Sinan ve İsmail gelene kadar diğerleri meraktan çatlamış binbir tane senaryo kurmuşlardı bile.
Ser: Ya bak buraya yazıyorum huzurumuzu bozacak bir şey çıkacak. İkisinin aynı anda arması tesadüf mü yani?
Ö: Tabii ki değil. Allah bilir yine neyin peşindeler.
N: Hemen böyle kötü düşünmeyin canım. Belki iyi bir şeydir.
Ö: Nihancım sen onların hayırlı bir şeye vesile olduklarını ne zaman gördün?
Su: E sizi evlendirdiler ya?
D: Bir kere bizim evlenmemiz onların sayesinde değil, onlara rağmen oldu. Bizi tanıştırdıkları için minnettarız ama evlenene kadar da her güzel anımızı burnumuzdan getirdiler.
Ö: Yine olsa yine katlanırım. Onların yaptığı hiçbir şey seninle geçirdiğim tek bir ana bile denk değil. Olamaz da. Bir kere olsun pişmanlık duymadım.
Defne Ömere daha da sokulup başını göğüsüne yasladı.
D: Ben de... Ben de asla pişman değilim.
Ser: Ay ne yaşadınız siz be? Çabucak evlendiniz oldu bitti işte.
Serdarın iğneliyeci ses tonu Ömer'in öfkelenmesine yetmişti bile. Ama bir şey diyemeden Defne ona fısıldamaya başlamıştı.
D: Sakin ol aşkım. Boş boş konuşuyor. Nereden bilsin o bizim aşkımızı? O kapasite yok onda.
N: Serdar yeter ya. Bir rahat bırak şu insanları. Tek odağın onların huzurunu bozmak, laf sokmak... Onun yerine Ömerden biraz ders al da sen de bana sevildiğimi hissettir.
Serdar tam bir şey diyecekti ki İsmail onun arkasından da Sinan gelmişti.
Ö: Ne diyorlar?
Ser: Bu sefer acaba hangi maceraya atılıyoruz?
İ: Valla neler olduğunu bilmiyorum. Salih amca yarın beni görmek istiyor. Yanına gidecem.
D: Hiçbir şey söylemedi mi?
İ: Yarın yanıma gel dedi bir tek. Hayırdır bir şey mi oldu diye sorduğumda da sadece bir şey olduğunda mı beni ziyaret edeceksin gel hal hatır sor dedi.
Ser: Allah Allah...
N: Şey İso Hayal ne yapıyormuş? Ağlıyor mu?
İsmail Nihana gülerek baktı.
İ: Bilmiyorum Nihan sormadım Hayali.
N: Hadi ya? Keşke sorsaydın. Çok merak ediyorum, biliyor musun? İlk defa bukadar uzun uzak kaldım ondan.
İsmail gülerek Nihana doğru edilip elini tutup okşamıştı.
İ: Sen de anne oldun ya... Valla çok yakıştı sana.
Ö: Kardeşim?
Sİ: Ben yarın gidemiyorum.
Herkesin yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
Su: Nasıl? Gitmiyor musun gerçekten?
Sİ: Gitmiyorum değil, gidemiyorum. Akşama inşallah.
Ö: N-nasıl akşama? Doğru düzgün anlat şunu.
Sİ: Ahmet amca da aynı Salih bey gibi yarın yanıma gel görüşelim konuşalım dedi.
Ser: Al işte. Ben dedim. Kesin bir şey çeviriyorlar. Baksana aynı anda aradıkları yetmezmiş gibi bir de aynı şeyleri söylemişler.
Ö: Bence de bu işin içinde bir iş var. Ben o ihtiyarların bizim açımızdan hayırlı bir şey yapacaklarını inanmıyorum.
Su: Keşke en başta amcama söyleseydim. Şimdiye kadar vazgeçirirdi seni. Canım amcam benim.
![](https://img.wattpad.com/cover/256588914-288-k749726.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Formaliteden Aşk
JugendliteraturYeniden Aşk ve Bitmeyen Aşk'ın yazarından... Defne ve Ömer... Birbirinin sadece tek tük ismini duyduğu ve hiç bir zaman birbirini görmediği iki genç insan... Sırf babaları istiyor diye evlenmek durumunda kalsalardı sizce nasıl bir tepki vereceklerd...