Savaş kultay

26.8K 658 119
                                    

 Özgürlük kapılarımın açılıp ruhumu kafesten kurtarıldığı an  kalemin en güzel  renkli mürekkepleri
kader satırlarıma umut ışınları serpti .

Heyecanın etkisiyle apartman merdivenlerini nasıl çıktığımı bile hatırlamıyordum .
Elim zille gittiğinde bu yaşananların gerçek olup hayal olmamasını diliyordum.

Kapının aralanıp Elif'i görmemle benden habersiz dolan gözlerim bu anın gerçekçiliğine şahit oluyordu .Özlem duygusu içimde dolup taşmıştı , burnumun direğinin sızlaması ile elife baktım öylece .
Hüzünün bulutları yüzünü örselemiş bir şekilde buldum ancak  beni  görünce yüzünü kapatan kara bulutlar bir anda dağıldı , gökkuşağı gibi ışıl ışıl parladı hiç vakit kaybetmeden ellifin boynuna sarıldım .
"Nerdesin sen? her yerde seni aradım " 
Sadece o an sessizliğe gömülüp bu anın huzurla tadını çıkardım .
Onu ,kokusunu ,evi her şeyi çok ama çok özlemiştim.

&&&

Bir hafta aralığında başımdan geçen  her şeyi eksiksiz elife anlatmıştım .Bunun yanında aralıksız işaret dilli öğrenmeye ayırmıştım  tüm zamanımı ama ne yazikki bunca çalışmama rağmen düzgün bir şekilde ögrenememiş sadece derdimi anlatacak kadar biliyordum .

Şu an tam da barış beyin Abisinin evinde salonda oturup abisinin gelmesini bekliyorduk . İçim heyecan kıpırtılarıyla dolup taşıyordu üstüne barış beyde tam karşımda oturunca ister istemez geriliyordum . Evi içeri geçerken bir gözlerimle taramıştım. Dışarıdan baya lüks güzel bir evdi hatta o hatırladıkça midemi bulandıran evden daha geniş ve güzeldi . İçerisinin dekorasyonu da göz alıcı bir ihtişama sahipti. Tamam biraz abartmış olabilirim o kadar da afili bir şey değildi onun yerine sade ama şık olması bile benim gözlerimin beğeniyle parlamasına  neden oluyordu. Yani bizim eve göre kıyasladığımda böyle tepkiler vermem gayet normaldi .Ama yine de huzur içinde elifle birlikte oturduğumuz kıytırık evi tercih ederdim yeterli kimse bana karışmasın .

Biraz sonra barış beyin abisine haber vermesini istediği 40 yaşlarında saçları arkadan topuz , tebessüm ettiğinde öne çıkan gamzelleriyle mihriman hanım merdivenlerden indi ama arkasında kimse gözükmüyordu . Tabi ismini barış bey  ona hitap ederken duyumsamıştım gerçi isim demişken abisinin ismini hâlâ  öğrenemedigimi farkettim . Hızlıca kadından gözlerimi alıp barış beye döndüm .

"Barış bey abinizin isimi neydi acaba ?"

"Savaş ,savaş kultay"

"Anladım "
Tebessüm ettikten sonra savaş ve barış diye kendi kendime mırıldandım.
Az önce merdivenlerden inen kadın yanımıza ilişince

"Geliyor barış bey"dedi.
Barış bey başıyla kadını onayladıktan sonra kadın ,salonun en köşesinde bulunan kapıya doğru yöneldi .

Parmaklarımı stresten birbirinin içine geçirip oyalanmaya çalışıyordum .  Barış beyin kısık sesi kulağıma iliştiğinde baktığı tarafa doğru çevirdim bakışlarımı .

Siyah eşofman takımı üzderinde bulunduran ve ağır adımlarla merdivenlerden inen bir adam girmişti göz radarıma tabi ki bu adam savaş beyden başkası değildi diye düşünüyordum.
Kumral saçları ,elaya çelen gözleri  tüm asaletiyle merdivenin son basamağına geldiğinde içimin bu adama karşı beğeniyle dolmasına engel olamamıştım.Biraz pervasız mıydım bu konudu ? bence fazlasıyla ,arsız yanımı şimdi bir kenara itekleyip  gelen adama odaklandım .

 
   Yüz ifadesinin ciddiyeti tedirginliğimi artırmaya yetiyordu .  Beni göz hapsine aldığında istemsizce irkildim ancak yüzümden tebessümümü eksik etmeden bize yaklaşan adama bakmaya devam ettim .  Bir yandan da aklımdan acunun meşhur bir sözü geçiyordu. 

SESSİZLİĞİN FISILTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin