Ömer duyduğu şeye inanıp inanmayacağına karar veremedi bir süre. Defnenin beyaz yüzü mide bulantısından daha da solmuştu. Avucunu yanağına koyup hafifçe okşadı.
Ö: Seviyor musun gerçekten?
Defne kıpırdanıp başını Ömerin boyun girintisine doğru sürttü.
D: Mhhhhh.
Diye mırıldandı. Ömer iç çekip Defnenin başına bir öpücük kondurdu. Uyurken bile onu etkiliyordu.
Ö: Sabah hatırlamamandan okadar korkuyorum ki...
D: Ömer...
Diye mırıldandı yine.
Ö: Efendim.
D: Seni seviyorum.
Ömer gözlerini yumup derin bir nefes aldı. Ne olacaktı ayıkken bunu söyleseydi?
Ö: Ben de seni çok seviyorum... Nasıl yaptın bilmiyorum ama kalbimi söküp avuçlarına hapsettin. Hayatım senin ellerinde.
Defne karşılık olarak kendini Ömere daha da yapıştırıp karnını sardığı koluyla daha sıkı sarıldı. Ömerin yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.
Defne ile ikisinin de aklı başındayken böyle olmayı diledi. Defnenin ne yaptığının farkında olması ve ona gerçekten onu sevdiğini söylemesini istedi.
Kapı hafifçe tıklandı.
Sİ: Ömer? Kahveler hazır kardeşim.
Ö: Sinan gel.
Sinan hafifçe kapıyı açıp sadece başını içeri soktu. Gördüğü manzara ile gözleri kocaman olmuştu.
Ö: Sinan sen aşağıdakilere onlar uyumuş uyanmıyorlar falan diye bir şey uydur.
Sİ: N-nasıl? Kovayım mı insanları?
Ö: Hayır tabii ki de. Takılın siz istediğiniz gibi. Bizi bıraksınlar ama uyuyacağız.
Sinan güldü.
Sİ: İyi öyle olsun.
Pis pis sırıtarak kapıyı arkasından kapatıp gitti. Bir dakika bile geçmeden Serdarın sesini duymuştu.
Ser: Olmaz öyle şey. Ne demek uyandıramıyorum? Ben uyandırım.
İ: Otur oğlum şuraya. Kız iyi değil demek ki bırak uyusun kendine gelsin. Bir an önce içelim şu kahveleri siktir olup gidelim. Adamın evine karabasan gibi çöktük.
Sİ: Tamam İsmail şey yapma okadar kızma. Serdar otur sende abicim sızmışlar işte.
Sesler kesilince Ömer Serdarın sakinleştiğini anlamıştı. Ki zaten hiç bir güç Defneyi onun kollarından ayıramazdı şu anda.
Uzun zamandır kendini bu kadar huzurlu hissetmemişti. En son annesine sarılmışken böyle iyi, huzur dolu hissetmişti kendini.
Şimdi ise ilk bakışta aşık olduğu, sevdiği kadın ona bir gülümsemesiyle unuttuğu bu duyguyu hissettiriyordu. Mutlu oluyordu, nefes almak için bir neden buluyordu.
Uyumayıp bütün gece onu izlemek istedi. Ama direnişi uzun sürmemiş o da uykuya dalmıştı.
***
Sabah güneş içeri süzülünce Defne gözlerini bir kaç kere kırpıştırıp açmıştı. Avucunun içi ile bir gözünü ovuşturup elini öylece bırakmıştı. Yatağın üstüne düşmesi gerekirken sert bir bedenin üstüne düştüğünde Defne gözlerini kocaman açtı. O zaman anlamıştı yattığı yerin yastık olmadığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Formaliteden Aşk
Teen FictionYeniden Aşk ve Bitmeyen Aşk'ın yazarından... Defne ve Ömer... Birbirinin sadece tek tük ismini duyduğu ve hiç bir zaman birbirini görmediği iki genç insan... Sırf babaları istiyor diye evlenmek durumunda kalsalardı sizce nasıl bir tepki vereceklerd...