GEÇMİŞTE KALAN

195 6 3
                                    

Bir hayat kaç kez değişirdi? Benim hayatım tam anlamıyla değişmişti. Kökünden koparılan bir ağaç gibi, geri dönüşü olmayacak şekilde yerimden koparılmıştım.

Ve bir kez yerinden koparılınca, başka topraklara eskisi gibi sağlam kök salamıyordu insan. Her toprak, her kökü kabullenmiyordu işte. Bu yüzden ait olmadığımız hayatları yaşarken bu kadar bocalıyorduk ve bir yerlere ait olunmadığı hissi, bir an olsun yanlız bırakmıyordu bizi... O hissin soğuk nefesi, her daim ensendeydi ve boş bulduğu her an tüm benliğini, kıskıvrak yakalıyordu.

İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor.  Bende yaşayacağım... Ama nasıl yaşayacağım!...  Bundan sonraki hayatım nasıl dayanılmaz bir işkence olacak!... Ama ben dayanacağım... Şimdiye kadar olduğu gibi...

Kötü zamanları atlattım mı atlatamadım mı bilmiyorum ama bu aralar herşey olabildiğince sakin ilerliyordu Ne Okan'ı ne de Hakan abiyi görmüyordum hele ki o Buğra denen hayvanın beni kaçırmasından sonra evde çıt çıkmıyordu. Keşke hep bu zaman diliminde kalabilseydik. Elimde ki kalemle defteri karalarken masamın üzerine bırakılan süt ile irkilmiştim.

" Kafaya koydun yani o sınava gireceksin"

" Kazanacağım Hakan abi."

" Sen daha iyisin dimi ?" Kuşku ile bana bakarken

" Daha iyiyim." Diyebildim sadece oysa içim de dışımda oldukça rezil durumdaydı.

Müthiş kötüydüm.

Yanımdan sessizce ayrılırken kapının kırılır gibi açılması ile irkilmiştim, yalpalayarak içeri giren Okanın bakışları beni bulmuştu.

" Ooo güzel karımm, gene ders mi çalışıyorsun sen ?"

Gene hayvan gibi içmişti, ayakta duramıyordu. Bakışlarımı kitaptan kaldırıp ona baktığım da darmaduman gözüküyordu. Koltuğa yayılıp gözlerini bana dikmişti beni rahatsız etmek için elinden geleni yapacaktı, pes etmeyecekti.

Sigarasını yakıp bana doğru üfleyerek konuşmaya devam etti.

" Belanı arıyor gibi bir halin var."

" Hakan sana yüz vermedikçe kendini derslere vermişsin." Gene saçmalamaya başlamıştı

" Ne diyorsun sen gene ?" Dediğim de artık saçmalamaya başladığı için sinirlerim bozuluyordu. Eşyalarımı hızlıca toplamaya başlamıştım belli ki kalkmaya niyeti yoktu bu yüzden de benimle uğraşacaktı gene, kitaplarımı hızlıca toplayarak bahçeye doğru ilerleyecek iken Okan kıvrak hareketi ile önümde bitmişti.

" Ne o kaçıyor musun kocandan ?" Dediğin cevap vermemek için bir adım atmıştım, o da attığım yere adım atmıştı.

" Okan abi sen ne istiyorsun?"

"Senden ne  istediğimi çok iyi biliyorsun." Dediğin de huzursuzca kıpırdanmıştım. Parmakları ile omzuma düşen saçımı geriye ittirmesi ile bir adım gerilemiştim.

" Benden uzak dur! Ne yapmak istediğini anlamakta zorluk çekiyorum. "

" Detaylı bir şekilde odamda gösterebilirim " diye sırıttığında donup kalmıştım.

" Se- sen ne kadar iğrenç birisin!" Cemkirmem ile gülüşü daha da çirkinleşiyordu gözümde.

"  Neden ? Karım değil misin bana karşı olan görevlerini yerine getirmen lazım. Yoksa gözüm dışarı kayar valla  " gözlerim bana ihanet edercesine dolmuştu.

DİKKAT ABİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin