''Hayalden doğan umutlar, genellikle zaman içinde kırılıp giderler,temelleri yoktur. Tıpkı köksüz bazı ağaçlar ve çiçekler gibi... Hayallerin trajik kaderi budur. Ama yine de hayalsiz yapamayız. İyiyi ve kötüyü tanıyacağımız yolda yürüyebilmek için hayaller gereklidir.''
"Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve, dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı, dikeniyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi tadına doyamaz... Ortadoğu'nun adeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi tadının kanından sarhoş olur."
"Ben de insandım."
"Ben de insandım." diye fısıldıyordum kendi kendime ''BENDE İNSANIM '' Nasıl olur da her fırsattan abim'e sığınırken kendimi Okan abinin yanında buluyordum? Bunu neden bana yapıyordu abim ? Niye sürekli beni tekrar tekrar onun ellerine teslim ediyordu, beni ne hale soktuğunu görmüyor muydu cidden ? Her insanın içinde iyi ve kötü, yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir. Hoş kaldı ki İnsanlık ağacının kırılmış dalıyız biz. Düşüncelerimin arasına dem vuran rüzgarı aldırmak istemiyordum, iliğime kadar işleyen soğu hissetmek istemiyordum. Hissiz olmak istiyordum. Huzur istiyordum ama , Zaten dünyanın hangi köşesinde huzur kaldı ki. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
Kurban bendim. Sözcüklerin, anıların, olanakların, olanaksızlıkların kurbanı. Hiç kimse, ne ölü, ne diri, elimden tutmadı. Zaten bunu, ben de istemedim.( Huzursuzluk)
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta.
Usulca kalktığım betondan uzaklaşmaya eve adımlamaya başlamıştım.
İçeri girdiğim de Okan abi'yi yayvan bir şekilde masaya yaşlanmış olarak görmüştü kapının çıkardığı gıcırdı sesi ile bakışları beni bulmuş iken elinde dolu duran içki bardağını tek seferde dikmişti kafasına. Bakışlarımı ondan kaçırarak üst katta çıkarak banyoya yöneldim, bakışlarını sırtımda hissediyordum adeta, bu huzursuzca kıpırdanmama sebep olmuştu hızlıcaa banyoya girdiğim de kapıya yaslandım derin bir nefes aldıktan sonra çantamdan kremlerimi çıkarıp avcumun içine aldım aynanın karşısına geçtiğim de yüzümde ki yara izi '' BEN BURADAYIM!!'' diye haykırıyordu. Parmak uçlarıma sürdüğüm kremi yanağımda gezdirmeye başladım, bu evden nasıl kurtulacaktım? Peki ya bu insanlardan ? Sıcak suyla duş aldıktan sonra havluya sıkı sıkı sarınmıştım içim üşümüştü dışarıda saatlerce oturduğum da. Çantamdan kıyafetlerimi çıkarıp hızlıca üzerime geçirdim, banyodan çıktığım da Okan abi etrafta görünmüyordu evde değildi herhalde diye düşünürken masaya telefonumu bırakırken Abimin aradığını gördüğümde olduğum yere çömeldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT ABİM!
Teen Fiction"İnsanlar hep yarına hazırlanıyorlardı, ben buna inanmıyordum. Yarın onlara hazırlanmıyor. Orada olduklarını bile bilmiyor. " Sofyanın sesini duymamızla ona döndük " Sarya"dedi " Hı" dedim güçsüz sesimle " Ne yapıyorsunuz? diyince Abim Sofya'ya "...