PART 33

2.6K 107 25
                                    

Merhaba

Başlangıca önizelemeyi koydum çünkü birönceki kısa bölümü yorumları cevaplandırdıktan sonra sileceğim. bilginize

iyi okumalar ...

soundtrack (mehmet erdem, herkes aynı hayatta :) http://www.youtube.com/watch?v=Qkt8AB-WY7U

önizleme....

---------------------------

Simon uykusuz geçen bir gecenin izlerini taşayan yorgun ve huzursuz bakışları ile durumu pek farklı olmayan Scarlet'i masasının karşısından süzdü. Sonra yavaşça sandalyesinin arkasına yaslanarak "Scarlet..." dedi.

Scarlet Simon'un uzun zaman sonra kendine ismi ile hitap etmesinden şüphelenmişti.

"Neden seni seçtik bu göreve biliyor musun Scarlet?" cevabını beklemeden devam etti. "Çaresiz bir çabaydı belki ama başka yolu yoktu." ellerini birbirine sıkıca kilitledi. " Johnsonlar birbirine o kadar kilitli ki onları yıkmak, zayıf yakalamak imkansızdı.Ve sen...Sen bizim o kaleyi oynatabileceğini düşündüğümüz tek kişiydin." Tavana bakarak devam etti. " Baden Cooper seni ailesinden, hatta herkesten saklıyordu. Aralarındaki sıkı bağ düşünülürse bu fazlası ile sıradışı bir durumdu. Biz de senin işimize yarayabileceğini düşündük. Ve uzunca bir süre takip ettik."

Kollarını başının arkasında birleştirerek devam etti.

"O gün sana yapan saldırının arkasında Christie Johnson vardı biliyor musun? Ama Baden o zaman bunu bilmiyordu. Ama şimdi biliyor. Birşey değişti mi peki? Hayır. Christie Johnson aynı havasıyla eşinin kolunda eğlencelere katılıyor. Peki Blake sana herşeyi anlattığında ne yaptı? Hiçbir şey! Bu adam taştan bir kale. Senin erkek arkadaşın rolünü oynasın diye en iyi adamımızı bu işe bağladık. O zaman beklediğimiz tepkiyi verdi ama lanet olası! bir adım daha atmadı. " Masaya ellerini koyarak kendisini donmuş bakışlarla izleyen Scarlet'e doğru vücudunu yaklaştırdı. "Zamanımız daralıyor. O yüzden artık oyun yok Scarlet. Kartları açık oynuyoruz. Bu defa sen bize yardım edeceksin Scarlet. Abinin öcünü, saldırının intikamını almak istiyorsun değil mi? İşte sana fırsat. " ellerini masanın üstüne açarak Scarlet'in gözlüklerinin arkasındaki gözbebeklerine odaklandı.

" Baden'ın elinde ona kapılar açan bazı ses kayıtları var. Yerini bilmiyoruz ama gerçekten istersen sen öğrenebilirsin. " Cesaretlendirici bir bakış attı. "Nasıl yaptığın önemli değil. Sadece bu bilgiyi bize getirmen yeterli. Bu şekilde bir süre daha daireni ve işini elinde tutabilirsin."

Scarlet dolan gözlerini kapatmadan inatla Simon'u dinledi. Johnsonlar... Bir kardeş Rhett'i elinden almıştı, diğeri ona saldırı düzenlemişti. Baden ise ikisine de göz yummuştu. Scarlet aslında Baden'ın gözünde de hiç değeri olmadığını anlamıştı. Tıpki Simon gibi, Jazz gibi, Kate hatta Rhett gibi. Şu an en çok Rhett'e kızıyordu. Onu kimlerin eline bırakıp gitmişti. Tehlikesini bile bile nasıl öyle bir işe girmişti? Para mı heyecan mı kardeşinden daha ağır gelmişti? Simon konuşmasını bitirdiğinde boğazına düğümlenen hıçkırıkları yuttu.

Kesik kesik " Bir- silaha- ihtiyacım- olacak." dedi. Simon ilk başta tereddüt etmesine rağmen ayağa kalktı odasının sağ tarafındaki metal dolabın kilitini açarak eliyle küçük bir silah tarttı. Şarjörünü takıp Scarlet'e uzattı.

"Bana o bilgiyi getir." dedi.

Scarlet silahı aldı. Simon'un bakışları ile karşılaşmadan odadan çıktı. Gözlerini kapattı ve yaşların akmasına izin verdi. Arkasını dönüp asansörlere ilerleyecekken karşısında Kar'ı gördü. İki eli arkasında onu bekliyordu.

Scarlet yanına yaklaştığında durdu. Gözlüğünü çıkarttı. Siyah gözlüklerinin arkasındaki gözlere ulaşmaya çalışır gibi baktı. " Jazz sendin, değil mi?" gözlerinden gözyaşları tekrar süzülmeye başlamıştı. Ama bu defa durdurmaya çalışmadı. Onu böyle görmesini istiyordu.

SCARLET KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin