için kullanılan bir argo)

O tatlı, nazik, güzel, sempatik bir aziz.

Elbette ben de öyle hissediyorum, ama asla erkek başrolün önünde kadın başrolle takılmayacağım. Orada toplanan adamlar, bu bakışı gerçekten hissetmiyor musun?

Carlix'in bakışları o kadar acımasızdı ki sanki bir adım ötedeydi.

Ama adamlar sanki büyülenmiş gibi Estelle'e gülümsemekle meşguldü.

Buna paralel olarak, Carlix'in gözleri karardı.

Bu adamların Estelle ile flört ederken yaşamaya devam edip edemeyecekleri endişe verici.

İçten içe kaynıyorsun, değil mi? Hiçbir şey söyleyemezsin çünkü o zaman onu sevdiğini inkar edemezsin.

Beklenildiği gibi.Pislik erkek başrolün hisleriyle savaşması en eğlencelisiydi.

Öte yandan Lucian, şaşırtıcı bir şekilde Estelle'e dikkat etmiyordu.

İnsanlarla konuşurken sakin görünüyordu.

Muhtemelen duygularını göstermemeye çalışıyorsun. Aptal.

Davranışıyla hüsrana uğrayarak üzümleri çiğnedim.

Sonra sert bir ses geldi.

"Hmph, azize olsan da, en kötüsün, buraya o eski püskü elbiseyle geliyorsun!"

Elimde tuttuğum üzümler masanın üzerine düştü.

"Bir aristokratın nişan töreninin ne olduğunu düşünüyorsunuz? Halkın ne düşündüğünü gerçekten anlamıyorum."

Etrafımı çevreleyen üçü hariç.

Pernialar.

Başka bir deyişle, diğer kötülerdi.

Kadınlar bana en kötü yüzleriyle sordu.

"Leydi Pernia da öyle düşünüyor mu?"

Hayır, imkansız.

Ama cevabımdan önce kadınlar yine homurdandı.

"Azizenin yakın zamanda Veliaht Prensin odasına izinsiz girdiğini duydum."