seni seviyorum

18K 677 344
                                    

" Kırılmış biri çok güzel susar ,
Her şeyine hasret kalırsın "

Her adım attığımız da bu hayatın sonuna doğru biraz daha yaklaşıyorduk .
Yürüdükçe kendinden bir parça kaybediyor insan , bu yollar uzun ve sonsuzluğa doğru gidiyordu , kimisi kaybedecek hiç bir şeyi kalmadığından kimisi de hayatın üstüne bildirdiği sorumlulukları, kaldıramadığından ; ben de çok kez kaçmak istedim ama yine aynı çıkmaza saptım . Kalabalıklar içinde yalnızlığın ezgisinin cezbeden tarafına kapılıp , aktığı damlacıkların içine hapsoldum. Ne bir duyanım çıktı ne bir anlayanım. Önceden kolaya kaçmam demek sonradan bindirilen onca yüktü. Ama yine de fazla zor geliyordu her şey . Bunu bilmemize rağmen kaçmaya çalışırız .

Gözlerimi kapatıyorum güzel günleri hayal etmek için ama umut kapıları bile kapanmaya yüz tutmuş, hevesimizi kursağımız da bırakmıştı.

Yine gözlerimi kapattım umuda doğru fısıldadım belki o duyar beni , ne bileyim hani mucizeler var ya onlar gerçekleşir diye bekledim.

Günler geçiyordu her yeni gün yeni bir sorumluluktu . Daha okulum başlayacaktı onu nasıl yapacağımı düşünmek bile istemezken , abime artık para göndermemeye karar verdim sonuçta bedelini fazlasıyla ödeyecektim. Her şey üstüme gelirken abimle uğraşmak artık beni fazlasıyla yorgun düşürüyordu. Uçurumun kıyısında sallanıp duruyordum . İpin kesilip yuvarlanmam an meselesi bir bakıma ordan birinin gelip beni kendine çekerek hayat kapılarını benim için aralaması da an meselesiydi. Her şeyi zaman belirliyecekti , acıta acıta öğretiklerini sonradan gülerek zevkini çıkartmayı sağlayabilirdi bize . Her şey mümkündü hayatta nefes aldığın sürece .

Ve bir gün geçti en son birlikte 2 saatliğine de olsa yatmamızın ardından . Pek benimle muhatap olmamasının yanında , o yine kendi kabuğuna çekilmişti. Ben de işlerle uğraşıyordum. Bu arada dün elifle 1 saatliğine dışarıda buluştuk . Çok özlemiştim onu , insanın hiç bir şeyi olmayınca güç almaya ihtiyaç duyduğundan o farketmeden fazlasıyla bağlandım ona . Elif'i de kaybetmekten deli gibi korkuyordum . Hiç sevgimizi karşılaştırmadım ama bazen ben daha çok bağladığımı farkediyordum .
Onun ailesi vardı ben sadece yakın arkadaştım ama o benim ailem olmuştu.
Umarım onu da kaybetmezdim .

Yanımda yükselen sesle irkilerek Mihriban ablaya döndüm. Uzun süredir yine her zamanki gibi düşüncelerimle boğuştuğumdan dalıp gitmiştim .

"Mahur kızım duyuyor musun beni? "
Et sote yemeğiyle uğraşırken ben de çorbayı karıştırıyordum.

"Kusura bakma dalmışım biraz "

Keyifle söylenerek
"Orası belli ama zil çaldı benim elim temiz değil sana zahmet olmazsa bir kapıya baksana "

Tabi olur diyip yanından uzaklaştım .
İçimden barış beyin gelmemesi için dua ederek kapıya ulaştım. Her bu kapı çaldığında nerdeyse dua ederek açıyordum. Bu sefer de açtığımda neyse ki barış bey yoktu karşı da kurye vardı. Kargo gelmişti herhalde .

Orta yaşlarda bir erkekti .
Tahmin ettiğim gibiydi , gerekli yerlere imza attip elinde ki paketi aldım .

Fazla nazaketle iletişim kurduğundan ben de tebesüm edip iyi günler dedikten sonra kapıyı arkamdan kapattım.

Üstüne baktığımda savaş beyin ismi vardı ama isminin yanında yabancı bir isim daha vardı .

SAVAŞ NİCOLAS KULTAY

Biraz daha anlamsız bakışlarım üzerinde gezinince mihriban ablanin içerden seslenmesiyle başımı kaldirip fazla o detaya takılmadan mutfağa doğru yol aldım.
Daha sonra gelen kargoyu savaş beyin odasına bırakıp çıktım .

SESSİZLİĞİN FISILTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin