Defne büyük bir tedirginlikle Ömer'in odadan çıkmasını izledi. Ellerini karnına bastırıp yatağın kenarına oturdu. İçinin titrediğini hissediyordu.
Ömer ise bütün soğukkanlılığı ile aşağı inmiş ve Salihin karşısındaki tekli koltuğa rahatça oturmuştu.
S: Nasılsın damat?
Ö: Derdin ne? Ne istiyorsun?
S: Hmm... Direkt lafa gir diyorsun yani.
Ö: Bunca yaptığından sonra bir de oturup hiçbir şey olmamış gibi sohbet mi etmek istiyorsun? Evet, dinliyorum. Bunca zamandan sonra neden geldin? Ne istiyorsun?
S: Defnenin yanında olmak istiyorum. O beni affeder, biliyorum ben. Biraz zaman alır ama affeder. Torunumun yanında olmak istiyorum.
Ömer alay eder gibi gülmüştü.
Ö: Yıkıp yıkıp sonra barışmak istiyorum diyemezsin! Bu kaçıncı artık? Bu kız seni kaç kere affetti. Sen onu hep daha da kırdın. Buna izin veremem.
S: Kızımı benden uzak tutacak son kişisin.
Ö: Sana bir şey söyleyeyim... Sen beni kabullenmeyince Defne ile asla aran iyi olmayacak. İlk önce benim onun sevdiği, aşık olduğu adam olduğumu kabul et. Kendi içinde bir hallet şu meseleyi. Ondan sonra gel.
S: Benim seni kabul etmek gibi bir zorunluluğum yok. Sen benim umrumda değilsin. Ben sadece kızımla ve torunumla iletişimim olmasını istiyorum.
A: Kalın kafalı herif.
Salih bir şey demeden çayında bir yudum aldı.
Ö: Bu da senin sorunun o zaman. Çünkü biri benim karım diğeri de kızım. Kusura bakma ama ben onları seninle görüştürmem. Ha bak Defne ben babamla görüşmek istiyorum derse hayatta durdurmam. Haddim değil. Kocası olabilirim ama babasıyla görüşmesini engellemem. Ama ben oradayken. Yalnız olmaz.
S: Sen anlamıyorsun beni. Ben seni-
Ö: Ben seni gayet iyi anlıyorum. Merak etme. Hislerimiz karşılıklı. Ben de senden hazetmiyorum. Ama Defne için aynı ortamda sorunsuz bir şekilde oturmamızı denedim. Sen ne yaptın? Benim karıma el kaldırdın!
A: Oğlum, sakin.
Ahmet Ömer'in sinirlendiğini hissetmişti.
S: Defne ile barışmama sen yardım edeceksin.
Ö: Ha, nasıl olacakmış o? Ben Defneye barışmak istediğini söyleyeceğim. Gerisi ona kalmış. Hiç ikna etmeye çalışmayacağım.
S: Yapacaksın.
Ö: Nasıl yaptıracaksın? Sen karşında kimin oturduğunu unuttun galiba. Ben şimdiye kadar istemediğim hiçbir şeyi yapmadım.
Ömer sinirle kalkıp gitmek için arkasını dönünce Salihin söylediği yerinde donup kalmasını sağlamıştı.
S: Dinçer elimde.
Ömer yavaşça ona doğru dönünce sinsice sırıttığını gördü.
S: Defneyi ikna et. Dinçer al.
Ö: Ben karımı bir şerefsiz için hiçbir şeye zorlamam.
Tekrar gitmek istemişti. Ama Salih hep damarına basacak bir şey söylüyordu.
S: Onu istediğini biliyorum. Sapasağlam seni bekliyor. Dokunmadım. Kurbanlarını hep öyle istemez misin? Hiç dokunulmamış bir halde. Suratlarını kendin dağıtmak istiyorsun. Sonra da akıl almayacak bir şekilde öldürerek intikamını alıyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Formaliteden Aşk
Novela JuvenilYeniden Aşk ve Bitmeyen Aşk'ın yazarından... Defne ve Ömer... Birbirinin sadece tek tük ismini duyduğu ve hiç bir zaman birbirini görmediği iki genç insan... Sırf babaları istiyor diye evlenmek durumunda kalsalardı sizce nasıl bir tepki vereceklerd...